Başbakanların ilginç ortak kaderi...

Prof. Dr. Özsoy, bugüne dek kurulan 60 hükümetin başbakanlarının kaderini araştırdı. İlginç bir ortak nokta saptadı. İşte başbakanların inanılması güç kader zinciri...

Osman Özsoy/Haber7

Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Yüce Divan'a götürecek dosyanın hazırlandığını iddia etmiş. Doğrusu hiç şaşırmadım.
Sayın Savaş bunları söylerken yine bombayı patlattım diye düşündü mü bilinmez ama kamuoyu için bunun pek de sürpriz olmadığı ortada"
Bu ülke başbakanların Yüce Divan'da yargılanmasına da, asılmasına da pek yabancı değil" Bundan olacak, demokratik ülkeler içinde sadece bu ülkede başbakanlar, "biri bayramlık, biri idamlık iki gömleğimiz var" anlayışıyla siyaset yaparlar.
Şu an Türkiye Cumhuriyetinin 60. hükümeti görevde. Bu 60 hükümet 25 ayrı başbakan tarafından kuruldu. 25 başbakan içinde en bilinenleri İnönü, Bayar, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Çiller, Yılmaz ve Erdoğan'dır. Atatürk'de cumhuriyetten önce hükümet başkanı sıfatıyla kabinenin başındaydı.
Şimdi hadiseye biraz daha yakından bakalım.
Kaderlerine bak"
Rahmetli Özal hariç bu ülkede tüm etkili başbakanlar hapisle tanıştı. Özal hapse girmeyen tek başbakandı. Ama onun da hayatı şüpheli bir ölümle sona erdi.
Atatürk harbiyeyi yeni bitirdiği günlerde birkaç ay hapis yattı. TBMM'nin açılmasından sonra hükümet ve Meclis başkanı olduğu dönemde İstanbul'da toplanan Divan-ı Harp tarafından hakkında idam kararı verildi.
En çok hükümet kurma unvanına sahip İnönü gün geldi Atatürk tarafından başbakanlıktan uzaklaştırıldı ve evinde göz hapsine alındı.
27 Mayıs darbesi sonrası Menderes'in akıbeti malum. Yassıada'da hapsedildi, İmralı'da asıldı. Atatürk'ün Başbakanı Bayar da hapisten nasibini aldı... Yassıada'dan sonra Kayseri Cezaevi'ne konuldu.
12 Eylül darbesi sonrası ise Demirel Hamzakoy'a, Ecevit Datça Cezaevi'ne girdi. 30 Ekim 1995 de kurulan DYP-CHP koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı görevi üstlenen Baykal da Zincirbozan'da yattı.
28 Şubat postmodern darbesi sonrası Başbakan Erbakan alaşağı edildi. Şimdilerde yaşı nedeniyle ev hapsine mahkûm oldu. Erdoğan'da Tekirdağ'da hapis yattı.
Dikkatinizi çekerim. Bu ülkede sadece seçilmiş başbakanlar hapisle tanıştı. Seçimle işbaşına gelmeyen sipariş başbakanların hiçbiri hapis yüzü görmedi.
Yıldırım Akbulut, Çiller ve Yılmaz kongre başbakanıydılar. Sayın Gül de 4 ay emanetçi başbakan olarak görev yaptı.
Bugüne kadar hükümet kuran 25 başbakandan yukarıdakiler dışındakilerin tamamına yakını rejimin kesintiye uğradığı dönemlerde geçiş dönemi başbakanı oldular. Hani bugünlerde Abdüllatif Şener'in ortalık biraz daha karışırsa bize de bu çorbadan nasip çıkar mı diye beklediği gibi"
O sayfa kapandı mı?
Yazıma son vermeden önce, AK Parti Hükümeti'nin en güçlü olduğu dönemde, 17 Ekim 2006'da kaleme alınmış bir yazıdan bir bölüm aktarmak istiyorum.
1.5 yıl önce gazeteci Rauf Tamer Hürriyet'teki köşesinde "O sayfa kapandı" başlıklı yazısında şunları yazmış"
"Seçilmişlerin kaderi, birbirine pek benziyor. Ne var ki, bazıları önce hapse girdi sonra Başbakan oldu, bazıları da önce Başbakan oldu sonra hapse girdi. Bütün fark bu"
Şimdi, yepyeni bir Türkiye var. Yepyeni bir hukuk anlayışı, yepyeni bir demokrasi ve ufuk arayışı" Bundan böyle artık hapse girmiş Başbakanlar görmeyeceğiz. O sayfa kapandı.
Şiir yüzünden hapsi attığımız bir Başbakan, dilerim son dersimiz olsun. Fakat bakar mısınız, eski bir savcı, hâlâ diyor ki: Şimdi görevde olsaydım, falan parti için kapatma davası açardım. O parti bu parti mühim değil. Mühim olan hâlâ parti kapatma fikri. Hayır, olamaz. Bu yazıyı da ondan yazıyorum zaten.
Hapse giren başbakanlar devri nasıl bittiyse parti kapatma talebinde bulunan savcılar devri de bitmiştir. Demokrasi 56 yaşında."
Şimdi ne düşünüyor acaba?
Ne diyor yazısının sonunda Rauf Tamer; "Hapse giren başbakanlar devri nasıl bittiyse parti kapatma talebinde bulunan savcılar devri de bitmiştir." Bitti mi? Bitmedi"
Rauf Tamer'in yazısında geçen ve 1.5 yıl önce AK Parti'nin kapatılmasından söz eden kim? Vural Savaş. Pekâlâ, önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Yüce Divan'a götürecek dosyanın hazırlandığını iddia eden kim? O da Vural Savaş"
Akdeniz Üniversitesi'nde düzenlenen 'Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler' başlıklı panelde Vural Savaş bunları söylerken yanında oturan kim? Sabih Kanadoğlu.
Her ikisinin de unvanı ne? Yargıtay Onursal Başsavcısı"
Dertleri ne? Parti kapatmak ve başbakanı hapse tıkmak"
Ah benim güzel ülkem.
Son sözümüz şu"
AK Parti kapatma davası nedeniyle Sayın Erdoğan'a siyasi yasak gelirse ülkeye yeni bir başkan aranacak.
Artık bakacağız, yeni seçilen başbakan daha önce hapse girmiş olanlardan mı olacak, yoksa görevi sonunda mı girecek, ya da Özal gibi ona da mı kıyılacak...
Eğer bu ülkeye hizmet edecekse muhakkak onun da başına bir çorap örülmeye çalışılacak.
Bu ülkeye hizmet etmenin faturası gerçekten çok ağır"
İyi de, kim sahi bu sürekli fatura kesenler?

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak