2 ay sürecek barış performansı başlıyor..
Önerim o ki hemen araziye çıkmak yerine iyi bir planlama yapalım.
Belki işe İstanbul ve Ankara'dan başlayabiliriz. Bazı illerin toplam nüfusundan daha fazla insan İstanbul'da yaşıyor.. Bürokratlar Ankara, sermaye sahipleri İstanbul'da yaşıyor.. Basın ve sanat bilim çevresinden insanlar Ankara ve İstanbul'da yaşıyor. Bana kalırsa bu insanları da almalıyız yanımıza.. Yani 9 kişi çıkmamalıyız yola.. 9 kişi bu işin hamallığını üstlenmemeliyiz..
Bu şehirlerin çoğunun Ankara ve İstanbul'da dernekleri var. Onlarla temas kurmalıyız. Yani önümüzdeki bir hafta böyle geçmeli. Zaten bazı görüşmelerin ayarlanması, mekanların tesbiti etkinliğin halka duyurulması en az bir hafta isteyecektir..
Bu bir haftayı boşa geçirmeyelim de "eli ayağı boş değil tuttuğu iş değil" şeklinde bir şey de olmasın. Bu proje "dostlar alışverişte görsün" kabilinden bir iş de olmamalı.. Yani bir şeyler yapıyormuş gibi gözükmek, laf olsun torba dolsun yaklaşımı ile bir fırsatı heba ederiz..
Mesela her grubun gideceği il ve ilçelerdeki yerel basın dernekleri ve üniversiteler, üniversitelerin fakülteleri öğretim üyeleri listeleri elimizin altında olsa ne iyi olur.
Hani onlar da bizden haber beklemek yerine hemen düşüncelerini bizlerle paylaşsalar barış için kendileri de bir irade ortaya koysalar.
Yerel yönetimler de aynı şekilde şimdiden bir irade ortaya koyabilirler..
Üniversitelerdeki öğrenci kulüpleri de barış için inisiyatif üstlenebilirler..
Bu mesele hepimizin meselesi birimizin derdi hepimizin derdi sonuçta.
2 aylık dönemi çok iyi değerlendirmeliyiz ve bu iş burada bitmemeli. Bana kalırsa bir Barış ajansı kurulmalı. Daha sonra da bir Barış akademisi. Üniversitelerin hukuk, siyasal bilgiler, sosyoloji harp akademileri, güvenlik akademileri, psikoloji fakülteleri, terör ve barış savaş alanlarında yüksek lisans doktora sertifika programları düzenleyebilirler.. Bu programlara katılanlar barış akademisi üyesi olabilirler.. Bu akademi uluslararası örgütler ve uluslararası akademilerde görev üslenebilir. Uluslararası sorunların çözümünde danışmanlık yapabilirler..
Bizim katlanmak zorunda olduğumuz güçlüklerin bizden sonrakiler için baht kaynağı olması lazım.. Örnek alınmalıyız. Bu barışı, çözümü miras bırakmalıyız. Bu hedefe yürürken bizden önceki tecrübe ve birikimlerden ders almalıyız. Bu konuda kavramlarımızı ve kurumlarımızı gözden geçirmeliyiz. Bu işin felsefi estetik bir derinliği olmalı. Bilimsel bir temele oturtulmalı. Ahlaki bir boyutu olmalı. Bu konuda dini referansların not edilmesi gerekir..
Biz bugün bir araya geleceğiz.. Toplumun geniş kesimlerinde inanılmaz bir destek var. Ulusalcı, laikçi, militarist, Ergenekoncu ve bunlarla aynı yöne bakan dar bir çevre ile bir kısım militan dışında toplumun tüm kesimlerinde coşku ile karşılanan bir süreç yaşıyoruz.
Bu süreç Anayasanın rengini, çerçevesini de belirleyecek..
Bizler tarihin yaşayan tanıklarıyız. Akil adamlardan çok "barış yapıcılar" olarak anılmak beni daha çok mutlu ederdi. Hani şu batılıların "Peace Maker" dedikleri..
Ben barışı çok genel anlamda ele alıyorum. Aklımızla vicdanımız barışacak. İnsan insanla barışacak. İnsan tabiatla/fıtratla barışacak. Bu üç barış bizi Allah'la barışa götürecek. Farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşamak için adaletten, barıştan, özgürlükten yana insan haklarına saygılı çoğulcu ve şeffaf katılımcı bir hukuk devleti kuracağız..
Bu süreçte ve her zaman tüm insanların hayrına olmayan bir çözüm önerisi benim önerim olmayacak.
Başaracağız inşallah! Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.
Selâm ve dua ile.
yeniakit