Saadet Partisi kurmaylarından Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Oya Akgönenç, Türkiye'nin 'Hayır' oyu vermesini, "Çok doğru bir karar. Tutarlı bir hareket ve dik duruş" şeklinde değerlendirdi.
BİZ HER YOLU DENEDİK
Türkiye ve Brezilya'nın İran ile nükleer takas anlaşmasına imza attığını hatırlatan Akgönenç, "Nükleer takas anlaşması henüz proje halindeyken, ABD tarafından sessizce kabul edilmişti. Türkiye ile Brezilya'nın projesi 8 ay önce ABD'nin yaptığı teklife de çok benziyordu. Fakat ne var ki bu teklif bir alternatif olarak ortaya konduğu anda hemen ABD İsrail'in etkisiyle pozisyon değiştirdi ve 'Hayır, biz bunu kabul etmiyoruz' demeye başladı. Israrla yaptırımların artırılması için baskı girişimlerinde bulundu. Oysa biz bir alternatif sunup, diplomatik ve politik yolla yapılacak her yolu denedik. Yapılması gereken doğruya giden her adımı attık. Sonunda oylamaya geldiğimizde bizim doğal olarak bu yaptırımlara 'Hayır' diyerek tüm ülkeleri diplomasi yoluna teşvik etmemiz gerekirdi. Mantıklı bir devlet sadece bunu yapardı. Türkiye de bunu yaptı" dedi.
AKSİNİ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM
İçeriden ve dışarıdan yükselen cılız tepkilerin bir anlam ifade etmediğini vurgulayan Akgönenç, "Türkiye geri adım atmayarak kararlı bir duruş sergiledi. Buna itiraz edenleri anlamak çok güç. Bunun aksi olsaydı, prestijimiz yok olurdu. Tutarlı bir hareket yapılmış ve dik durarak barış yolunun sonuna kadar kullanılması istenmiştir. Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum" diye konuştu.
ÖZERK HAREKET ETTİĞİMİZ GÖRÜLDÜ
Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Uzmanı Prof. Dr. İdris Bal da, "Türkiye kendi projesinin arkasında durdu ve ilkeli bir karar verdi. Türkiye'nin 'Hayır' demesi sürpriz değil, 'Evet' demesi sürpriz olurdu. Artık herkes Türkiye'nin özerk hareket ettiğini gördü ve 'Hayır' oyu ülkemize saygınlık kazandırdı" dedi.
TÜRKİYE'DEN GERİ ADIM
ATILMASI BEKLENEMEZ
Türkiye'nin Ankara merkezli, kendi çıkarlarına odaklı, kendi planlarını uygulamaya çalışan bir ülke konumunda olduğunu hatırlatan Bal, "Türkiye artık Ortadoğu ve Afrika'yı görüyor, aynı zamanda Pasifik'i keşfediyor. Bunların yanı sıra İran ile komşu ülke olarak yeni diplomatik ilişkiler geliştiriyor. Hepsinden önce Türkiye kendi uluslararası çıkarları gereği zararlı çıkacağı gelişmelere soğuk bakıp 'Hayır' diyebiliyor. Artık Türkiye dünya barışında da aktif rol üstlenmiş durumda. Dünyadaki sorunların krize dönüşmemesi için elini taşın altına koyan bir ülke haline gelen Türkiye, son olarak Brezilya ile birlikte takas projesi geliştirdi ve İran'a sundu. İran tarafından kabul gören proje büyük yankı meydana getirmişken Türkiye'nin geri adım atması beklenemezdi. Türkiye kendi projesinin arkasında durdu ve ilkeli bir karar verdi. Türkiye'nin 'Hayır' demesi sürpriz değil, 'Evet' demesi sürpriz olurdu" diye konuştu.
BİZE DUYULAN İHTİYAÇ ARTACAK
İddiaların tersine 'Hayır' oyunun krize neden olmayacağını, aksine Türkiye'ye duyulan ihtiyacın artacağını vurgulayan Bal, "Bu, ABD ve AB ile aramıza soğukluk girmesine neden olmaz. Çünkü artık herkes Türkiye'nin özerk hareket ettiğini görüyor. Bu, ülkemize büyük bir saygınlık kazandırmıştır. Krizleri çözme noktasında ülkemize duyulan ihtiyaç daha da artmıştır. Bu da ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini derinleştirecektir" ifadelerini kullandı.
BİZ DEĞİL, ONLAR DÜŞÜNSÜN
Ortadoğu Uzmanı Siyaset Bilimci Kenan Çamurcu ise "Türkiye ilkesel bir duruş sergiledi. Güçlülerin hukuku değil herkes için, eşit adalet için Türkiye 'Hayır' oyu kullandı" dedi.
'Hayır' oyu ile Türkiye'nin dünyadan yola siyasi kararlar ile değil, gerçek hukuk yoluyla devam etmesini istediğini vurgulayan Çamurcu, "Bu son derece önemli bir adımdır ve desteklenmelidir. Hukuka dönülmeden sorunların çözülemeyeceğini vurgulayan Türkiye 'Hayır' oyu kullanarak ikazda bulundu. Barışın tek yolunun hukuk olduğunu ısrarla belirten Türkiye, dünya ülkelerine Brezilya ile birlikte çarpıcı bir ders verdi. Türkiye'nin 'Hayır' oyu sayesinde dünya pergelin sabit ucuna kavuştu. Pergelin sabit ucu hukuk, seyyar ucu ise ideolojidir. Artık Türkiye dünyanın sabit pergel ucu oldu ve herkes ona bakarak duruşunu sergileyecek. Bu, istikrarlı dürüst politikaların bir sonucudur. Kıyamet senaryolarının hepsinin boşa çıkacağını da yere sağlam basan Türkiye sayesinde tüm dünya görecektir. Bundan sonra biz değil, onlar düşünsün" diye konuştu.
TÜZMEN: EKSEN KAYMASI YOK,
KOMŞULARLA İYİ İLİŞKİLER VAR
Parlamentoda gazetecilerin sorularını cevaplayan AK Parti Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen ise, dünyadaki nükleer yarışla ilgili olarak, Türkiye'nin İran konusunda dostane, barışçıl bir yaklaşım sergilediğini anlattı. Tüzmen, ''BM toplantısında Türkiye farklı hareket etseydi, daha önce uranyum takası konusunda yaptığı girişimi kendisi ortadan kaldırmış olurdu'' dedi. Türkiye için eksen kaymasının söz konusu olmadığını ancak Türkiye'yi, ''şer odakları'' denilen eksenlere kaydırtmaya çalışan bazı odakların birtakım çalışmalar yaptığını ifade eden Tüzmen, ''Türkiye daima batıya doğru, AB'nin ciddi bir üyesi olma yolunda çalışmalarını devam ettirecektir'' diye konuştu.
Tüzmen, ''ABD'nin hayal kırıklığı yaşadığına'' yönelik haberlerle ilgili bir soruya da şu cevabı verdi: ''ABD'nin komşusu iki tane. Biri Kanada, diğeri Meksika. İkisi ile de ciddi ticaret anlaşmaları var ve üçlü çalışıyorlar. Bu kadar rahat. Türkiye'nin durumu öyle değil. Etrafındaki komşularıyla ilişkileri iyi olmak zorunda. Biz burada karar alırken ticari, siyasi durumu ve gelecek nesilleri düşünmeliyiz. Bence biz en doğrusunu yapıyoruz.
Ambargo dışarıdan konuluyor ama esas etkilenen ülke burada, yanı başınızda. Avrupa'da, Amerika'da kimse Türkiye'nin etkilendiği kadar bu ambargodan etkilenmez.''
MHP: ÇEKİMSER KALMALIYDIK
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Deniz Bölükbaşı ise, Türkiye'nin, BM'nin İran'a yeni yaptırım kararının oylamasında en azından çekimser kalması gerektiğini savunarak, "Türk dış politikasında AK Parti döneminde bir omurga kayması sorunu yaşanıyor. Gelinen noktada Türkiye uluslararası camiada yalnızlaşmakta, tecrit edilmekte ve marjinal hale gelmektedir" dedi.
Ambargo kalkana kadar geri adım yok
Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım hareketini organize eden kuruluş temsilcileri İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Fatih'teki genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Yunanistan Ship to Gaza Hareketi Temsilcisi Dimitris Plinois, İsveç Özgür Gazze Hareketi Temsilcisi Dror Feiler, Özgür Gazze Haraketi Temsilcisi Greta Berlin ve Gazze Ambargosunu Kırma Avrupa Kampanyası Temsilcisi Khaled Turaani katıldı. Temsilciler, İsrail ambargoyu kaldırana kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade ettiler.
"KESİNLİKLE GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ"
Toplantıya Yunanistan'dan katılan Dimitris Plinois, "İsrail durumu değiştirmek istese de biz kesinlikle geri adım atmayacağız. İHH ile omuz omuza yeni hareketler organize etmeye devam edeceğiz. Yunanistan halkı olarak duyarlılığımızı sürdüreceğiz" dedi. İsveç Özgür Gazze Hareketi Temsilcisi Dror Feiler de "Ben bir Yahudiyim" diyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti: "Eski bir İsrail vatandaşıyım. Bir zamanlar İsrail ordusunda da bulundum. Filistin halkına yardım etmenin bir inanç meselesi olduğunu düşünmüyorum. Bu bir insanlık meselesidir." Feiler, elindeki belgeyi basın mensuplarına göstererek, "Daha önce gemilerle Gazze'ye gitmek istediğimizde elimizdeki bütün fotoğraf makinelerini, bilgisayarları, kameraları alıp listelediler. Ve görüntüleri, kayıtları tek tek sildiler. İşte bu da onun belgesi" dedi.
"İSRAİL BÜTÜN DÜNYAYA MEYDAN OKUYOR"
İHH Başkanı Bülent Yıldırım ise, "Bizim en büyük savunmamız şeffaf olmamız, hiçbir şeyi gizlemememizdir. Ama İsrail, birçok şeyi gizliyor" dedi. İsrail'in uluslararası açık sularda kendilerine saldırdığını ifade eden Yıldırım, "Biz hiçbir İsrail askerini öldürmedik. Ele geçirdiklerimizi de tedavi ettik ve geri teslim ettik. Ama İsrail askerleri, bizim 9 arkadaşımızı öldürdü. İsrail, bu krizi iyi yönetemedi. Bütün dünyaya meydan okudu. Şimdi birileri İsrail'i sorgulamak yerine bizi sorguluyor. Onlara, artık İsrail'in yanında yer almaktan vazgeçin diyorum. İsrailliler, beni sorguladıklarında 'orada ne işiniz var' diye sordular. Biz orada sizin kaybettiğiniz insanlığı arıyorduk" şeklinde konuştu.
"HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR"
İsrail'e karşı her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Yıldırım, şunları söyledi: "Bu filoya gerçekleştirilen saldırı sonucunda şehid olanlar, yaralananlar, sakat kalanlar, hapsedilen, işkence gören, eşyaları çalınan ve gasp edilenler ve her türlü hak ihlaline uğrayan, mağduriyet yaşayan kişi ve kuruluşların hukuki süreçlerinin takibi için birçok ülkede gönüllü hukukçulardan oluşan hukuk ekipleri kurulmuştur. Ve bu çalışmalar koalisyonumuz tarafından da takip edilmektedir."
Vakit