Şimdi AK Parti’de bir temizlik hareketi başlatılıyor ya, birini görevden alacaksınız, hemen birileri kıyameti koparacak. Sayıp dökecekler, partiye, camiye, vakıfa, derneğe ne kadar çok yardım etti diye. Tamam doğrudur. Zaten bu işler böyledir. Yerken yedireceksin de. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyeceksin. Hatta mesela CHP’den, MHP’den birilerini de bulup onlara da yedireceksin. Onlara da işin düşebilir çünkü. Yediğin duyulursa, sağdan-soldan, yukarıdan, aşağıdan biri de nasiplenmek isteyecektir. Onlara da hazırlık olman gerek. Basından, yargıdan birileri de olacak yanında. Bunların hepsi maliyet. Bu sektörün gideri çoktuk.
Mesela bunların yolsuzlukla nasıl mücadele ettiğini göstermek için de ellerinde güzel örnekler vardır. İlçe başkanını görevden alırsın, der ki, “filanın işini yapmadık, rüşvet teklif ettik almadık, o da gitti bizi yerimizden etti.”
Gariban birilerini gözlerine kestirirler, “ne yani bize rüşvet mi teklif ediyorsun” diye üzerine yürürler icabında.
Adama rüşvet iddialarından şikayet etmeye gidersin, adam sizi kapıda karşılar çalan telefondaki adama demediğini bırakmaz: “Rüşvet teklif edenin işini yapmayacaksın kardeşim, süründüreceksin. Bu millet ne çekiyor bunlardan.” Adam demediğini bırakmaz, bir de sana rüşvetle mücadele için neler yaptığını anlatır, ağzın bir karış açık kalır, lafı ağzına tıkar gönderir.
Sen adamı göndermek istersin, adam yerine gelecek kişiyi de ayarlar. FETÖ’cüler de böyle yapıyor. Senin hakkında bir sürü atar, tutar, ama aslında gidenin iş ortağıdır.
A partiden bir belediyede, B partiden biri iş alır, B partiden belediyede A partiden biri iş alır, sonra kendi aralarında kırışırlar.
Bunları kapıdan kovarsın, bacadan girerler.
Şu Belçika’daki Kürt bakan olayını biliyorsunuz. Belçika Federal Hükümeti’nde yoksullukla mücadele, fırsat eşitliği, engelliler ve bilimsel politikalardan sorumlu devlet bakanlığına Tuncelili PKK sempatizanı Kürt politikacı Zühal Demir atandı. Yeni Flaman İttifakı (N-VA) Parti Meclisi, Elke Sleur’ün istifası ile boşalan devlet bakanlığı görevine Zühal Demir’in getirilmesini oy birliği ile kabul edildi.
Yeni Flaman ittifakı ayrılıkçı ırkçı bir parti. PYD ile de çok iyi geçiniyorlar. Mesela parti yönetiminde Fas kökenli, Müslüman gelenekten gelen isimler de var. Hepsinin ortak özelliği, ayrılıkçı, ırkçı ve İslam düşmanı olması. Ama Arab’ı, Kürd’ü, Türk’ü, Flaman’ı ile demokratik bir çoğulcu görüntüsü var.
Siyaset dünyası maskeli baloya döndü. Kim kimdir belli değil.
Herkes birbirine ne kadar kolay kefil oluyor. Herkes “bizden biri”ni arıyor. Din, mezhep, tarikat, hemşehricilik” aynı okul, aynı futbol takımı bile aidiyet için kullanılabiliyor. Hani işi ehline verecektik. Ehliyet ve liyakat esas alınacaktı. Bunlar için gayeye giden her yol meşru. Gaye para kazanmak. Paranın her kapıyı açacağını düşünüyorlar. Bilmiyorlar ki, ihtirasla istenen her şey dua ile istenen belaya dönüşür.
Düşünüyorum da, bildiklerimizi yazmasak bu mikrop için için çınarı yiyip bitiriyor. Yazsanız “vay işte bak, bunlar da böyle” diyorlar.
Yani siyasilere, idarecilere söylüyorum bir şey olmayınca yazıyorum. Haksızlıklar karşısında susanlardan olmak istemiyorum. Kol kırılsın, yen içinde kalsın, kollar kangren olsun, çolak kalsınlar istemiyorum.
Hatırlarsınız, Hz. Lut kavminin helaki ile ilgili bir menkıbe anlatılır. Lut kavminin helak emri geldiğinde Cebrail yeryüzüne iner, bakar ki binlerce kişi teheccüd namazı kılmaktalar, o fesat ehli sadece yüzlerle ifade edilecek kadar az. Cebrail, bunun hikmetini sual eder. Cevab olan “Emri bil maruf, nehyi anil münker yapmıyorlardı. Zulüm, fuhşiyat konusunda sessiz kalıyorlardı!”
Onun içindir ki, “Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır” denmiştir. “Vay o namaz kılanlara ki” diye başlayan ayet, onları tehdit eder. Zalim olmaktan değil, zalimler karşısında sesiz kalanların halinden söz ediyoruz.
Münafıklar ve müfsit karakterli insanlar konusunda herkesin çok dikkatli olmaları gerek.
FETÖ’cülere baksanıza, hoşgörü ve diyalog diye diye geldiler, 15 Temmuz’da maskeleri düştü de gerçek yüzleri ortaya çıktı.
Bakın, kimi görevden almaya kalksanız, onun doğru kişi olduğuna şahidlik edecek bir sürü adam çıkıp gelecek ve doğru insanları karalamak için birtakım insanlar birçok yalanlar ve iftiralar uyduracaklar.
Bana kendilerini sureti haktan gibi gösterip, sıradan FETÖ’cüleri ihbar edip, üst düzey FETÖ’cüleri himaye eden adamlar da var. Bu tür kişiler tesbit edildiğinde sür’atle ve en ağır şekilde cezalandırılmalı.
Şimdi, Erdoğan restini çekti ya, il ve ilçe başkanlıklarına ne kokar, ne bulaşır, ürkek “iyi adamlar”ı getirip yardımcılıklarına kendileri yerleşmek istiyorlar. Bunlar zaten bir süredir, bakan, milletvekilleri ile muteber adamlarla, çocukları üzerinden aile bağları ve ortaklıklar kurma planları yapıyorlardı. Bu adamlar son derece tehlikeli adamlar. FETÖ’cüleri ihbar da ediyorlar, sonra kurtarmak için pazarlık da ediyorlar. Allah şerlerinden emin eylesin.
Siyaset zor zanaat, Allah sırat-ı müstakim üzere olanlara sabır versin. Güç versin. Cesaret versin. Ve Allah onları zalimlerin şerrinden muhafaza etsin.
Dikkat edelim, bunlar bu süreçte, media üzerinden ya da söylenti çıkararak hainleri kahraman, kahramanları hain ilan edecekler. Sonra birini görevden alırsınız da, gelen bir bakarsınız gideni aratmış.
Allah’ım bize ilim, hikmet ve feraset ver, hakkı hak, batılı batıl göster, Hak’da toplanmayı nasib et.
Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selâm ve dua ile.
yeniakit