Baraj olmadan

Abdurrahman Dilipak

Baraj olmalı mı ya da olacaksa ne olmalı?

Bana kalırsa aslında parça parça yapılan değişikliklerle seçim sistemi yamalı bohçaya döndü.

Demokratik katılım ve çoğulculuk dediğiniz yapıyı belirleyen kriter tek başına baraj sistemi değil. Mesela dar bölge sistemi çok farklı parametreler içeriyor.. Eğer Amerika’da olduğu gibi iki partili sisteme geçecekseniz, belki parlamentoyu da ikili sisteme göre dizayn etmeniz gerekecektir o zaman.. İngiltere’de Avam ve Lordlar Kamarası var, Amerika’da Kongre ve Temsilciler Meclisi..

Bazı ülkelerde yerel parlamentolar önemlidir. Vali yoktur, belediye başkanı vardır.

Yani tek sorun baraj sistemi ya da seçim sistemi ile ilgili değil. Seçim yasası ile birlikte Siyasi Partiler Yasası, eş zamanlı olarak Teşkilat-ı Esasi’yi de konuşmak gerek.. Parlamentonun yapısı da konuşulmalı, kuvvetler ayrılığı da.. Başkanlık Sistemi de. Tabi idarede yerel yönetimlerin, özerk kurumların yeri, sivil toplumun yasama, yürütme ve yargıya akreditasyonu da ele alınması gerekir. Niye kimse seçim ittifakı konusunu konuşmuyor? Tercihli oy konuşulmuyor mesela.. Yurt dışında ikamet eden milletvekilleri niçin o ülkeden milletvekili olamıyor. Milletvekillerinin dokunulmazlığı bir konuşuldu ve sonra unutuldu.. Ya da parti kapatma, Anayasa Mahkemesinin yeri ve rolünün de bu çerçevede yeniden ele alınması gerekmez  mi?

Tabi bütün bunlar için güçlü bir iktidara ihtiyaç var ve ardında ciddi, kapsamlı bir anayasa değişikliğine..

Öyle düşünüyorum ki, ufukta gözüken yenilenecek seçimde, dar zamanda seçmene öncelikle bu konunun anlatılması gerek. Seçmenin bu kaygılarla oy kullanması gerek.. Yoksa değirmende su öğütmüş olacağız, az gidecek, uz gidecek, altı ay bir güz gideceğiz ve yine de bir arpa boyu bile yol almayacağız. Darbe anayasası ile yönetilmeye devam edeceğiz.. Türkiye’nin bir an evvel bu kamburdan kurtulması gerekiyor.. “Eli ayağı boş değil, tuttuğu iş değil” insanların durumuna düşüyoruz.. Bu yapı çözüm üretmiyor, sorun üretiyor. Devletlerarası rekabette bu kambur ve bu prangalardan kurtulmadan öne geçemeyiz.

Şimdi CHP ön alarak seçim barajının % 5’e çekilmesi için bir teklif hazırlamış. Bana göre kapıda seçim var. Hükümet bu vesile ile kendi tasarısını da meclise getirsin, acil yapılması gereken düzenlemeler de yapılsın madem, bir yandan da hükümet çalışmaları devam ederken bu iş de hall ü fasl edilsin..

Madem bu konu gündeme geliyor, basın da bunu tartışmaya açmalı. Üniversiteler kapalı ama akademisyenler tekliflerini masaya koymalı. Sivil toplum da..

Şu oy kullanma işinde en azından bazı şehirler için pilot bölge olarak elektronik oy kullanma konusu da aslında tartışmaya açılsa iyi olmaz mı?.

Şu oy pusulasının da artık bir şekle kavuşturulması gerek.. Oy pusulaları iki taraflı basılamaz mı? 2 farklı renkte, bir yanda grubu bulunan partiler, öte yanda diğer partiler. Bağımsızlar ayrı bir blokta olmalı. Ya da başka bir çözüm yolu bulunmalı ve seçimde, sandık güvenliği için ve sandık hilesinin önlenmesi için yeni bir takım hukuki ve cezai düzenlemeler yapılamaz mı?

Tabi bu konuda partilerin, toplumun kendi iradesine sahip çıkması şart..

Bu arada; partilere bütün Türkiye’de örgütlenme ve seçime katılma konusunda daha esnek davranılamaz mı. Gereksiz yere bir sürü evrak ve oy pusulasında yer işgal ediliyor.. Mesela partiler, her seçim bölgesi için belli bir teminat yatırsa ve mesela % 2,5’tan daha az oy alan partiler, o bölgedeki oy pusulasının parasını kendileri ödese.. Bir takım partiler şan olsun diye, ekranda gözükmek, pusulada yer almak için dostlar alışverişte görsün kabilinden işler yapıyorlar.. Bu komikliklere artık bir son verilse.. Bu şekilde yapılan işlerin kimseye bir faydası yok. Özal döneminde, birilerinin kurdurduğu “Davulu delen Jaguar partisi”ni hatırlayın. Bu tür olaylar bir istismara dönüşüyor, Demokrasi’yi, Milli İrade’yi alay, demagoji malzemesi yapıyor. Bu yapılan işlerde kamu yararı ve ciddiyet yok. Birilerinin kapris, kompleks ihtiraslarına ya da birilerinin bir takım derin ve karanlık güçlerin siyasi intikam operasyonlarına bu değerler vesile kılınıyor.

Bugünlük de bu kadar. Şikayet etmek yerine çözüm üretelim. Karanlığa küfretmek yerine kalkıp bir mum yakalım. Selam ve dua ile..

yeniakit