Başbakan"ın eşinin GATA"ya alınmaması

Başbakan Erdoğan'ın, eşinin başörtüsü sebebiyle Nejat Uygur'u GATA'da ziyaret edemediğini açıklaması, askerin başörtüsüne karşı bakışını gözler önüne serdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu TRT 1'de katıldığı bir programda, eşi Emine Erdoğan'ın başörtüsü sebebiyle Nejat Uygur'u GATA'da ziyaret edemediğini açıklaması, Emine Erdoğan'ın da söz konusu olay üzerine ağladığının ortaya çıkması, askerin başörtüsüne karşı bakışını gözler önüne serdi.
Gazetemize konuşan avukat Cüneyt Toraman ve Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer"Genelkurmayın başörtüsüne bakışının yanlışlığı bir defa daha ortaya çıkmıştır" dediler.
Avukat Cüneyt Toraman'ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
- Bir başbakanın eşinin askeri hastaneye girememesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Başörtüsü yasağını uygulamaya koyanlar, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı eşlerinin başörtülü olacağına hiç ihtimal vermediler. Halk, kendisine giydirilmek istenen deli gömleğini reddettiği için, bu yasağı koyanlar Silivri'de hesap verirken, bu yasağın mağdurları şimdi iktidarda. Bu millet, 28 Şubat uygulamalarına tepki gösterdiği için AK Parti'yi iktidara getirdi. 27 Nisan muhtırasına karşı, bu tepkisini, çok daha kesin ve net bir şekilde ortaya koydu. AK Parti'yi ikinci kez tek başına iktidara getirdi. AK Parti, kendisini iktidara getirenlerin beklentilerini karşılamak zorunda. AK Parti'yi devireceğini düşünenler, başörtüsü yasağının devam etmesi için bütün güçlerini kullanıyorlar. Başörtüsü yasağının sona ermesi, 28 Şubat'ın tamamen sona erdiği anlamına gelecek. Başörtüsü yasağını asker değil, sivil iktidar başlattı. 28 Şubat öncesinde, askeriyede böyle bir yasak yoktu. Öyleyse, başörtü yasağının askerle ilişkilendirilmesi de yanlıştır. Bir işçinin, kıyafeti nedeniyle işverenini veya eşini fabrikasına sokmaması gibi bir durum olabilir mi? Hukuk devletinde, her kuruma belli görevler verilmiştir. Askerlerin görevleri de bellidir. Çizmeyi aştığında, 'dur' denilir. Bir deli bir kuyuya taş atmış, mesnedsiz insanlık dışı bir yasak koymuş, yıllardır bu yasak tartışılıyor. Bu taşı çıkarmak için kırk akıllıya da gerek yok. Yasak nasıl konulduysa, öylece kaldırılır. Başbakanın bir talimatı yeterlidir.
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 'Balyoz Harekat Planı' ile ilgili, "Vicdansızlara soruyorum. 'Allah Allah' diye askerine hücum ettiren bir ordu, nasıl Allah'ın evi camiye bomba attırmayı düşünür? Vicdansızlıktır, lanetliyorum bunları" şeklinde sözler sarf etmişti. Bu sözleri söyleyen İlker Başbuğ'un GATA'da yaşanan skandal hakkında açıklama yapmaması çelişki değil midir?
- Genelkurmay Başkanı'nın sözleri ile başında bulunduğu kurumun eylemleri birbirini doğrulamıyor. Askeri Şûra, on yıldır, Allah Allah diyenleri atmadı mı? Genelkurmay Başkanı, halen çoğu darbe planlamaktan tutuklu bulunan hangi asker hakkında soruşturma başlattı? Sadece darbe planlarını sızdıranları araştıran bir ordunun başındaki komutanın sözleri, ne kadar güven verebilir? Zaten kimse de bu sözlere inanmadı.

İSLÂM'A TAHAMMÜLSÜZLÜK
Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer de, Emine Erdoğan'ın başörtülü olduğu için GATA'ya alınmaması olayının Türkiye'de hâkim militarizmin hangi boyutlarda olduğunu göstermesi açısından çarpık bir örnek olduğunu söyledi. Üzer, "Siyasi otoritenin üzerinde bir güç olan bu zihniyetin en belirgin vasfı İslâm'ın sembollerine olan tahammülsüzlüğüdür. Emine Erdoğan olayı bunun en somut göstergesidir. Yine benzer muamelelere Hayrunnisa Gül de uğramaktadır. Zaten yıllardır zalimane, akıldışı ve saçma yöntemlerle başörtülü insanlar mağdur edilmektedir."

Sivil Haber Haberleri

Katil İsrail'e kucak açan Uluslararası Olimpiyat Komitesi sınıfta kaldı
Paris Olimpiyatlarının güvenlik işlerinde neden İsrail güçleri kullanılıyor?
Alimlerden Gazze bildirisi: HER MÜSLÜMANA FİLİSTİN SORULACAK
PKK'nin kanlı tarihinden bir kesit: Susa Katliamı!
Diyarbakır bu akşam da Gazze için meydanlardaydı