Tunus'tan Mısır'a, Yemen'den Ürdün'e bütün bölgeyi sallayan, ne getireceği kestirilemeyen, bölgedeki yüz yıllık statükonun değişmesi için tarihi bir kırılma olarak nitelenen, "Ortadoğu tipi rejimler"i gömüp demokratik, özgürlükçü ve bölgenin dinamiklerini sahneye çıkarabileceği umulan süreç, sadece iyi beklentileri mi besliyor? Büyük umutlar ve büyük korkular arasında durduğu yer tam olarak belirlenemeyen bu dönem, savaşlara kapı aralayacak bir "barış" anlamına da gelebilir mi?
İBRAHİM KARAGÜL'ÜN YAZISININ TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ