Aziz Türkiyeli bacı ve kardeşlerim,
Öncelikle sizleri bütün kalbimle ve muhabbetle ve en derin kardeşlik duyguları ile selamlıyor, bizim burada verdiğimiz hicab mücadelesinin, haksız yere zindanlara konulan alimlerimiz ve liderlerimizin yanında yer alarak ortaya koyduğunuz eylem ve protestolardan dolayı şükranlarımı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Sizin de yakından takip ettiğiniz üzere, burada önce ezanlarımız susturulmak istendi bunun karşısında itiraz seslerimizi yükselttik. Ardından camilerimiz yıkılmak istendi, bunun karşısında hep birlikte ayağa kalkarak gerekirse kanlarımızı vererek camilerimizin yıkılmasını önleyeceğimizi haykırdık.
Azerbaycan bir İslam memleketi ve bizler müslümanız. İslam'ın kutsal değerlerine, Kur'an'ın hükümlerine, Müslümanların iffet ve namuslarına bir saldırı olduğunda bu zulme itiraz edip ayağa kalkmayı, canımızla ve kanımızla mukaddesatımızı savunmayı en büyük görev biliyoruz.
Azerbaycan eğitim bakanlığının okullarda hicaba yasak koyup başörtülü kızlarımızı sınıflardan çıkarmaya başlayınca, bu yasağın hem İslam'a hem de insan haklarına karşı apaçık bir saldırı olduğunu ilan edip bütün Azerbaycan şehirlerinde genç yaşlı, kadın erkek ayağa kalkarak ölsek de hicabımızı bırakmayacağımızı haykırdık. Bakü'de, Nardaran'da, Gence'de, Lenkaran ve Sumkayit'te ve diğer bölgelerde yükselttiğimiz Allahuekber feryadlarımızla Azerbaycan halkının İslam'a olan bağlılığını gösterdik. Zulme sessiz kalamaz, İslam'ın mukaddesatına saldırı olduğunda zillet altına giremezdik. Zira bizler şehidlerin efendisi ve mazlumların önderi Hz. İmam Hüseyin'in mektebinde zulme karşı direnmeyi, hakkı savunmak için feda olmayı öğrendik. Onun için diyoruz ki, bizler Kerbela'nın ve Aşura'nın çocuklarıyız; bizler başı mızraklar ucuna takılarak saraylara götürülen İmam Hüseyin'in takipçileriyiz. Bizim hanımlarımız Fatıma ve Zeyneb'in okulundan ders aldılar. İffet, takva ve hicabı öğrendiler. Allah'tan başka kimseden korkmaz ve hiçbir zalimin karşısında boyunlarımızı eğmeyiz.
Ülkemizdeki zalim yönetim hicab yasağını sürdürmekte ısrar edip Müslümanları zulüm karşısında diz çöktürmek için parti liderlerini, değerli alimlerimizi tutuklayıp zindanlara atsa da bizler bu mücadeleden hiçbir zaman geri dönmeyecek, öldürülmekten ve hapsedilmekten korkmayarak Allah yolunda direnişimizi sürdüreceğiz.
Aziz bacı ve kardeşlerim,
Artık apaçık bir hakikattir ki, bundan böyle İslam dünyasında ve özellikle Azerbaycan'da Müslümanlara karşı ne kadar baskı olsa da, sonuç her zaman Müslümanların lehine dönüşecek ve Müslümanlar Allah'ın izniyle başarı ve zafer kazanacaklardır.
Azerbaycan'da camilerimiz yıkmaya kalktıklarında Müslümanlar kendi öz güçlerinin tamamen farkında değildiler. Ancak camilerimiz yıkılmak istendiğinde halkımıza manevi bir güç geldi, göğüslerini mescidlerine siper etti ve bunların yıkılmasını önledi. Böylelikle halkımız geleceğe daha büyük ümitlerle bakmaya başladı. Halkımızda kendi haklarını savunma noktasında bir korku ve tereddüt vardı. Ancak camilerin yıkılmasına gösterdiği direniş ile önce bu korkuyu içinden attı, bu putu kırdı. Direniş ile zalimleri bu kararlarından geri adım attırdı.
İslam düşmanlığını firavun ve nemrutlardan miras alan zalimler bu kez hicaba el attılar. Ancak mescidlerin yıkılmasına direnen halkımız bu direnişten aldığı cesaretle susmadı, Kur'an'a ve Müslümanlara ihanet anlamına gelen bu yasak karşısında ayağa kalkarak kendi sözünü söyledi.
Hallkımızın halis niyeti, tevhid, Kur'an ve hicab feryadı doğuda ve batıda yankılanarak Müslüman kardeşlerimizin kulaklarına ulaştı. Gerçekte bu feryad bir özgürlük ve bağımsızlık feryadı idi. Halkın sesini boğmak isteyen firavunlar geçmişte başvurduğu yöntemlere başvurmaya başladı. Ancak her ne yaparlarsa yapsınlar halkımızın bu izzetli sesini asla kısamayacak ve onlardaki direniş ruhunu öldürmeyi başaramayacaklardır.
Şüphesiz ki halkımıza karşı uygulanan bu zulümler geri tepecek, kurulan bu tuzak ve komplolar halkımızın birliğini ve direncini daha da güçlendirecektir. Bu birlik ve direniş ruhu Karabağ meselesinin çözümünün de önünü açacaktır. İnanıyoruz ki, mescidlerin yıkılmak istenmesi, hicabımıza yasakların konması, her şeyden önce Allah'ın gazabını zalimlerin üzerine getirecek, Azerbaycan halkının imdadına din ve Kur'an yetişecek, ülkemizde zulmet perdeleri parçalanıp nurun ışıkları her bir yana yayılacak ve hiçbir güç Allah'ın bu nurunu söndüremeyecektir.
İslam Partisi Lideri muhterem Mövsüm Samedov'u, alimlerimizi, aydınlarımızı tutuklamakla zalimler hiçbir hedeflerine ulaşamayacaklartır. İslam Partisi liderini savunan herkese, özellikle Leyla hanıma teşekkür ediyorum. Kendisi dindar ve hicablı olmadığı halde, hiç kimsenin söylemeye cesaret edemediği sözleri o söyledi. Allah'tan onun için bağışlanma diliyorum. Zira o ortaya koyduğu tepki ve yaptığı açıklamalarla erkeklerde de büyük bir gayrete vesilesi oldu.
İslam tarihinin ilk şehidinin bir kadın olduğunu hatırladığımızda, kadınların mücadele ve fedakarlığının ne büyük bir anlam ifade ettiğini bir kez daha idrak ediyoruz. Bizler Nübüvvet ve velayet şehidlerine tanık olduk, çok geçmez hicab şehidlerine de tanık oluruz.
Allah Subhanehu ve Teala kendi hüccetini tamamlayacaktır. Nasıl ki Rabbimiz Musa'yı firavunun sarayında büyütüp Musa'nın eliyle firavun'u helak ettiyse, bütün firavunların akibeti de sonuçta böyle olacaktır. Hiçbir güç de buna engel olamaz.
Bacılarım, kardeşlerim,
Zulmün ortadan kalkıp hicabın özgürleşmesinde biz sadece vahyin sesini dinliyor ve bütün vesveselere de kulaklarımızı kapatıyoruz. Bizim sözümüz budur.
Rabbimiz zulmün kökünü kestikten sonra kendine sena ederek şöyle buyuruyor:
(ve qutie dâbirul qavm ellezine zelemu velhamdu lillahi rabbil alemin)
"Ve böylece zulmedenler güruhunun kökü kesilmişti. Hamd, alemlerin Rabbı olan Allah'a mahsustur." (Enam süresi ayet 45)
Aziz Türkiyeli bacı ve kardeşlerim,
Azerbaycanlı bir kardeşiniz olarak bir kez daha sizleri selamlıyor, bizleri yalnız bırakmadığını için şükranlarımızı sunuyor, sizlerin ortaya koyduğu bu dayanışma eylemleriyle iftihar duyduğumuzu, güç kazandığımızı belirtiyor, siz de şahid olun ki, zulüm ortadan kalkıncaya kadar direnişimizi sürdüreceğimize dair Alemlerin Rabbi olan Allah'a söz veriyoruz. Biz yalnızca O'na güvendik, O'na teslim olduk. O ne güzel Mevla,O ne güzel dost, O ne güzel yardımcıdır.
Vesselamu aleykum verahmetullah
Kardeşiniz Abgül SÜLEYMANOV
velfecr