Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Urfa’da bir çocuğun ayakkabı bağcıklarını bağlıyor…
İkisi de tatlı tatlı gülüyor…
Harika bir fotoğraf.
Görmediyseniz muhakkak bulup bakın.
Sonra da Ayşe Beyza Çiçek’in kitabını bulup okuyun.
Harika bir kitap.
Adı: meselenin abç’si
Dikkat buyurun; meselenin m’si ve abç’nin abç’si -şekilde görüldüğü gibi- küçük.
***
Ayşe Beyza Çiçek, eski Diriliş Postası ve Müstakil Gazete ekibinden.
Diriliş Postası günlerimizde lise talebesiydi.
Okuldan kaytarıp kaytarıp gazetenin yazıhanesine geliyordu.
Gelip gelip “Çok sıkıcısınız” diyordu.
“Gazeteniz de çok sıkıcı” diyordu.
Diyordu diyordu, ama gene geliyordu.
Bir gün “Yeter!” dedim; “Bizi beğenmiyorsan kendin yaz! Sana köşe verelim. Köşenin adı HOMUR HOMUR olsun.”
Homurdanıp gitti.
Geldiğinde, elinde ilk yazısı vardı.
Sonra tutabilene aşk olsun…
Birbirinden güzel, sahici, canlı, sevimli, iç açıcı, ironik ve ille de enteresan yazıları birbirini kovaladı…
Dedesinin sobasını yazdı, Cüneyt Arkın filmleri oynatan yazlık sinema özlemini yazdı, Nuri Pakdil’le sohbetini yazdı, anaokulu hatıralarını yazdı, Çetrefil Dergisi’nin 9 yaşındaki genel yayın yönetmeni Eşref Adem Yahya’yı yazdı, Hasan Aycın’ı yazdı, Osman Yüksel Serdengeçti’yi yazdı, Fethi Gemuhluoğlu’nu yazdı, apartman komşusu Kerime Teyze’yi yazı, sahafları yazdı, Küçük Prens’i yazdı, pandaları yazdı; yazdı da yazdı.
Ama en çok Nabi amcasını yazdı.
***
Nabi amcası, yani Nabi Avcı.
Yok yok, öz amcası değil; ama o kadar yakın.
Çok tatlı bir dostluk var bu amca-yeğen arasında.
Okuyun da görün.
Ayşe Beyza Çiçek’in Diriliş Postası ve dahî Müstakil Gazete’de neşredilen diğer yazılarıyla beraber tam üç yazılık Nabi Avcı muhabbeti külliyatı da yer alıyor “meselenin abç’si”nde.
Öncü Kitap Yayınları’nın “müstakil” serisinden çıkan kitabın yeni baskısına, geçen Kurban Bayramı’nda geçen şu telefon konuşması da muhakkak girmeli:
NABİ AVCI- Ayşe Beyza, hayırlı bayramlar.
AYŞE BEYZA ÇİÇEK- Bayramınız mübarek olsun. Konuşma planımı bozdunuz, sonda söyleyeceğimi başta söyledik.
NA- O zaman şöyle yapalım: Ben telefonu kapatayım, sen tekrar ara, planına uygun konuş.
ABÇ- (Düşünüyor)
NA- Kapatayım mı şimdi?
ABÇ- Yok kapatmayın, hâlâ bakansınız. Bakan olmasanız kapatırdık.
NA- (Gülerek) Evet bakanım hâlâ, ayağını denk al. Hadi annene babana çok selam. Görüşmek üzere.
***
Ayşe Beyza Çiçek, şimdi üniversiteli.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde hukuk okuyor.
Müstakil Gazete macerası da bitince kendini okula verdi, ama “yeni bir şey olursa” bu durumu gözden geçirebileceğini söylüyor.
Belki yakında bir ‘fanzin’ çıkarırız; sıkıcı bulmazsa okulu asıp gelir.
Siz siz olun, o ‘fanzin’i beklemeden okuyun Ayşe Beyza Çiçek’in yazılarını.
Gazetelerimizde okuduysanız, bir kere de kitaptan okuyun.
Ben öyle yapıyorum, gene içim açılıyor.
karargazete