Arınç Kimleri Kastetti?

Dinleme iddialarıyla ilgili 'Birilerini izinsiz dinlemek ahlaksızlıktır' diyen Arınç, gazetelerde koparılan yaygarayla ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı...

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Birilerinin birilerini izinsiz ve kararsız dinlemesi ayıptır, ayıp olduğu kadar büyük bir suçtur, ahlak dışı bir harekettir. Bunun suç olup olmadığı konusunda da ceza kanunu maddeleri mutlaka işletilmelidir, biz bundan yanayız" dedi.

Adıyaman Barosu'nun düzenlediği, "Türkiye'nin Demokratikleşme Sorunu" konulu konferans öncesi Adıyaman Valiliğini ziyaret eden Arınç, bir gazetecinin, "telefonların izinsiz dinlendiği" iddialarına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

"Kanunsuz dinlemeler, özel hayatın gizliliğine, kişilik haklarına aykırı olarak yapılan izinsiz dinlemeler, Türk Ceza Kanunu'na göre suçtur. Bunların Ceza Kanunu'nda suç sayılan eylemleri, iki gün önce yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısı ile cezaları artırılarak TBMM'ye sevk edilmiştir. Yani, eskiden 3 aydan 6 aya veya 6 aydan 1 yıla kadar olan izinsiz dinlemeler veya özel hayata müdahaleler, artık 2 yıl ile 3 yıl arasında cezaya muhatap olacaklar. Biz bu konuda, izinsiz dinlemelerin suç olduğunu, bu suçun da büyük bir karşılığının olması gerektiğini düşünüyoruz.

Ancak, mevcut yasalar içinde savcıların talebi, hakimlerin karar vermesi ve yine resmi bir kurum olan İletişim Daire Başkanlığının da dinlemeyi süreli olarak yapması, bunun sonunda da eğer suç teşkil eden bir eylem tespit edilememişse adı geçen kişiye bildirilmesi şeklinde, geçtiğimiz yıllarda çıkartılan kanuna uygun yasal dinlemeler yapılıyor."

-ABARTILI HABERLER-

Arınç, dinlemeler konusunda, son günlerde abartılı haberler yapıldığına işaret ederek, şunları söyledi:

''Maalesef son günlerde, hiç gerçek olmadığı halde, abartılarak, adeta bir propagandaya dönüştürülerek herkesin dinlenildiği, Yargıtayın bile dinlenildiği konusunda yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınların temelde iki hedefi vardır: Bir, gündem saptırmak... Türkiye, demokratik açılımla ve Mecliste yaşananlarla belli bir odağa kilitlenmişken, bundan zarar gördüğünü düşünen birtakım çevreler dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar. İşin bir başka boyutu da ismi geçen birkaç kişi ile ilgili yapılan yasal takibatların seyrini değiştirmektir. İsimlerini vermeyeceğim, bunlar her gün boy boy fotoğrafları yayımlanan, televizyonlarda da adeta bir televizyon dizisi gibi herkesin belleğinde yer etmiş bir kaç kişidir.

Yargıtay Kanununa göre, Yargıtay üyeleri başkan ve başkan vekilleri, özel olarak sadece Bakanlar Kurulu kararı ile dinlenilebiliyor. Böyle bir karar da dinleme de yok ama bunun dışında kalan hakim ve savcılar, haklarında herhangi bir suç örgütü ile ilişkili veya herhangi bir suçun aydınlatılmasına yönelik ciddi bir delil, emare veya şüphe bulunuyorsa savcı yargının bir mensubudur, hakimden elindeki delillere göre o kişinin belli bir süreyle dinlenmesini talep ediyor. Hakim, eldeki bilgi ve belgeleri, bu şüphe için yeterli görüyorsa dinleme kararı veriyor. Talep eden savcı, karar veren hakim, dinleyen de resmi kurum, bunun başında da bir savcı var. Kimin, kimden şikayet etmeye hakkı var?"

-GEÇMİŞTE YAPILAN DİNLEMELER-

Her meslekte yanlış yapanlar olabileceğine dikkat çeken Arınç, şöyle dedi:

"Geçmişte, her meslekte yanlış yapanlar olabilir, suç işleyenler olabilir. Bu, mülki amirler içinden de olabilir, hakim ve savcılar içerisinden de olabilir, başka kurumların içinden de olabilir. En baştakinden en uçtaki memura kadar yanlış yapan, suç işleyen, hata işleyen insanlar olabilir. Bunların yasal olarak takip edilmesinde, dinlenilebilmesinde hiçbir mahsur yoktur, bütün dünya bunu yapıyor.

Geçmişte de bu dinlemeler sebebiyle İzmir'de bir ağır ceza mahkemesi başkan ve üyesi, Yargıtayın da iki üyesi hakkında davalar açılmış, ikisi emekli olmuş, biri de mahkum olmuştur. Demek ki yasal dinlemelerle suç işlendiği konusunda, bilgi ve belgeler de toplanabiliyor. Yani kopartılan bu kadar gürültü, 'biz daha rahat etmek istiyoruz, kesinlikle hiçbir şekilde dinlenilmeyelim' endişesi ise yok, öyle bir şey yok. Hukuk devletinde buna izin veren maddeler var. Kimse bunun dışında kalamaz.

Sadece özel görev yapan bazı insanlar hakkında, dinleme konusunda alınmış özel tedbirler vardır. Bunlara dikkat edildiği sürece, bu konuyu şikayet konusu yapmak doğru değildir."

-GERÇEKER'İN SÖZLERİ-

Arınç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in iki gün önceki konuşmasına vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Yargıtay Başkanı, biraz ters gelse de bir gerçeği ifade etmiştir. Sayın Gerçeker, iki gün önceki konuşmasında, 'bu dinlemeler yasaldır ama hukuki olmayabilir' demiştir. Biraz çarpıcı geliyor, 'hem yasal hem de hukuki gelmeyebilir'... Demek ki yapılan iş yasaldır. O zaman mesele yoktur. Arkasından, bunun hukuki olup olmadığını hepimiz tartışabiliriz. Anayasa Mahkemesi kararlarının da hukuki olup olmadığı tartışılabilir. Yargıtayın da zaten pek çok kararı tartışılabiliyor. Dolayısıyla böylesine bir gürültünün içerisinde, bu işten doğrudan sorumlu olan Adalet Bakanı'nın söylediklerine herkesin dikkat etmesi gerekiyor.

Tekrar ifade ediyorum, izin olmadan, talep olmadan, piyasada mevcut elektronik cihazlarla Türkiye'ye dışarıdan getirilen birtakım imkanlarla birilerinin birilerini izinsiz ve kararsız dinlemesi ayıptır, ayıp olduğu kadar büyük bir suçtur, ahlak dışı bir harekettir. Bunun suç olup olmadığı konusunda da Ceza Kanunu'nun maddeleri mutlaka işletilmelidir, biz bundan yanayız. Ceza sürelerini de az gördüğümüz için caydırıcı olması bakımından cezaların artırılması konusunda Meclise bir tasarı sevk ettik."

Politika Haberleri

HÜDA PAR'dan Bahçeli'nin çıkışına ilişkin ilk açıklama
HÜDA PAR'dan çok sert açıklama! İpini koparmış haysiyetsizler...
HÜDA PAR Milletvekilleri Meclis'te Şehid Heniyye ve Yahya Sinvar posterlerini açtı
HÜDA PAR'dan soykırım davası açıklaması: Gecikmiş de olsa önemli bir adım
"Ülkemde siyonist istemiyorum"