Ergenekon terör örgütü davasında birçok çalışanı sanık olarak yargılanan Cumhuriyet gazetesi, terörü bu defa televizyon ekranlarına taşıdı.
Gazetemiz yazarı Serdar Arseven'in katıldığı 32. Gün programında tam anlamıyla Cumhuriyet gazetesi terörü yaşandı.
Türkan Saylan'ın tartışıldığı programda Arseven'in, Cumhuriyet yazarları Ümit Zileli ve Mehmet Faraç'ın iddialarına soğukkanlı şekilde verdiği cevaplar karşısında kontrolünü yitiren Cumhuriyet yazarları, 32. Gün programı yöneticisi Rıdvan Akar'ın da pasif tavrından cesaret alarak, Arseven'e sözlü ve fiili saldırıda bulundular. Arseven söz alıp konuşurken aniden araya girerek saldırgan bir üslup kullanan Mehmet Faraç, programda gergin dakikaların yaşanmasına sebep oldu.
Cumhuriyet'in diğer yazarı Ümit Zileli'nin de Arseven'e hakarete varan sözlerle saldırması ile program normal seyrinden çıktı. Arseven soğukkanlı cevaplar verirken, kayınbiraderinin uyuşturucudan hapiste olduğunun gündeme gelmesi ile iyice kontrolden çıkan Mehmet Faraç reklam arasında su bardağını Arseven'e fırlatarak olayı fiili saldırıya döktü. Serdar Arseven'in üzerine yürümek isteyen Faraç'ın masadan kaparak fırlattığı bardak Arseven'in başını sıyırıp duvarda patladı ve paramparça oldu.
Bunun üzerine Faraç'a seslenen Arseven, "Burada çalışan insanların hayatını tehlikeye atma, dışarıda görüşelim" dedi.
Bu sözlerin hemen ardından iyice saldırganlaşan Faraç, araya girenlerin arasından sıyrılarak masadaki ikinci bir bardağı Arseven'e fırlattı. Arseven fiili saldırı üzerine stüdyoyu terk ederken, kendisine fırlatılan bardak parçalarını da savcılığa yapacağı suç duyurusuna delil olarak kullanmak üzere yanına aldı.
Bu çirkin saldırıya tanıklık eden Hilal TV Haber Müdürü Muharrem Coşkun da olayı protesto ederek Serdar Arseven ile birlikte stüdyodan ayrıldı. Kanal D'nin kafetaryasında oturan Arseven ve Coşkun'un yanına gelen Cumhuriyet yazarları burada da saldırganlıklarını sürdürdüler.
Kanal D, yaşanan tartışmayı ana haber bülteninde haberleştirirken, Cumhuriyet yazarları lehine yapılan bir montajlama ile Serdar Arseven'i haksız göstermeye çalıştılar. Aynı Kanal D; Cumhuriyet yazarı Mehmet Faraç'ın Arseven'e bardak fırlatmasını da görmezden geldi.
Rıdvan Akar'ın da, dün günün ilk saatlerinde yayınladığı programda fiili saldırıdan hiç bahsetmemesi dikkat çekti. Bardak fırlatma olayı olmamış gibi davranan Rıdvan Akar, olayın ne görüntüsünü ekrana getirdi, ne de sözlü olarak konusunu açtı.
ARSEVEN YAŞADIKLARINI ANLATTI
Kanal D'de yayınlanan 32. Gün programında yaşanan 'Cumhuriyet Terörü'nün Doğan medyası tarafından gizlenmek istenen bütün ayrıntılarını ve yaşadıklarını anlatan Serdar Arseven, tartışmanın Mehmet Faraç'ın Erbakan'a sataşması ile kendisine Diyarbakır Barosu'na alınan kayınbiraderinin uyuşturucu ticaretinden içerde olduğunu hatırlatması üzerine başladığını söyledi.
Arseven yaşanan fiili saldırıyla ilgili ise şunları söyledi: "Programa katılan Hilal TV Haber Müdürü Muharrem Coşkun kardeşimin ve otuz kadar Kanal D çalışanının gözlerinin önünde inanılmaz bir terör estirdiler. Şimdi bunlar bilek gücüyle değil, ne yaptılar. Söyleyeyim. Parçaları hâlâ bende, kendilerini güvenli bir mesafeye aldıktan sonra bardak fırlattılar. Bunu reklam arasında yaptılar.
Adam baktım almış yarım kiloluk, kafaya geldi mi kesin götürecek bardağı fırlatıyor. Bardak üzerime gelirken şöyle bir çekildim. Duvarda patladı. O an inanın iyi ki meslektaşlarımdan birine isabet etmedi diye düşündüm. Adamı görüyor musunuz? Uzaktan bardak fırlatıyor. O bardağı ele aldıran korkak ruh halini düşünebiliyor musunuz ? Demek ki; bunların elinde silah olduğu anda çekip ateş edecek orada arada kimlerin olduğuna da bakmaksızın." Arseven "Bu arada Rıdvan Akar ne yaptı?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Sonrasında da kendisiyle konuştuk. Bardağın içindeki su kendisine gelmiş. Allah'tan bardak gelmemiş. Tabii burada benimle birlikte oranın ev sahibi olan Rıdvan Akar'a ve Kanal D'ye de bir terör var. Orada Muharrem Coşkun kardeşim, kendisine yani Akar'a bu esasında 'Size karşı yapılmış çok büyük bir ayıptır' hatırlatmasında bulundu. Ama ben Rıdvan Akar'ın içinde bulunduğu güç durumu ve bulunduğu merkezin ilişkilerini değerlendirdiğimde suçlamıyorum. Gece bardak meselesine hiç girmedi. Eğer o bardakları fırlatan Cumhuriyet mensupları değil de ben olsaydım olayı nasıl vereceklerdi ve Türkiye'de şu anda ne konuşulacaktı bizim üzerimizde, bunların şerrinden çekinirken bazı kardeşlerimizin de muhtemelen iştirak edebilecekleri nasıl bir kampanya yürütülecekti? Orada Cenab-ı Allah ihsan buyurdu, yanlış yapmadık."
RIDVAN AKAR NE DEDİ?
Vakit o gece yaşananlar ile ilgili 32. Gün sunucusu Rıdvan Akar'ı da dinledi. Akar programda yaşananların kendisini rahatsız ettiğini ve tarafsız olmaya dikkat ettiğini belirterek şunları söyledi: 32. Gün'ün formatında reklam arasında yaşanan tartışmaları bugüne kadar hiç ekran önüne taşımadık. O yüzden reklam arasında yaşanan olayları ekrana getirmedik ve sözlü olarak ekranda söylemedik. Serdar Bey'e yönelik fiili saldırıyı da o yüzden gündeme getirmedik. Ben tarafsız bir program yaptığıma inanıyorum ve taraflı olduğum eleştirilerini kabul etmiyorum. Ev sahibi olarak Mehmet Faraç'ın saldırı girişiminden ne kadar rahatsız olduysam, Serdar Bey'in ceketini çıkarmaya çalışmasından o kadar rahatsız oldum. "
'FARAÇ İKİ BARDAK FIRLATTI'
Hilal TV Haber Müdürü Muharrem Coşkun ise Serdar Arseven'in konuştuğu sırada Mehmet Faraç'ın agresif bir şekilde araya girip laf atması ardından tartışmanın büyüdüğünü söyledi. Reklam arasında Faraç'ın Arseven'in üzerine yürüdüğünü anlatan Coşkun, "Araya girdik ve ayırmaya çalıştık. Serdar Bey masanın arkasında, Faraç ise stüdyonun diğer tarafındaydı. Faraç masaya doğru gelip benim önümdeki bardağı aldı ve Serdar Bey'e fırlattı. Bardak duvarda patladı. Bir süre sonra Faraç, bu kez kendi önündeki bardağı Serdar Bey'e fırlattı. Bu bardak arada bulunanlar sebebiyle Serdar Bey'e doğru gelmeden yere düştü. Faraç'ın fiili saldırısı üzerine stüdyoda adeta terör olduğunu söyleyerek programa devam edemeyeceğimi bildirip, Serdar Bey ile beraber programı protesto edip terk ettim." dedi.
vakit