Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House'da, "Türkiye'de Demokrasinin Geleceği: Algılar ve Gerçekler" konulu bir konuşma yaptı. Arınç, bir katılımcının, Reuters haber ajansının, kendisine atfen yaptığı "Üç dönem kuralı değişebilir" yönündeki haberinin anımsatması üzerine, şöyle konuştu:
"Üç dönem kuralı değişecek mi? Aslında bugün sabah yaptığımız görüşmede basın mensupları bu konuyu sordular, 'değişecek' şeklinde bir şey söylemedim. Şunu söyledim, biz Türkiye'de yeni bir partiyken, 15 aylık bir partiyken iktidara geldik. Gelirken de bazı prensipler koyduk. Bu kanun maddesi değil, anayasa maddesi değil. Kendi iç tüzüğümüze koyduğumuz prensipler.
Dedik ki 'parti içi demokrasi, partinin kendi içerisinde sağlıklı dönüşümü, gençlere daha çok yol açılması ve kadınların daha çok siyasetle ilgilenmesini temin etmek için bir milletvekili seçilebilirse en fazla üç dönem milletvekili olmalıdır. Ondan sonra ara vermelidir.' Belediye başkanları için de bu kuralı kabul ettik ve bugüne kadar uyguladık. Şimdi geldiğimiz noktada Başbakanımızın da ve benim de içinde bulunduğum 80'e yakın milletvekili 3 dönem yasağı sebebiyle bir yıl sonraki seçimlerde aday olmayacak. Ne var bunda kötü?
Hayır, hiç bir şey kötü değil. Bence bu prensip çok faydalı ve çok zaruri. Bunu uygulamakta da kararlıyız. Ancak şunu söyledim Reuters'e ve diğerlerine, çok güvenilir medyadan olduklarına da inanırım. Konuşmanın tamamı yayınlanırsa şu görülecek ki biz kendi içerimizde güçlü bir değişim ve dönüşüm yapabileceğimize inanıyoruz. Çünkü kadrolarımız çok zengin. Milyonlarca üyemiz var. Teşkilatımız çok güçlü. Milletvekili olan çok gençlerimiz ve kadınlarımız var.
Eğer konjoktürün böyle bir dönüşüme müsait olduğunu anlarsak, bu noktada kesinlikle bir tartışmamız olamaz, biz gideceğiz arkamızdan gelenler bu işi ileri götürecek. Ama bugünkü hükümetimiz, Başbakanımız kadar güçlü insanların önünün açılması lazım. 'O günkü konjonktürde farklı bir gerçek karşımıza çıkarsa, üç dönem kuralı Allah'ın emri değil, kanun maddesi de değil, parti bu konuyu kendi içerisinde düşünür, müzakere eder ve şartların elvermediği kanaatine varırsa, bu kuralı değiştirebilir' dedim."
"Biz, Türkiye'nin bir ortalamasıyız"
"Siyasi islam" nitelemesiyle ilgili bir soru üzerine de Arınç, söz konusu nitelendirmeyi hükümet ve AK Parti için kabul etmediklerini belirtti. Dini kurallara uygun bir siyasetin ve laiklik anlayışının Türkiye'de mümkün olmadığını dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasanın temel ilkelerine samimiyetle bağlı olduğumuza göre, bir 'dinci parti' veya 'dinci hükümet' yaftasını kesinlikle kabul etmeyiz, reddederiz. Biz, Türkiye'de İslam'ı bilen, inanan, yaşayan insanlarız, özel hayatımızı buna göre tanzim ederiz. Ama dini kuralları meclisinden geçirerek, anayasa kuralı haline getirmek iddiası hiç olmadı. Bunu başkaları yapıyor olabilir. Buna dünyada siyasal İslam deniyorsa, bunu konuşabilirsiniz.
Başta Başbakanımız olmak üzere, dini eğitim almış olan, dini hassasiyetleri yüksek olan insanlar olabiliriz. Ama içimizde çok seküler insanlar da var. Çok laik insanlar da var, hatta din dışı bir hayat yaşayan, yani çok seküler bir hayat tarzını kendine benimsemiş insanlar da var. İçkisini içmeyenler olduğu gibi, içkisini alanlar da var. Başını örtenler olduğu gibi, başını açık tutanlar da var. Biz, Türkiye'nin bir ortalamasıyız. Kimseye zorla bir inancı zorla kabul ettirmek durumunda olmadık, olmayacağız."
(AA)