Eymen HALİD
Erdoğan Konuştuğunda Arap Liderler Susuyor
Türkistan'da Uygurlu Müslümanların yaşadığı kriz hakkında hiçbir Arap lider çıkıp bir şey söylemedi. Oysa Arap halklarının bir çoğu, Arap liderlerinin başlarını önlerine eğip halklarını zillet ve sadakatsizliğe sevk ettikleri bu zor zamanda Chavez ve birçokları gibi Erdoğan'ın da bir Arap lider olmasını temenni ediyor.
Tabii ki biz sesimizin çıkmamasından ötürü özür diliyoruz. Biz İslamı istemiyoruz ve ondan feragat etmemiz şu ana kadar gerçekleşmeyen ulusal projelerimizin menfaati içindir. Arap ülkeleri bu denklemi bir türlü sağlayamadı ve hala bir şey ya da hiçbir şey için birbirimize vuruyor, ihtilaf ediyor ve dövüşüyoruz. Allahım sadece ihtilaf ediyoruz.
Araplar kendilerini koruyamadılar. O halde namaz kılarken döndüğün kıbleyi içinde barındıran ve hac için gittiğin ülkeleri nasıl müdafaa edecekler. Arapları peygamberi sevdikleri gibi seviyorlar. Arapların derdi bugünkünden farklı, içinde bulundukları hal böyle olmasaydı ya da en azından kendilerini halklarının rahmetine hapsettikleri bir hal oluşturduklarını düşünselerdi ülkelerimizde bir kadının başına gelmiş felakete kızıp orduları harekete geçirecek bir Mutasım olabilirdi.
Belki de Türklerin bazıları Erdoğan'ı sadece kendilerine ait biri olarak düşünüyor. Ama haberleri takip eden Arap halkları acılarının şiddetinden Erdoğan'ı delice seviyor. Bu halklar siyaset dünyasındaki isimleri çok iyi biliyor. Belki de Türklerin çoğu halkımızın Erdoğan, Oğlu ve Gül soyadlarını ezberlediğini ve onlar hakkında bakanlarından daha çok şey bildiğini bilmiyor. Biz basın mensupları olarak bazen bazı bakanları tanımayabiliyoruz ama bütün insanlar gibi Türkiye'deki her hareketi ve sakinliği takip ediyoruz. Erdoğan'ın Davos'taki çıkışını takip ettik. İçimizdeki sevgi hissi alevlendi ve onun sesiyle birlikte Sultan Abdülhamit'i görür olduk.
Şüphesiz bugün, başında Türkiye'yi dünyaya açmayı başaran liderlerin olduğu, komşu halkların özellikle de Arapların büyük bir saygıyla baktığı Türkiye kendisiyle övünüyor. Bu onun sırrı ve siyaset dünyasında lider güç olmaya layık Türkiye'nin geleceğidir. Ve bu yeniden dünyaya açılmaya başlayan bir ülkede büyük bir sebat ve çabayı gerektiriyor. İnsanların sesleri yeryüzünde adalet ve hürriyet fikirlerini ve bunların değerini yayıyor.
Şüphesiz doğusundan batısına kadar insanların dertleriyle ilgilenen bir ülke Arap halklarının övgüsünü hak ediyor. Biz kendi açımızdan, komşumuz böyle yüce bir ruha sahip olduğu için güven hissedecek ve geleceğe büyük bir umutla bakacağız. Gelecek günler ekmeği, suyu, havayı hatta kanı paylaşacağımızı gösteriyor.
Arap liderler sustular çünkü zayıflar söz söyleyemezler. Arap dünyası hilafetin çökmesinden bu yana zayıflık, marjinallik ve sömürgeci güçlerin baskısı altında başını dik tutamaz oldu. Devletlerin çoğu kendi kendini yönetemiyor. Ama yaranın acısını tatmış halklar, bize hala bir şey sunamamış dar Arapçılık çerçevesinden çıkıp daha büyük bir çerçeveye girmedikçe Arapların sorunlarını çözemeyeceğini biliyorlar.
Erdoğan Arap değil. Eğer olsaydı durum farklı olurdu. En azından bir çok Arap ümitvar olurdu.
* Araştırmacı yazar Eymen Halid'in bu analizi, Gülşen Topçu tarafından İsraHaber için tercüme edildi.