Askeri Mahkemeler Sivilleşmeli

1972’de olağanüstü hal nedeniyle kurulan Askerî Yüksek İdare Mahkemesi görevini tamamlamış olmasına rağmen varlığını neden sürdürüyor?

Türkiye’de ikili bir yapının olduğuna dikkat çeken Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak , ne altı ne de üstü bulunan Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’ne katiyen ihtiyaç olmadığını, ilk derece mahkemeleri olan Askerî Mahkeme ile disiplin mahkemelerinin ise Yargıtay maiyetinde ihtisas mahkemesi yapısına haiz olabileceğini belirtti.

 Kamalak şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’deki ikili yapıyı her alanda görmek mümkündür. Genel lise var, diğer tarafta askerî lise var. Genelde meslek liseleri var, askeriyede askerî lise var. Genelde üniversite var, öteki tarafta harp okulları var. Mahkemeler var, askerî mahkemeler var. Genelde Yargıtay var, askeriyede Askerî Yargıtay var. İdari alanda İdarî Yargı var, İdarî Yargı’nın başında Danıştay var; askerî idarede Askerî Yüksek İdare Mahkemesi var. Ancak bu mahkemenin hiçbir mantığı yok. Çünkü bu mahkemenin üstünde de yetkili bir mahkeme yok, altında da yok. Bir mahkeme düşünün ki ne altı var ne de üstü. En azından diğer mahkemeler için bir gerekçe olabilir ama Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin hiçbir varlık sebebi yoktur. Bu mahkemeler olağanüstü döneme binaen kurulmuştur ancak varlığını devam ettirmiştir. Bir ülkede adalet sistemi bir bütündür, hukuk bir bütündür. Bu bütünlük bozulmamalı. ‘Askerî disiplini gerektiren bir takım özel düzenlemelere, özel yargıya ihtiyaç duyulabilir’ denebilir. Bir an geçerli olsa bile askerî disiplin bakımından, düzenleme ile olması gerektiği hale getirilmelidir. Yani askerî mahkemeler, Yargıtay’a bağlı olan ticaret, kadastro, icra mahkemeleri gibi ihtisas mahkemesi konumunda olmalı; davalar, rütbesiz hâkimler tarafından görülmelidir. Hiyerarşik sistem içinde çalışan askerî hâkimin, üniformalı hâkimin tarafsız ve bağımsız olduğunu söylemek mümkün mü? Mahkemelerin adaleti sağlayabilmesi için hem tarafsız olması hem de bağımsız olması lazımdır.”
HUKUK DEVLETİNDE YARGI BİRLİĞİ OLMALI
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Avukat Hüseyin Biçen “Askerî mahkemeler kaldırılmalıdır” diyenlerden. Türkiye’de özel mahkemelerin yaygın oluşuna dikkat çeken Başkan Hüseyin Biçen, “Yeni anayasa reformunda özel mahkemelerin isimlerinin değiştirildiğini, işlevlerine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını görüyoruz. Sosyal bir hukuk devleti olduğunu söylediğimiz ülkemizde, yargı birliği yok, mahkemelerde de sınıflı bir toplum oluşturuluyor: Askerler, bürokratlar, vatandaşlar vs. Demokratikleşmeden söz edilecekse yargı birliğinin sağlanması lazım” diyor. Hiyerarşik yapıları gereği askerî mahkemelerin tarafsız ve bağımsız olamayacağını belirten Biçen sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Böyle bir düzenlemenin zor olacağı kanaatindeyim. Hatırlayın. 29 Temmuz 2006’da, sivillerin askerî mahkemelerde yargılanmalarına sınırlama getiren ‘Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşması hiçbir şeyi değiştirmedi. Şemdinli olayında, sivil alandaki suç askerî mahkemede ele alındı.”
ASKERÎ YARGI, GENEL YARGI İÇİNE ALINMALI
Avukat Cüneyt Toraman da, Şemdinli davasında sanık askerlere 39.5 yıl hapis cezası veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin sürgün edilmesinin ardından yargılanan sanıkların askerî mahkemedeki ilk duruşmada tahliye edilmesini değerlendirirken, askerin askeri yargılamasını eleştirmiş ve askerlere mahsus “özel mahkeme” kurulmasının, farklı yargılama usullerine sebebiyet verdiği gibi, “yargı birliği” ilkesine açıkça aykırı olduğunu belirtmişti. Toraman şunları söylüyordu: “Türkiye’de Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Sayıştay’dan mütevellit 6 yüksek mahkeme var. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu kadar çok sayıda yüksek mahkeme yoktur. Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, tamamen kaldırılarak, ‘genel yargı’ içine alınmalıdır.”
vakit

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak