‘Avrupa İnsan Hakları’ sadece ‘Avrupa insanı’ içindir!

Selâhaddin Çakırgil

1- Alman Meclisi’ndeki bir red ve bir çekimser dışında, neredeyse oy birliğiyle kabul edilen ve 1915’te ermenilere ‘jenosid / soykırım’ uyguladığına dair iddia üzerine bazıları, ‘Osmanlı’dan bize ne?’ diyor. 

Sadece Osmanlı değil, müslümanlar olarak 14 asırlık tarihimizin tamamı da, doğrusuyla-yanlışıyla bizimdir.

Osmanlı çökerken, uluslararası hukuk açısından bütün muktesebatı, borçları ve diğer ilişkilerinin sorumlu ve mîrasçısı, yeni Türkiye rejimi oldu. Sovyetler Birliği’nin hukukî devamını sadece Rusya’nın üstlenmesi misali..

2- Almanya’nın kararına, Alman Meclisi’nde ‘milletvekili’ sıfatıyla bulunan Türkiye kökenli kimselerin hiçbir tepki ortaya koyamaması, onların ne kadar ‘hürr’ olduklarını gösterir. Böyleyken, onların vatandaşlıktan atılması gibi taleplerin dile getirilmesinin mânâsı var mı?

3- Almanya’da 3 milyonu aşkın büyük bir ‘Türkiyeli kitle’ bulunmakta.. Ekmeğini kazanmak için kendi ülkelerinden kopup oralara giden o insanlara TC. yöneticilerince onyıllar boyu, sadece döviz kapısı olarak bakılmamışken, bu kitlenin, bu karara karşı ciddî bir tepki ortaya koymamasından dolayı, onların suçlanması, yersizliğin ötesinde, ayıp değil mi?

4- Güneybatı Afrika ülkelerinden Namibia’da Almanya’nın yüzbinden fazla insanı öldürerek, genocide / soykırım cinayetini işlediği iddiasıyla, TBMM’de verilen bir önerge ile ‘misliyle mukabele’ imkanının devreye sokulmak istenmesine, alman makamları, jenosid’in hukukî suç olarak BM. tarafından ilk kez 1948’de tarifinin yapıldığını, bu yüzden daha öncesindeki fiiller için, soykırım’dan sözedilemiyeceğini’ söylemişler..

Hukuk mantığı açısından ilginç bir savunma.. Çünkü, hukuk kuralıdır; ‘suçsuz ceza olmaz..’

Ama aynı alman mentalitesi, I. Dünya Savaşı esnasında, 1915’lerde cereyan eden hadiselerin içinden sadece ermeni halkının acılarını öne çıkararak, ‘soykırım’ suçu icat ediyor.

***

Hatırlayalım, Fransa’nın eski Devlet Başkanı Nikolai Sarkozy de, aynı soykırımdan söz edince, Fransa’nın da Cezayir’de 1954-1961 arasında, 1,5 milyon müslümanı katlettiği hatırlatıldığında, ‘Babaların suçlarından çocukları sorumlu tutulamaz’ demişti.

Ne kadar da o doğru, değil mi..

(Bir de yanlışımız.. Sarkozy’ye Cezayir’deki soykırımı hatırlatan Türkiye, o yıllarda Fransa’nın yanında yer aldığını hatırlamak istememişti.)

***

Avrupalılar ve onlarla inanç ve menfaat ortaklığı içinde olanlar söz konusu olunca, ‘Avrupa İnsan Hakları’ kriterleri devreye girer. Adı üstünde, Avrupa’ya ait ölçüler.. Aslî kaynakları, mâlum.. O değerleri kabul eden ‘Avrupa insanı’ olmayı kabul edenler için.. ‘Avrupa insanı’ ‘megaloman’ / kendisini herkesten üstün gören, insan tipidir.

***

Son günlerde, bir video tedavülde.. B. Amerikalı aktivist yazar ve ekonomist John Perkins’in Washington’daki bir araştırma merkezinde yaptığı bir konuşma..

Perkins, USA emperyalizminin kendi menfaatleri için Ortadoğu’da hangi oyunların nasıl oynadığını gaayet net ortaya koyuyor, özet olarak ve ‘Taa gençlik yıllarından beri, Saddam Hüseyin bizim adamımızdı. Hattâ 1960’da Irak Başkanı General Abdulkerim Qaasım’ı öldürtmek için harekete geçiren de bizdik’ diyor.

***

Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs’in son sayısında, ‘Türkiye’nin Gelecekteki Askerî Darbesi’ başlıklı bir makalede şöyle deniliyordu. ‘Eğer kitlesel şiddet batı şehirlerinde güvenlik zaafiyetinin ortaya çıkmasına neden olursa ve büyük bir ekonomik düşüş yaşanır ve eğer hükümetin otoriter tavırlarında artış söz konusu olursa, (...) Şartlar hükümet karşıtı protestoların artışa geçmesine neden olabilir. (...) toplum, generallerin yönetimi ele almasını isteyebilir.’

***

Halkımız bu gibi oyunlara tekrar gelir mi dersiniz?

stargazete