Bölgesel örgüt Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu tür saldırı eylemlerinin İsrail ordusunun koruması, katılımı ve desteği altında gerçekleştirildiğini belirterek, bunların Filistin toprakları, bölge ve dünyadaki korkunç sonuçları konusunda uyarıda bulundu.
22 üyeli blok, İsrail'in Nablus, Cenin ve diğer işgal altındaki Batı Şeria şehirlerindeki Filistinlilere yönelik baskıcı önlemleri kapsamında yer alan devam eden saldırganlığın, Orta Doğu barış görüşmelerini yeniden alevlendirmeyi amaçlayan uluslararası ve bölgesel çabaları engellemeyi amaçladığını kaydetti.
Arap Birliği, Batı Şeria'da tırmanan gerilimin görevdeki İsrail yönetiminin resmi tutum ve açıklamalarının bir sonucu olduğunu vurguladı.
Örgüt, "Bu yönetimin tutum ve açıklamaları, Filistinlilere ve onların haklarına yönelik sindirme, tehdit ve kışkırtmalarla damgasını vuruyor" diyerek, mevcut İsrail rejiminin her türlü düşmanlığı uygulamaktan çekinmediğini de sözlerine ekledi.
Arap örgütü ayrıca İsrail'i bu tür suçları ve tekrarlayan saldırıları derhal durdurmaya zorlayacak önlemler talep etti ve Filistinlilerin uluslararası korunması çağrısında bulundu.
Filistin Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı ayrıca uluslararası toplumu savunmasız Filistinliler için uluslararası koruma sağlamaya ve İsrail terörüne karşı mazlum ulusu desteklemeye çağırdı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "İsrail milis gruplarının Huwara'da sıradan sivillerin hayatını tehlikeye atarak evleri, arabaları ve ağaçları ateşe vermesi ve onları kül ve moloz haline getirmesinin korkunç sahneleri mide bulandırıcı ve benzeri görülmemiş" dedi.
Açıklamada ayrıca, bu Yahudi yerleşimci terörizminin "İsrail rejiminin her kolu tarafından mali, diplomatik ve siyasi olarak kolaylaştırıldığı ve desteklendiği ve yetkilileri tarafından kutlandığı" belirtildi.
Bakanlık, Huwara katliamının İsrailli yetkililerin Yahudi yerleşimciler arasında ateşli silah kullanımını artırmasından birkaç hafta sonra geldiğini söyledi.
"Filistin Devleti, İsrail ve İsrailli yetkilileri yerleşimci teröründen tamamen sorumlu tutuyor ve bunun kaçınılmaz şiddetli sonuçları konusunda uyarıda bulundu Yerleşimci terörist gruplar İsrail rejiminin bir uzantısıdır. Terörist gruplar ve İsrailli yetkililer, Nakba'dan bu yana Filistin'i ilerletmek için el ele çalışıyorlar denildi.
Bakanlık, "Boş kınama ve endişe ifadeleri, savunmasız Filistinlileri İsrail'in ırkçı terörüne karşı koruyamaz" diyerek bu tür suçlara karşı ciddi adımlar atılması çağrısında bulundu.
Filistin dışişleri bakanlığı BM Genel Sekreteri António Guterres'i “Filistin ulusuna derhal koruma sağlamaya” çağırdı. Uluslararası toplum, herhangi bir gecikme olmaksızın, İsrail ve İsrailli yetkilileri işledikleri suçlardan sorumlu tutmalıdır.” dedi
Filistinli yetkililer, İsrailli yerleşimcilerin silahlı saldırı ve kundaklama da dahil olmak üzere en az 300 saldırı gerçekleştirdiğini söylüyor.
Nablus'un güneyindeki Zaatara köyünde İsrail ordusu tarafından korunan yerleşimciler tarafından Pazar gecesi kimliği Samih al-Aqtash olarak tanımlanan 37 yaşındaki Filistinli bir adam karnından vuruldu. Yaralarından öldü.
Filistin Kızılayı, Huwara, Zaatara, Burin ve Asira al-Qibliya köylerinde yerleşimci saldırısında en az 390 Filistinlinin yaralandığını söyledi.
Çoğunluğun İsrail ordusu tarafından atılan göz yaşartıcı gazdan ve aşırılık yanlısı yerleşimciler tarafından çıkarılan yaygın yangınlardan duman solumasından yaralandığını da sözlerine ekledi.
İsrail askeri işleri bakanı Yoav Gallant, ağır bir güvenlik ekibiyle Hawara köyünün büyük ölçüde boş sokaklarında gezerken, "Önümüzde zor günler bekliyoruz" dedi.
İsrailli yerleşimciler ve askerler, Benjamin Netanyahu'nun aşırı sağ ve aşırılık yanlısı partilerden oluşan bir kabinenin başında rejimin başbakanı olarak geri dönüş yaptığı Aralık 2022'nin sonlarından bu yana Filistinlilere yönelik saldırıları artırdı.
Kaynak : TEVHİDHABER