Malatya’nın Arapgir İlçesi’nde Arapgir Postası diye bir gazete çıkıyor. Ağabeylerimizin ağabeyi Fethi Gemuhluoğlu 1956-1959 yıllarında o gazetenin başyazarlığını yaptı. Başyazılarının çoğu mazlum halkların kurtuluş mücadelelerine iltifat ve sömürgeci devletlere lanet mahiyetindeydi. “Yıkılması Mukadder Olan Bir İmparatorluk: Büyük Britanya” diye bir yazı yazmıştı mesela. Britanya diye anılan Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı üzerine İskoçya ile Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan kopma ihtimalini konuşurken, merhum Fethi Gemuhluoğlu’nun mezkûr yazısını hatırlamamak olmaz.
İşte, üstadın 1957’de kaleme aldığı o yazı…
***
Asırlardır değişik ırklara mensup çeşitli milletleri ve cemaatleri sömüren, ülkelerinde “güneş batmayan” müstemlekelerin ve müstamerelerin korkunç sahibi, Büyük Britanya İmparatorluğu’nda artık güneş kaybolmak ve çekilmek üzeredir. Güneş batacaktır ve sanırız ki artık akşamların ötesi de yıldızlı ve parlak olmayacaktır. Tarihte büyük imparatorlukların dağılması mukadder bir neticedir. Tarih felsefesi ile meşgul olanların beyanlarına göre, bu tabiîdir ve bundan kaçınılamaz. Roma ve Osmanlı İmparatorlukları gibi hukuk, ilim, ahlâk, aşk ve îmanı, yani bütün meseleleri ile insanı büyük ve sağlam nizamlara, tarihî müesseselere istinat ettiren imparatorluklar için dahi mukadder olan zevâl, derin bir sarsıntı ve çözülme içinde bulunan Büyük Britanya için de mutlak ve muhakkak olarak hükmünü icra edecektir.
Kaldı ki, Büyük Britanya İmparatorluğu’nun devamında prensiplerindeki riyâ, hikmeti hükûmet düsturundaki birbirine düşürme, fitne ve fesat bu ömrü daha da kısaltacak ve mev’ud âkibeti ta’cil edecektir. İnsanları uzun yıllar kandırmak, onları erzel ve efsel sistemlerle sömürmek kabil olmadığına göre, yukarıda serdetmeye çalıştığımız iddia sadece masum bir temenni veya garip bir kehanet sayılmamalıdır.
“İngiliz siyaseti”nden bahsedilince aydın kişilerden, dağdaki çobanlara kadar insanoğlunun şuuruna hücum eden tedailer, halkların birbirlerine kanlı bıçaklı düşman olmaları için çevrilen entrikalar, sistemli muzır neşriyatlar, türlü sabotajlar ve hilelerdir. Dinî ihtilâfları ve mezhep ayrılıklarını tahrik etmek, menfaat oyunlarının cümlesini seferber kılmak, kabilelerden birini diğerlerinin başına belâ kılarak teslih etmek, uzaktan bir müddet seyirci kaldıktan sonra ve kardeşler birbirlerini helâk edince rahatça hakimiyet tesis etmek, onların yıllardır şeytanca bir ustalıkla tatbik ettikleri değişmez prensipleri arasındadır.
İkinci Cihan Harbi’nin mağlup devletleri arasına İngiltere’yi de dahil etmek, insana önceleri acayip görünse bile, haddizatında hakikatle ilgili bir iddia olmak haysiyetindedir.
Onlar için artık Hindistan yarımadası yoktur. Asya’da Hindistan ve Pakistan, Afrika’da uzun zamandır Cenubî Afrika, son yıllarda Sudan ve Altın Sahilleri, Avrupa’da İrlanda onlara kapılarını kapamışlardır. Ortaşarkta Amerika ve İngiltere arasındaki nüfuz çarpışması da hiç şüphesiz İngiltere’nin ısrarlı gayretlerine rağmen aleyhlerine olmakta devam edecektir.
Son İsrail-Mısır Savaşı’nda ve hâlen aralarındaki kritik gerginlikte bu durumu müşahede etmek kabildir. Fransa’nın ağırbaşlı ve ciddî gazetelerinden biri olan Figaro’da yapılan ifşaat, tasfiye halinde olan Britanya ile hâlâ büyük devlet muamelesi görmek tahayyülünde bulunan Fransa’nın Mısır’a karşı nasıl mel’unâne ve mezbûhâne gayelerle elele vermelerini göstermesi bakımından ibretle okunmaya değer.
Garp emperyalizminin bütün vahşet ve dehşetlerine tevessül ettiği halde Cezayir’deki istiklâl ve hürriyet hareketleri nasıl artan bir hızla devam ederek Fransa’yı dize getirecekse, Uganda’daki Mau-Mau mücadelesinden İrlanda’daki Cumhuriyetçi hareketlere kadar İmparatorluk topraklarına yayılan ateş de devam edecektir.
Onları yakın bir gelecekte adalarında Galliler ve İskoçlar arasında kindar bir didişme içinde görmek, dünyanın dört bir yanında kan ve ateş çilesinden, kahır ve ızdırap çemberinden geçen insanları mesut edecektir. (Arapgir Postası, 19 Nisan 1957)
***
Bu vesile ile Fethi Gemuhluoğlu ve eşi Suzan Gemuhluoğlu’na ganî ganî rahmet diliyor, dostlukları ile şereflendiğim oğulları Ali ve Selman Gemuhluoğlu’nu candan selamlıyorum.
karargazete