Barlas Çok Ağır Yazdı

Kendisine cevap veren Zafer Mutlu'ya, Mehmet Barlas'ın cevabı ağır oldu. İşte her satırı ağır iğnelemeler ve göndermelerle dolu o yazı...

Mehmet Barlas / Haber X

İş Takipçiliği Konusunda Zafer Mutlu Doktora Dersi Verebilir


28 Şubat'ta Sabah'ta susturulduğum ve daha sonra Sabah'ın iki yazarının da andıçlanıp susturulduğu dönemde, Cavit Çağlar'la ortak banka almak için, kimin gövdesi kimlerin karşısında eğilip bükülüyordu, tahmin edilebilir.Bu durumu sadece 'Kadersiz Dinç Bilgin' ve 'İşbilir Zafer Mutlu' sözcükleri ile sonuçlandırabiliriz.

Geçen Pazar, Sabah'taki köşemde şunları yazmıştım:

"Dünkü Vatan gazetesinde "Halkbank' tan Vatan' a reklam ambargosu" diye bir başlık vardı. Haberde şu bilgiler verilmişti:
- Halkbank'ın toplamda yaklaşık yarım milyon YTL' ye mal olan ilanları dün başta Hürriyet, Sabah, Milliyet olmak üzere bütün günlük gazetelerde çıktı. Halkbank' ın ilan verdiği gazetelerin listesi şöyle: Hürriyet, Sabah, Milliyet, Posta, Akşam, Zaman, Türkiye, Radikal, Cumhuriyet, Bugün, Star, Takvim, Yeni Şafak, Referans, Güneş ve Taraf.

Bu haberi okuyunca belleğimde buna benzer bilgilerin depolandığı gri hücrelerin ısındığını hissettim.

1990'ların başında, Sabah'ın o zamanki sahibi Dinç Bilgin gazetedeki odama girdi...
- Kamu bankaları Sabah'a ilanları kesti. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner için yaptığımız haber yüzünden kamu bankaları bize artık ilan vermeyecek. Durum çok ciddi, dedi.
İki gün önce Güneş Taner hakkında gerçekten asılsız ve uygunsuz bir haber Sabah'ın manşetinde yayınlanmıştı.
Dinç Bilgin'in çok endişeli hali beni üzmüştü. Arkadaşım olan Güneş Taner'i telefonla aradım ve bir gazeteye kamu bankalarının ilan boykotu uygulamasının basın özgürlüğü ile bağdaşamayacağını söyledim.
Güneş Taner gazetenin manşetinden uğradığı haksız saldırının aile hayatında yarattığı krizi anlattı... Sonra, "Bu haberin sorumlusu olan Zafer Mutlu Ankara'ya gelsin, bakanlıktaki odamda benden özür dilesin" dedi.
Ben Taner'in bu sözlerini Dinç Bilgin'e naklettim. O da, Sabah'ın o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu'yu hemen Ankara'ya gönderdi. "Diz çökülerek" özür dilendi ve ilan boykotu sona erdi.
Aradan 20 yıl geçtikten sonra Zafer Mutlu'nun yönetimindeki bir başka gazetenin kamu bankalarının ilanlarının dağıtımı konusunda haksızlığa uğradığını haber yapması, güçlü bellek sahibi olmanın özenilecek bir şey olmadığını tekrar düşündürdü bana."

Buna Zafer Mutlu'dan Vatan'ın internet sitesinde şu cevap geldi:

"Benimle ilgili Pazar günü yazdığınız hayal mahsulü yazıyı eve SABAH girmesine eşim tarafından izin verilmediği için bir gün gecikmeyle başka gazetelerin yaptığı alıntıyla okudum.
Anlattığınız olayda gerçekleri saptırmaktaki uzmanlığınız beni hiç şaşırtmadı.
Önce olayın doğrusunu ben anlatayım.
Gerçekten Güneş Taner özel hayatıyla ilgili bir haber üzerine SABAH'a reklam ambargosu koydu. Ben sizi hatırlamıyorum.
Rahmetli Özal'ın devreye girmesiyle Güneş Taner'i makamında ziyaret ettim.
Ziyaretimden önce ilan ambargosunun kalkacağı bizzat bana rahmetli Özal tarafından söylenmişti. Ben doğrudur, haberin Güneş Taner'i ve ailesini rencide eden bölümleri için özür diledim. Taner de bana kendisiyle ilgili bir haber için kamu baskısı yapmasının yanlış olduğunu ama başka çaresi kalmadığı için bu yola başvurduğunu soyledı. 'Diz çöküp ilan için özür dilemem' gibi bir şey asla söz konusu olmadı.
Bu iddia şerefsizce bir karalamadır.Ama sizin gibi SABAH'ın manşetlerinden 'İhale takipçiliği' ilan edilmiş birisinin yine nasıl SABAH'ta (eski SABAH'ı kast ediyorum) yazdığını okurların hayal gücüne bırakıyorum.O koca gövdenizle nasıl eğilip büküldüğünüzü bütün Türkiye ama daha detaylı olarak da bütün meslektaşlarımız nasıl olsa çok iyi biliyor."

SON SÖZLER...

Bu konuda herhalde son olarak bir şeyler söylemem gerekiyor...

Sabah'ta o zaman çıkan haber için diz çökerek mi,yere yatarak mı özür dilendiği, anlaşılan doktrinde tartışmalıdır.

O günlerde olup bitenler konusunda "rahmetli" Özal yerine hayatta olan Dinç Bilgin'i ve güneş Taner'i dayanak olarak alması herhalde ddaha doğru olurdu.
Ayrıca kendisinden özür dilenen Güneş Taner'in de 28 Şubat döneminde danışman olarak Sabah'a alındığı da herhalde bilinmelidir.

Kesin olan şu ki, kamu bankalarının ilanları kesilmesin diye "özür dilenmiş"tir.
Bunu bir balet kadar ince ve zarif gövdeye sahip olan Zafer Mutlu da doğrulamış.

Benim koca gövdemle kime eğilip bükülmediğimin tanığı da herhalde Zafer Mutlu olamaz. Çünkü 28 Şubat'ta Sabah'ta susturulduğum ve daha sonra Sabah'ın iki yazarının da andıçlanıp susturulduğu dönemde, Cavit Çağlar'la ortak banka almak için, kimin gövdesi kimlerin karşısında eğilip bükülüyordu, tahmin edilebilir.

Bu durumu sadece "Kadersiz Dinç Bilgin" ve "İşbilir Zafer Mutlu" sözcükleri ile sonuçlandırabiliriz.

"İş takipçiliği" konusunda da Zafer Mutlu'nun doktora kursu açacak bilgi ve deneyime sahip olduğunu eklemeliyim.

Banka batırmaktan gazete batırmaya uzanan iş takipçiliği ihtisasını, dilerim girmeye çalıştığı yeni medya grubuna da aktarmaz.

Sabah'ın eve girmesine eşinin izin vermemesi meselesine hiç girmiyorum.

Hangi evlere nelerin girip nelerin giremediği konusu benim ilgi alanımda değil çünkü.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?