Irak'ta Şii ve Sünni gruplar, Irak'ın başkenti Bağdat'ta bir araya gelerek mezhep savaşına 'dur' denilebilecek nitelikte bir uzlaşmaya imza attı.
Tarihi buluşma, direnişin kalesi durumundaki Ramadi'de faaliyet gösteren El Anbar'ı Kurtarma Konseyi ile Şii lider Mukteda el-Sadr yandaşları arasında gerçekleşti.
El Kaide'nin faaliyetlerine karşı kurulan El Anbar'ı Kurtarma Konseyi, Şii din adamı Mukteda el-Sadr'ın daveti üzerine bugün öğle saatlerinde başkent Bağdat'a gelerek Sadr'ın yandaşlarını ziyaret etti. Şii liderin yer almadığı tarihi ziyarette karşılıklı diyaloglar çerçevesinde mezhep savaşının sona erdirilmesi istenirken, sivil ölümlerin önüne geçmenin önemi vurgulandı. El ele tutuşarak karşılıklı iyi dilek temennilerinde bulunan taraflar, ülkede huzurun ve güven ortamının milli birlik içinde sağlanabileceğine işaret etti.
Toplantı sonunda birlikte poz veren taraflar arasından El Anbar'ı Kurtarma Konseyi Sözcüsü Tarık Yusuf el-Duleymi, Şii gruplarla bir araya gelinmesinin şart olduğunu belirterek "Şii yurttaşlarımızla birlik olup, bu toplantıyı yapmaya karar verdik. Burada toplanmamız, Irak halkına ve hükümetine bir mesajdır; 'hepimiz kardeşiz ve birlikteyiz. Şii ve Sünni kesim arasında bir fark yok. Hep birlikte Iraklıyız. Birlikte teröre karşı mücadele vereceğiz" diye konuştu.
Şii din adamı Mukteda el-Sadr'ın Bağdat'taki siyasi bürosunda gerçekleşen uzlaşma toplantısında konuşan Sadr Hareketi Sözcüsü Felah Hasan Şenşel ise, El Anbar'daki Sünni Iraklıların kendilerinden bir farkı olmadığını belirterek bugüne kadar yaşananların bir fitne tohumundan kaynaklandığını söyledi.
El Anbarı Kurtarma Konseyi üyelerinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Şenşel, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan sonra Sünni kardeşlerimizin yanındayız. Sünni kardeşim Tarık Yusuf el-Duleymi'nin de dediği gibi hepimiz kardeşiz; çünkü hepimiz Iraklıyız. Biz de El Anbar halkı için destek vermeye hazırız. Bu nedenle hükümetten bazı isteklerimiz var. Bütün siyasi grupları Şii, Sünni ayırımı yapmadan halkın sorunlarıyla ilgilenmeye çağırıyoruz."
Bundan sonra ciddi şekilde Irak'ın bütünlüğü için çalışılmasını isteyen Şii sözcü, "Kim Iraklının kanını dökerse o bir teröristtir" diyerek sözlerini noktaladı.
Irak'ta Şii Sünni kavgası, Samarra olayının ardından artarak devam etmiş, pek çok sivil bu yolla yaşamını yitirmişti. Taraflar arasında barış müzakereleri, Irak'ta pek çok çevre tarafından memnuniyetle karşılandı.