Başbakan Erdoğan, mektupla Edirne'nin Keşan ilçesine yeni İmam Hatip Lisesi isteyen kızı telefonla arayıp 700 kişilik okul sözü verdi. Haber 7'den Ferhat Esnek'in haberine göre ise Erdoğan'ın telefonla geri döndüğü kız ile arasında geçen konuşma duygulandırdı..
Adı Şefika.. Keşan'da bir İmam Hatipli bir kız.
Okuduğu İmam Hatip Lisesi'nin fiziki durumu onu çok üzüyordu. Bir İmam Hatip Lisesi böyle olmamalıydı.
Aldı kağıdı kalemi eline ve 'O da İmam Hatipli, beni en iyi o anlar' düşüncesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a duygu yüklü bir mektup yazdı. Özetle, Keşan'a yeni bir İmam Hatip Lisesi okulu istedi.
Mektup Erdoğan'a ulaştı. O da bu satırlar karşısında oldukça duygulandı ve talimat vererek Şefika'yla görüşmek istedi ve telefondan ulaşılmasını söyledi.
Geçtiğimiz pazartesi günü Şefika'nın cep telefonu çaldı. Karşıdan gelen ses ‘Şefika hanımla mı görüşüyorum. Başbakanlıktan arıyoruz. Sayın Başbakanımız sizle görüşmek istiyor. Müsait misiniz?' diye sordu.
Hiç beklemediği anda gelen telefona ‘Tabi ki müsaidim' diye cevap veren Şefika ile Başbakan Erdoğan arasında, noktasına virgülüne dokunmadan şu konuşma geçti..
Erdoğan: Kızım selâmün aleyküm
Şefika: (Ağlayarak) Aleyküm selam başbakanım. Allah razı olsun. Çok sağolun döndüğünüz için..
Erdoğan: Ne demek kızım..
Şefika: Başbakanım biliyorum zamanınız çok kıymetli. Hemen söze girmek istiyorum..
Erdoğan: Dur bakalım. Dur bakalım! Nasılsın iyi misin? Nasıl gidiyor? Anlat bakalım..
Şefika: Çok teşekkürler başbakanım. Her şey rayında çok iyi gidiyor. Siz nasılsınız. Sağlığınız sıhhatiniz nasıl?
Erdoğan: Ben de iyiyim. Teşekkür ederim.
Şefika: Hemen söze gireyim başbakanım. Ama öncelikle içimde kalmasın. Bir durumu size aksettirmek istiyorum.
Erdoğan: Tabi buyur kızım.
Şefika: Bundan iki ay önce arka arkaya 7 gece sizi rüyamda gördüm..
Erdoğan: Hayır olsun inşallah...
AĞLAMAYIN BAŞBAKANIM LÜTFEN!
Şefika: Rüyalarımdan birinde çok yorulmuş bitap düşmüş şekilde oturmuş ağlıyordunuz. Ben yanınıza geldim. Gözyaşlarınızı sildim. -Başbakanım ne olur ağlamayın- dedim. Ben sizin için dua ediyorum diyerek elinizi öptüm. (Tabi ben telefonda o an hıçkırarak ağlıyorum)
Erdoğan: Tamam kızım. Ağlama. Ne güzel rüya görmüşsün öyle..
(O anda da başbakanımı teskin eden sesler geliyor arkadan -Ağlamayın başbakanım lütfen- sesleri geliyor. Yani başbakanım da ağlıyordu)
Şefika: Konuya geleyim başbakanım Biz İmam hatip eğitimine aç bir millet ve aç bir gençliğiz. Bize derme çatlı bir okuldan yarısı bölünüp 2 katlı bir İmam Hatip lisesi diye bir bölüm verdiler başbakanım. Biz burada eğitim görmeye çalışıyoruz. Eğitim konusunda, öğretmenlerimiz konusunda biraz sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüzden ben son senemi açık öğretime aldırmak zorunda kaldım. Lütfen bize yardım edin. Doğru dürüst bir bina istiyoruz.
Erdoğan: Şu an cidden çok üzüldüm Şefika. Bu durum beni çok üzdü. Şimdi bir hayırsevere talimat veriyorum. Hemen okulunuzu en kısa sürede yaptırıyoruz.
Şefika: Çok sağolun başbakanım.
Erdoğan: Peki Şefika sana bir şey soracağım…
Şefika: Tabiki başbakanım…
Erdoğan: 24 şubelik 700 kişilik bir okul. Kız ve erkek yurtları olan bir İmam Hatip Lisesi, ortaokulu, gözünün önüne getir.. Sence bu Keşan'a fazla mı?
Şefika: Olur mu öyle başbakanım. Yeter ki okulumuzun bulunduğu mevki ve durumu tam olsun. 700 kişiye yetmez bu başbakanım.
Erdoğan: Tamam o zaman şimdi talimatı veriyorum. Görüşmek üzere Şefika. Biz de sana teşekkür ediyoruz. Bizlere bu şekilde bilgi verdiğin için. Allah'a emanet ol kızım.
Şefika: Çok teşekkür ederim başbakanım. Allah sizden razı olsun.