Biz İran krizinin savaşa dönüp dönüşmeyeceğini tartışırken, İsrail'in Lübnan'a ya da Gazze'ye saldırı hazırlıklarına dikkat çekerken, Pakistan'daki ABD hava saldırıları ve sivil kayıplarda ciddi artış gözlenirken, Afganistan'da son bir hafta içinde ABD ve NATO üslerine düzenlenen büyük saldırılar, Batılı ülkeleri endişelendirirken, Avrupa'yı kasıp kavuran ekonomik krizi daha da azdıran yeni ve her an savaşa dönüşebilecek bir siyasi kriz patladı.
26 Mart'ta bir Güney Kore savaş gemisi, The Cheonen, isabet eden bir torpido yüzünden battı. 46 denizcinin hayatını kaybettiği kaza/saldırı sonrası geminin batış sebebi üzerine yürütülen soruşturma/araştırma sonuçlandı. Güney Kore gemisinin bir Kuzey Kore denizaltısından atılan torpido ile batırıldığı sonucuna varıldı.
Kuzey Kore, iddiayı reddetti. Rapor sonucuna göre kendisine yaptırım uygulanmasını savaş sebebi sayacağını açıkladı. Kim Jong-il, 20 Mayıs'ta ordusunu alarma geçirdi. Güney Kore de, hem ordusunu alarma geçirdi hem de büyük bir tatbikat başlattı. Altmış yıl önceki Kore Savaşı'ndan bu yana en ciddi krizlerden biri yaşanıyor şimdi.
İki ülke, 3 milyon insanın ölümüne neden olan Kore Savaşı'ndan bu yana "ateşkes" durumunda ve barış anlaşması imzalamadı. Sınırın, 38. Paralel'in iki tarafında 1 milyon asker "her an" savaş çıkacakmışçasına hazır bekletiliyor. Güney Kore'deki 28 bin ABD askerini de hatırlatalım.
Kuzey Kore, "şer ekseni" ilan edilen ülkelerden biri ve ciddi bir nükleer güç. Nükleer silahları, denemeleri, kıtalar arası füzeleri bir tarafa, ABD ve Nükleer Klüp'ün "onaylamadığı" ülkelere, İran ve Suriye gibi ülkelere nükleer teknoloji transfer etmekle suçlanıyor. Bu yüzden Batı için en büyük tehditlerden biri. Pek tartışılmaz ama Güney Kore de nükleer teknoloji ihraç eden ülkelerden. Hatta askeri amaçlı çalışmaların yapıldığına dair geçtiğimiz yıl tartışmalar yaşanmıştı.
Soğuk Savaş'ın bitmesi, dünya sisteminin dağılması, yeni sistem inşasına yönelik girişimler, Berlin Duvarı'nın yıkılması, iki Almanya'nın birleşmesi Kore'ye yansımadı. İki Kore arasındaki yakınlaşma çabaları, karşılıklı jestler, özellikle ABD tarafından sabote edildi.
Kuzey-Güney arasındaki yeni kriz elbette Kore yarımadasıyla sınırlı değil. Öncelikle ABD ve Çin, krizin tarafları durumunda. Bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton soluğu Pekin'de aldı. İki ülkenin, elbette konuşacak çok şeyi vardı. Özellikle İran konusunda Çin'in ikna edilmesi gerekiyordu. Taraflar, Kore krizine karşı birlikte hareket etme konusunda anlaştıklarını ilan ettiler. İran'la ilgili ne konuştukları bilinmiyor ama Pekin'in ambargoya ikna edilmediği ağırlık kazanıyor. O zaman, yeni Kore krizi, bölgesel ve küresel krize dönüşmeyebilir. Ekonomik sarsıntıları bir tarafa, yeni bir Kore savaşı havası yok gibi. Güney Kore'ye tam bir destek söz konusu. Adeta, Kuzey Kore'yi bitirmek için bir fırsat doğdu. Peki ABD, "şer ekseni" ilan ettiği iki ülkeyle, İran ve Kuzey Kore ile aynı anda başa çıkabilir mi? Buna inanmak çok zor.
Bir gariplik daha var: 22 Mayıs'ta ordusuna, Güney Kore ile birlikte savaşa hazır olma çağrısı yapan Barack Obama, George Bush dönemindeki Ulusal Güvenlik Doktrini'ni değiştireceğini açıklamıştı.
"Tek başımıza hareket edersek çökeriz" diyen ABD Başkanı, "düşman gücümüzün çok genişlemesi sonucu yıkılmamızı görmek istiyor" diyordu. Bu tespit gerçekti. Rusya'dan Çin'e, Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya kadar bir çok ülke, ABD gücünün yayılmasının merkezi zayıflatacağı stratejisine göre hareket ediyordu yıllardır. Gelişmeler de bu doğrultuda seyretti. ABD şimdi bu gerçeğin farkına vardı ama yeni durum da bir "geri çekilmeyi" zorunlu kılıyor. Bu da bir başka yıkım anlamına geliyor.
Ekonomik krizin jeopolitik çözülmelere yol açtığı, Batı'nın dışarıdan çok içeriye yöneldiği bir zamanda ABD, İran ve Kore krizini aynı anda yönetme başarısını gösterebilir mi? Belki "gücün genişlemesi" stratejisine yatırım yapanların amacı Washington'ı yeni tür Kore Savaşı'nın içine çekmek olamaz mı?
Göstergeler, gemiyi Kuzey Kore'nin batırdığına işaret etse de, acaba başka bir ihtimal olabilir mi? Vietnam savaşı Ağustos 1964'te Tonkin Körfezi'ndeki bir ABD destroyerine yönelik saldırı iddiasıyla başladı. İddia üzerine ABD Vietnam'a saldırı kararı aldı. Ama zamanla ortaya çıktı ki, aslında böyle bir saldırı olmamıştı. Bu sefer, benzer bir tahrik olabilir mi? Torpidonun Kuzey Kore ile bağlantısı olmayabilir
Böyle durumlarda çok şey ihtimal dahilinde. Mesela son olayla ilgili bazı spekülasyonlar dolaşıyor. Madem bu konuyu tartışıyoruz onu da aktaralım:
Batırılan Güney Kore gemisi, en hızlı olanlardan. Saatte 59 km hız yapıyor. Üzerinde Harpoon füzeleri var. Bir torpido karşısında manevra yapabilecek imkana sahip. Acaba torpido başka bir denizaltıdan atılmış olabilir mi?
İsrail'in Almanlar'dan aldığı Dolphin tipi denizaltıları biliyoruz. Nükleer başlık kullanabilecek şekilde yenilendi ve Doğu Akdeniz'de dolaşıyor. İsrail Dolphin tipi denizaltıları, ABD yapımı Harpoon füzeleriyle ve küçük ölçekli nükleer füzelerle donattı. Almanya, İsrail'e yeni denizaltılar verme konusunda yeni anlaşmalar yaptı.
İsrailliler'in Vietnam'da, Cam Ranh Körfezi'nde askeri üsleri var. Vietnam'ın Rusya'dan aldığı altı denizaltı için bu ülke ordusuna eğitim veriyorlar. Vietnam denizaltıları, gemileri Çin malı torpido kullanıyor. Kuzey Kore gemileri, denizaltıları da aynı torpidoları kullanıyor.
Spekülasyon şu: Kuzey ve Güney Kore gemileri arasında bir başka denizaltı olabilir mi? G. Kore gemisine çok yakından torpido gönderilmiş ve gemi manevra yapamadığı için vurulmuş olabilir mi?
İsrail kısa zaman önce Kuzey Kore'yi; Suriye'ye kitle imha silahları göndermekle suçlamıştı. Kuzey Kore-İran ve Suriye nükleer bağlantısı iddiası, İsrail'in ısrarla üzerinde durduğu, kampanyaya dönüştürdüğü söylemlerden.
Söylentiler bir tarafa, yeni bir Kore savaşı dünyanın üstesinden gelemeyeceği bir trajediye dönüşebilir. Yapılacak tek şey, ABD ve müttefiklerinin, iki Kore arasındaki birleşmeyi sabote etmekten, bu ayrışma üzerine hesap yapmaktan, bu tehlikeli oyundan derhal vazgeçmesidir. Milletlerin trajedileri üzerinden, kanı üzerinden güç devşirmeye, zenginlik/refah sağlamaya son vermesidir.
Bir Kore savaşı olmasa, Asya'nın yükselişi nasıl durdurulacak?