“Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın..” Yok yok, bu değildi.. “Darbeler seni söyler! Fişlerde nağme adın!” Darbeler davul çala çala gelir. Demokrasi, terör, laiklik, irtica, cumhuriyetin nitelikleri, Atatürk’ten çok söz edilmeye başlamışsa, bilin ki, iyi saatte olsunlardan birileri(!?) iş üzerindedir. 03.00 radyoyu açarsanız, askeri bandolar çalıyorsa, hele bir de Hasan Mutlucan davudi sesiyle çıkıp “Hey gidinin efesi, efelerin efesi..” diye başlamışsa, 10. Yıl Marşı, dağ başını duman almış, İzmir Marşı filan da çalıyorsa bayrağı alıp köprüye, meydanlara çıkma zamanıdır. Minarelerde sela verilme zamanıdır. Siz meydanlara çıkmazsanız, biraz sonra F-16’nın alçak(!) uçuşları ve tank homurtularını duyabilirsiniz.
Tarih 20 Temmuz 1974. “Kıbrıs Barış Harekatı” o gün “Ayşe tatile çıkabilir” parolası ile başladı.. 14 Ağustos 1974 günü saat sabah 04:30’da Kıbrıs’taki Türk birlikleri harekete geçti. Harekâtın başlaması ise TRT’de çalınan Ayten Alpman’ın, o bilinen(!) şarkısı “Bir başkadır benim memleketim” şarkısı ile başladı. Ayşe, Cenevre Konferansına katılan dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızının adıydı. Ecevit ve Güneş, 2. Cenevre Konferansına hazırlanırken, konferansın yarıda kalması ya da uza(tıl)ması ihtimaline karşı aralarında bir parola belirlemişlerdi. Cenevre’den olumlu bir haber gelmeyince işaret fişeği çakıldı. “Kıbrıs Barış Harekâtı” adı verilen operasyon 22 Temmuz saat 17’de sonlandırıldı.
15 Temmuz 1974’te EOKA-B liderlerinden Nikos Sampson, Yunanistan’da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle Makarios devrildi. Darbe haberi Ankara’ya ulaşınca MGK toplandı toplandı. Erbakan müdahale konusunda ısrarcı oldu. Ecevit müdahale ihtimali için “hazır olun” talimatı verdi. Ecevit Londra’ya gitti. Türkiye’nin teklifini Londra kabul etmedi. Bu arada, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdı. 18 Temmuz’da Ecevit, Londra’da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile görüştü. 19 Temmuz’da Sisco, Atina’dan Ankara’ya geldi. Sisco’nun Atina nezdindeki girişimlerinden ve Ankara temaslarından beklenen bir sonuç çıkmadı. Erbakan harekât konusunda ısrarlı idi. Bakanlar Kurulu, Erbakan’ın başkanlığında sürekli toplantı halindeydi.Aynı gün Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait bir filo, çıkarma gemileriyle Akdeniz’e açıldı. Kıbrıs Barış Harekâtı, TSK’ya bağlı birliklerin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz Plajı’na denizden çıkarma yapmasıyla 20 Temmuz’da başladı.
Bülent Ecevit, harekâtın başladığını, “İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz” sözleriyle duyurdu.
Evet, işte böyle: “Zeytinyağlı yiyemem ama, basma da fistan giyemem aman.” Sahi siz, Amerikan süttozu ve margarin yemiş mi idiniz! İran devrimine kadar biz müziğe “teganni” diye uzak dururduk!? İran devriminde kasetli radyolar ve videonun etkisini kim inkâr edebilir. Neyse zaten İran devriminden sonra biz de ezgilerle halkı coşturduk.
Sahi, bunları niye hatırlatıyorum ki! “Anayaso ellerinden öpi haso..” Abdurrahim Karakoç’un deyişi ile “Ha Hasan’a, ha sana!” yazdıklarım. Gençler anlamasa da 50 yaşın üstündekiler anlayacaklardır. Biz 1980’den sonra coşmuştuk. Öncesi bol bol şiir okurduk. Bir de “Kör dünyanın göbeğine hak yol İslam yazacağız”. 28 Şubat günlerinde Ömer Karaoğlu, Eşref Ziya, Aykut Kuşkaya, Umut Mürare, Grup Genç, Hüseyin Goncagül, Taner Yüncüoğlu, Grup Yürüyüş, Abdülbaki Kömür bir çırpıda aklıma gelenler. Benim isim hafızam zayıftır.
Darbe günlerinden bugüne çoğu soldan 21 şarkı Hit olmuş. 1970 Metin Ersoy/Her şey Berbat, 1972, Aşık Mahzuni / Berbat, Zülfi Livaneli Durup Dururken 1986, 1988 İçeriden Çıkan Adam / Ahmet Kaya, Bekle Beni / Çağdaş Türkü 1986, Yeni Türkü / Fırtına 1988, Grup Yorum Sıyrılıp Gelen 1987, Edip Akbayram / Güzel Günler Göreceğiz 1996.
Biz “ne sağdayız, ne solda, Hak yoldayız Hak yolda” derken, “Ne sağcı, ne solcu, Futbolcu” bir nesil çıktı ortaya 2000’lerde. Ayşegül Aldinç “Yanlışsın”la başladı, Mabel Matiz “Alaimisema” ile LGBT’lileri selamladı. Sonrası geldi zaten. Athena “Ses etme” dedi, Simge “As bayrakları”, Anasından babasından bağımsız, aileyi reddeden bir grup “Dolu kadehi ters tut” dedi. Artık din, ahlak, gelenek ve cinsiyetinden bağımsız bireylerin yükseliş devri idi. Onur yürüyüşleri yapıyorlardı Beyoğlu’nda “istiklallerini “ilan ederek İstiklal Caddesinde. Cem Adrian “Yalnızlık” dedi, Harun Ateş “Ay”, Sertap Erener “Aç sesini” dedi. Eee “Bir başkadır benim öğretmenim”! Zaten Erener muradına erdi ve ardından 2010’da “Rengarenk” şarkısını çıkarttı. Ezhel’in “olay”ı ile “Trans kadın Hande’nin hikayesi”ni anlattı. Yolda grubu “Dereler”i, Bajar Kürtçe “Terennüm”ü, Rock grubu Redd “Bir yol bulursun”u seslendirdi. Hadise “Neredesin Aşkım”, Mercan “Hepsi Gay”, Kardeş Türküler “Buradayız/Namus”u sahne aldı. “Doğrul Koçum Doğrul” şarkısı ile Tülây German 1968’de ilk işaret fişeğini çakmıştı aslında. Zaten sonrası tüm dünyada LGBT(liler, uluslararası sözleşmelerle korunan, pozitif ayırımcılığa tabi bir topluluk oldular. Lanzarote ile 15 yaşında çocuklar cinsel yönelim ve deneyimle tercihlerini ortaya koyabileceklerdi. Özgürdü insanlar artık!?
Sahi, biz nereden geldik, yola çıktığımızda ne hayallerimiz vardı. Şimdi geldiğimiz yer neresi!
Peki, memnun musunuz? Ya da biz nerede yanlış yaptık!..
Bütün imkânsızlıklarımıza rağmen Kudüs’ten kesintisiz haberler gelirdi. Şimdi bateriler çalarken Kudüs’te patlayan bombaların sesini duyamıyoruz sanki! Kudüs’e ayarlı idi saatler, gönüller. Şimdi New York, Londra, Paris ve Pekin borsasına ayarlı. Şeyhi şeytan olan Elon Musk ve Bil Gates’den gelecek haberlere göre kripto para borsasından gelecek haberleri mi bekliyoruz yoksa. 28 Şubat’ta özgürlük şarkıları söyleyen kardeşlerimizin telefon numaraları yeni başkanların telefonlarında hâlâ duruyor mu acaba!
“Ne atom bombası, ne Londra konferansı”, yoo böyle değildi, o eskidendi. Ne iklim bombası, ne Paris konferansı, bir elinde iğne, bir elinde PCR, umurunda mı dünya! Selam ve dua ile.
Not: Sahi Asiye (Hani şu haksızlıklara, zulme, sömürüye karşı çıkan, Firavun’a kafa tutan bir kadın vardı) ne zaman tatilden dönecek! Bizim kurtuluşumuz Asiye’nin tatilden dönmesi ile eş zamanlı gibi gözüküyor.