Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G-8 zirvesi çalışmalarına katılmak üzere İtalya'ya yapacağı seyahat öncesinde, İtalyan gazetelerinden Corriere della Sera'ya verdiği demeçte, iç ve dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Corriere della Sera, Başbakan Erdoğan'la yaptığı söyleşiyi dün ilk sayfadan, "Türkiye, Avrupa'nın evet demesini beklemekten usandı" başlığıyla anons etti.
Başbakan Erdoğan, kendisine yöneltilen bir soruda, hükümet tarafından askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını mümkün kılacak yasal düzenleme yapılmasını iktidar ile ordu arasındaki gerginliğin göstergesi olarak nitelenmesine itiraz ederek, "Soru doğru değil. Silahlı Kuvvetler ile zıtlaşmaktan söz edilemez. Askerler de polis ve güvenlik birimleri gibi, bizim toplumumuzun bir parçasıdır. Sivil suçlar işleyen bir askeri sivil bir mahkemede yargılamak başka bir şeydir... Askerleri kendi görevleriyle alakalı bir suçtan dolayı yargılamak isteyen yok" dedi.
'BİZDEKİ 301 SİZİNKİNDEN İYİ'
Erdoğan, 301. maddeye ilişkin bir soruya karşılık olarak ise Avrupa Birliği'nin istediği değişikliğin yapıldığını ifade ederek, "Daha fazlasını da söyleyeyim. İtalya, Almanya ve İspanya'daki ceza yasalarını inceledik. Bizdeki 301. maddenin, sizdekilerden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Hiç kimse hapis cezası almadı" diye konuştu.
1915 OLAYLARI
Başbakan Erdoğan, Corriere della Sera'daki söyleşide, 1915 olaylarının bazı kesimler tarafından "soykırım" olarak nitelendiğinden söz edilen soruya şu cevabı verdi:
"Bunu kanıtlayan hiçbir belge yok. Tek bir belge bile yok. Dahası, 40 bin Ermeninin neden hâlâ Türkiye'de yaşamakta olduğunu düşünmüyor musunuz? Gerçekle örtüşmeyen haber ve yorumlar, başka ülkelerdeki Ermeniler tarafından yayılıyor."
Erdoğan, geçmişte azınlıklara karşı yapılan kimi hadiseleri "faşizan olaylar" diye niteleyen beyanatının hatırlatılmasına karşılık olarak ise "Ben geçmişte Yahudiler, Rumlar ve Hristiyanlara karşı yapılmış hataları kastettim" dedi.
SARKOZY VE MERKEL'E ELEŞTİRİ
Corriere della Sera, Başbakan Erdoğan'la yaptığı söyleşiye tam bir sayfa yer ayırdı. Erdoğan'ın, Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirirken Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel hakkında eleştirel ifadeler kullanması da dikkati çekti.
Başbakan Erdoğan, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin tutumlarıyla ilgili olarak, "Sorun, çelişkili mesajlar verme değil. Biz açıklık ve dürüstlük istiyoruz. Elbette bizim de kusurlarımız var. Kim olduğumuzu açıklayamadık, neler yaptığımızı ve yapmakta olduğumuzu yeterince anlatamadık. Neticede kimi liderlerde yanlış düşünceler, bizim gerçeğimizle hiç örtüşmeyen fikirler oluştu" dedi.
Erdoğan, "Avrupa'ya girmek için elli yıldır bekliyoruz. Artık net bir cevap istiyoruz. Kimi liderler önce bir şey diyor, sonra da dediklerini düzeltip öyle bir şey demediklerini iddia ediyor. Komedilerden usandık. Ayrıcalıklı üyeliği asla kabul etmem. AB'ye tam üyelik istiyoruz. Tam üyelik dışında bir şey istemiyoruz" ifadesini de kullandı.
Başbakan Erdoğan, iki ayrı davada tazminat kazandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sinop'taki seçim mitinginde yaptığı konuşmada, "kişilik haklarına saldırıda" bulunduğu gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhinde açtığı davada, 10 bin TL manevi tazminat kazandı. Başbakan Erdoğan ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın yine kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle açtığı davada ise Aydınlık dergisi 3 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi.