- Lütfü Bey; Kandil Dağı'nın savaş uçaklarımızca vurulmasından beri medyamız "Türkiye, bölgesindeki tek süper güç olduğunu gösterdi; dünyadaki üç büyük askeri güçten biri olduğunu gösterdi" şeklinde yayınlar yapıp duruyor. Ne düşünüyorsunuz bu yayınlar hakkında?
- At yalandan bombaları Kandil Dağı inlesin! Patlat yalandan bombaları Kandil Dağı inlesin! Yahu altı üstü ABD'nin izniyle, ABD'nin verdiği istihbaratla, ABD'den satın alınan uçaklarla Kandil Dağı'nı bombalıyorsunuz, ondan sonra da "Bölgemizdeki tek süper gücüz, dünyadaki üç büyük askeri güçten biriyiz" diye havalara giriyorsunuz. Madem dünyanın üç büyük askeri gücünden biriyiz de Kuzey Irak'ta Türk subaylarının başına çuval geçirilmesine niye sesimizi çıkartamıyoruz? "Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasını savaş sebebi sayarız" dememize rağmen orada Kürt devleti kurulmasına niye seyirci kalıyoruz? Bırakın bunları, "Aşiret liderleri" denilen Barzani ile Talabani'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yaptığı ağır hakaretleri, ağır tehditleri bile niye sineye çekiyoruz? Barzani ile Talabani bu k adar ağır hakaretleri, tehditleri mesela İsrail'e yapsaydı, anında yapılacak bir operasyonla Kuzey Irak'tan alınıp İsrail'e getirilerek hesaba çekilmez miydi? Hadi İsrail'i geçtik, mesela komşumuz İran ABD'den izin almadan, ABD'den istihbarat almadan, kendi yaptığı savaş uçaklarıyla her Allah'ın günü Kandil Dağı'nı bombalıyor; yine de bizim gibi "Bölgemizdeki tek süper gücüz, tek askeri gücüz" diye övünmüyor. Üstelik o İran ki ABD'nin, AB'nin, BM'nin her türlü engellemesine ve tehdidine rağmen, nükleer bomba da dahil, kendi silahını kendi yapıyor. Bu durumda Türkiye, bölgesindeki tek süper güç olabilir mi? Ayrıca ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa gibi silah üretip satan ülkeler varken hiç Türkiye dünyanın üç büyük askeri gücünden biri olabilir mi?
ABD'NİN MAŞALARI CUNTANIN PAŞALARI!
- Pakistan'da darbeyle yönetimi ele geçirmiş olan General Müşerref, Benazir Butto'nun öldürülmesinden El-Kaide'yi sorumlu tuttu. Ancak kamuoyunda bu cinayeti General Müşerref'in işlettiği şeklinde bir kanaat oluştu. Bu konuda sizin kanaatiniz ne?
- Benim de kanaatim o ki, bir kadını öldürmek için silaha sarılmaz El-Kaide'nin eli. Benazir Butto'nun öldürülmesi için düğmeye basan bence de cunta lideri General Müşerref'in eli. Nitekim bu, General Müşerref'in Benazir Butto öldürülür öldürülmez "Onu El-Kaide öldürdü" demesinden de belli değil mi? Dikkatleri kendi üzerinden başka yöne çekmek istemesinden de belli değil mi? Zaten mafya liderleri ile cunta liderleri birbirlerine benzerler. İkisi de işlettikleri cinayetlerin ardından suçu hiç alakasız birilerinin sırtına yıkmak isterler. İkisi de öldürttüklerinin ardından sahte gözyaşları dökerler. Hatta öldürttüklerinin cenazesine çelenk bile gönderirler. Ancak mafya liderleri, cunta liderlerinin yanında çok masum kalır. Çünkü mafya liderleri daha çok kendileri gibi eli kanlı rakiplerini öldürtürler. Oysa cunta liderleri düşüncelerine, inançlarına düşman oldukları masum insanların onbinlercesinin katili olabilirler. Bir nesli gözlerini kırpmadan acımasızca yok edebilirler. Nitekim mesela bizde 12 Eylül darbesini yapan cunta liderleri bir nesli toptan yok etmediler mi? Dahası, bizde ve dünyanın diğer ülkelerinde ABD yöneticilerinin "Bizim oğlanlar" dediği cunta liderleri demokrasinin de, özgürlüklerin de, insan haklarının da azılı birer katili değiller mi? ABD'nin maşaları cuntanın paşaları demokrasinin de, özgürlüklerin de, insan haklarının da, insan hayatının da en acımasız düşmanları! Bunu bizim halkımız da biliyor, dünya halkları da biliyor. Onun için Benazir Butto'nun katili olarak cunta lideri General Müşerref'i görüyor.
TESLİMİYETÇİLİKTEN KURTULURSAK KURTULURUZ!
- Türkiye'yi yönetenlerde sanki IMF olmazsa ekonomik düzelme, büyüme olamayacağı gibi bir düşünce var. Onun içindir ki IMF ile bağlarını kopartamıyorlar. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
- Onların bu düşüncesi doğru olsa, ekonomisinin yönetimini IMF'ye teslim etmeyen ülkelerin ekonomileri düzelmez, büyümez, hatta çöker. Oysa durum bunun tam tersi. Mesela, ekonomisini IMF'nin yönettiği Türkiye, önceki yıl ekonomik olarak yüzde 6 dolayında büyümüştü. (Ki geçen yıl büyüme oranı düştü ve yüzde 4 olarak gerçekleşti.) Buna karşılık IMF'yi ülkesinden kovan Chavez'in Venezuela'sı önceki yıl ekonomik olarak yüzde 7.8 oranında büyümüş. Ülkemizdeki IMF işbirlikçisi yöneticilere ve holding medyasına bakarsanız sanki bizden başka ekonomisi büyüyen, ihracatı büyüyen ülke yok. Oysa bakın önceki yıl ekonomik anlamda Çin yüzde 10.5, Hindistan yüzde 8.3, Arjantin yüzde 7.9, Rusya yüzde 6.7 oranında büyümüş. Biz nasıl bir ülkeyiz ki IMF olmazsa ekonomimizi yönetemeyiz diye düşünüyoruz. ABD olmazsa dış politikamızı yönetemeyiz diye düşünüyoruz. AB olmazsa iç politikamızı yönetemeyiz diye düşünüyoruz. NATO olmazsa savunmamızı yönetemeyiz diye düşünüyoruz. Hadi bırakalım uzaklardan örnekler vermeyi, yanıbaşımızdaki İran ne ekonomisini IMF'ye yönettiriyor, ne dış politikasını ABD'ye yönettiriyor, ne iç politikasını AB'ye yönettiriyor, ne de savunmasını NATO'ya yönettiriyor. Ama İran'ın savunma sanayiinde olsun, dış politikada olsun, ekonomide olsun kaydettiği başarılar düşmanları tarafından bile kabul ediliyor. Zaten devlet dediğin, ülke dediğin de böyle olmalı. Ekonomini IMF, dış politikanı ABD, iç politikanı AB, savunmanı NATO yönettikten sonra sen ne devletsin ne de ülkesin. Kendi kendini yönetmekten acizlerdensin. Bilelim ki ülkemizi bu duruma düşüren teslimiyetçi bu yönetim zihniyetinden kurtulmadan kurtuluş yok bize!
Vakit