Fendoğlu, ''Türkiye'de insan haklarında çok iyi bir noktadayız. Ama bu hiç eksiğimiz yok demek değil'' dedi.
TBMM tarafından 28 Mayısta RTÜK üyeliğine seçilmesi nedeniyle Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı görevinden bugün ayrılacağını hatırlatan Fendoğlu, Başkanlıkta görev yaptığı süre içinde Türkiye'de ilk kez geçen yıl insan hakları raporu yayımladıklarını söyledi.
Başkanlığın internet sitesini yürürlüğe koyduklarını ve nezarethanelerin 3'er kişilik komisyon tarafından denetlenmesine yönelik çalışma yaptıklarını anlatan Fendoğlu, ''2007 raporunda, nezarethanelerin AB ve Avrupa Konseyi kriterlerine uyumu yaklaşık yüzde 70'yerdeydi. 2008 raporunda bu konuda yüzde 91'i yakaladık. Bu büyük bir başarı'' dedi.
Töre ve namus cinayetlerinde son 5 yılın haritasını çıkardıklarına dikkati çeken Fendoğlu, kayıp çocuklar ile işkence ve kötü muameleye ilişkin raporlar da yayımladıklarını ifade etti. Fendoğlu, şunları söyledi: ''Bazıları, 'Kamu, işkence ve kötü muamele konusunu inceler mi, ağzına alır mı?' diyordu. Biz cesaretle bu konulara girdik. Çok önemli gelişmeler oldu. İşkence ve kötü muamele sürekli bir düşüş halinde. Biz bunu nereden anlıyoruz? AİHM kararlarından anlıyoruz. Türkiye'de insan haklarında çok iyi bir noktadayız. Ama bu hiç eksiğimiz yok demek değil. Türkiye ile ilgili verilen kararlarda, bütün ülkelere baktığımızda birinci sıradayız. En fazla mahkum olan ülke Türkiye ama bunu nüfus oranına vurduğunuz zaman 11. sıradayız. AİHM'e yapılan başvuruda da Türkiye Rusya'dan sonra 2. sırada ama bunu nüfusa orantıladığınız zaman Türkiye 24. sırada.''
En önemli amaçlarının İnsan Hakları Başkanlığının kurumsallaşması ve bağımsız bir kurum olması olduğunu vurgulayan Fendoğlu, ''Türkiye İnsan Hakları Ulusal Kurumu'' kurulması yönünde hazırlanan kanun tasarısının 18 Mayısta Bakanlar Kurulundan geçtiğini söyledi.
Fendoğlu, ''Bugünlerin insan hakları raporlarını 5 sene sonra daha iyi göreceğiz. Bugün konuştuğumuz şeyler 3-5 yıl sonra iyi bir noktada olduğumuzu, asit kuyularıyla ilgili araştırmalar, diğer soruşturmalar, yargının insan hakları sorunlarına cesaretle el atması, bunların iyi neticeleri, 3-5 yıl sonra daha iyi görülecek'' diye konuştu.
-SORULAR-
Fendoğlu, Türkiye'nin insan hakları konusunda ne tür eksiklerinin olduğunun sorulması üzerine, insan hakları konusundaki gelişmelere ayak uydurduklarını dile getirdi. ''Hazırladığımız raporda da bunlar var zaten. Hrant Dink olayında olsun, Yahya Menekşe, Cizre olayında olsun, hiçbir ayrım yapmadan üzerine gittik'' diyen Fendoğlu, bu tür olaylarda, ilgili kamu birimlerine ''cesaretle'' yazı yazdıklarını ve cevap aldıklarını anlattı.
İnsan hakları sorunlarına ilişkin ilgili kamu birimleriyle yüz yüze görüşme yaptıklarına işaret eden Fendoğlu, kurumsallaşmanın önemi vurguladı. Çağdaş ülkelerde ombudsmanların bulunduğunu hatırlatan Fendoğlu, ''Kamu Denetçilik Kurumu'' yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyledi.
'Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınanlara, adil yargılanma ve masumiyet karinesi maddelerine uygun davranıldı mı?'' sorusuna Fendoğlu, ''Bu konulara, yargı altında olduğu için fazla girmek istemedik. Yargı el attığı zaman biz görevsiz oluyoruz. Yürüyen davalar, dosyalar konusunda bir detaya girmek istemedik'' yanıtını verdi.
''Kuddusi Okkır olayıyla'' özel olarak ilgilendiklerini ve ilgili kurumlara gerekli yazıları yazdıklarını ifade eden Fendoğlu, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık sorunlarıyla ilgili sürekli bilgi aldıklarını belirtti.
Fendoğlu, ''RTÜK Başkanlığına aday olacak mısınız?'' sorusu üzerine, ''Herkes potansiyel aday. Şu anda bir şey söylemek doğru olmaz'' dedi.
Fendoğlu, bir başka soru üzerine, medyanın insan hakları açısından köşe taşlarından olduğunu vurguladı.
Fendoğlu, ''İnsan hakları ile RTÜK arasında çok büyük bağlantı olduğunu düşünüyorum'' dedi. ''Adınız RTÜK Başkanı olarak geçiyor. Zahit Akman hakkındaki iddialar size yönelik olsaydı, RTÜK Başkanlığından istifa eder miydiniz?'' sorusu üzerine Fendoğlu, ''O konularda gerçekten bir bilgim yok, takip etmedim'' diye konuştu.
İNSAN HAKLARI PROJELERİ
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının ''2008 Türkiye İnsan Hakları Raporu''na göre, 2008'de il, ilçe kurulları ve başkanlığa toplam 4 bin 785 başvuru yapıldı.
''2008 Türkiye İnsan Hakları Raporu''nun birinci bölümünde Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı ve il insan hakları kurullarının faaliyetleri değerlendirildi. Bu çerçevede çeşitli bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanlara hizmet içi eğitim verildiği kaydedilen raporda, bakanlık tarafından başlatılan kampanyalar anlatıldı.
İl insan hakları kurullarının faaliyetlerine ilişkin bilgileri de içeren raporda, il ve ilçe kurullarının ''insan haklarının korunması ve geliştirilmesi açısından vazgeçilemeyecek bir unsur haline geldiği'' vurgulandı. Kurulların habersiz ziyaretler yaparak ihlallerin önlenmesi için kurumları takip eden, medyaya mal olmuş ihlal haberlerini inceleyen yapılar haline geldiği belirtilen raporda, ''Özellikle son 2 yılda karakollar başta olmak üzere çeşitli kamu kurumlarına yapılan habersiz ziyaretleri, kurulların etkin denetim mekanizması olma yolunda çok ciddi mesafe alındığının bir göstergesidir'' denildi.
İl insan hakları kurullarının üye sayısıyla ilgili bilgilerin de yer aldığı rapora göre, kurullar 2008 yılında sivil toplum kuruluşlarıyla toplam 48 proje gerçekleştirdi. En çok Antalya, Aydın, İstanbul, İzmir, Mardin, Muğla ve Osmaniye'de proje hayata geçirildiği kaydedilen raporda, proje konularının genelde kadın ve çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesine odaklandığının görüldüğü ifade edildi.
Rapora göre, il ve ilçe kurullarınca, 2008'de 3 bin 100'ü haberli, 7 bin 400'ü habersiz yaklaşık 10 bin 500 ziyaret gerçekleştirildi. Bu ziyaretlerin 8 bin 300'ü emniyet ve jandarma nezarethanelerine yapıldı. Ayrıca, yurtlar ve okullar, sağlık kurumları, rehabilitasyon ve bakım merkezleri, çocuk yuvaları, huzurevleri, engelli okulları, yetiştirme yurtları, gençlik merkezleri ziyaret edildi.
-EN ÇOK BAŞVURU-
Vatandaşların insan hakları kurullarına şahsen, mektupla, faksla, elektronik haberleşme araçları, başvuru kutuları ve telefonla başvuruda bulunabildiklerine işaret edilen rapora göre, geçen yıl il, ilçe kurulları ve başkanlığa toplam 4 bin 785 başvuru yapıldı.
2008 yılı verilerine göre, ihlal edildiği iddia edilen hak konularında ilk üç sırayı, 617 başvuru ile sağlık ve hasta hakkı, 586 başvuru ile tutuklu ve hükümlü hakkı, 462 başvuru ile çevre hakkı aldı.
Raporda, hak ihlali iddialarına konu olan alanlar ve başvuru sayıları şöyle sıralandı:
2008 YILI HAK İHLAL İDDİALARI BAŞVURU SAYISI
-------------------------- -----------------
Sağlık ve Hasta Hakkı 617
Tutuklu ve Hükümlü Hakkı 586
Çevre Hakkı 462
Kötü Muamele Yasağı 382
Dilekçe Hakkı 311
Çalışma ve Sözleşme Hakkı 244
Sosyal Güvenlik Hakkı 229
Mülkiyet Hakkı 215
Eğitim ve Öğrenim Hakkı 168
Yaşam Hakkı 132
Haberleşme/Basın Hürriyeti 125
Adil Yargılanma Hakkı 116
Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı 112
Ayrımcılık Yasağı 101
Raporda, yapılan şikayetler arasında ''sağlık ve hasta hakkının'' alması olumlu olarak nitelendirildi ve bunun vatandaşların hakları konusunda daha yüksek bilince ulaştıklarının göstergesi olduğu ifade edildi.
Rapora göre, sağlık ve hasta haklarıyla ilgili başvurular şu konularda yoğunlaşıyor: Doktor ve hemşirelerin hastalara gerektiği kadar özenli davranmadıkları ve yanlış tedavi iddiaları, uzun hastane kuyrukları, muayene sırasına uyulmadığı, araç ve gereç eksikliği ile kötü tedavi ve hijyen sorunu.
EN ÇOK ŞİKAYET EDİLEN KURUMLAR
2007 verilerine göre, şikayet edilen kurumlar sıralamasında ilk üç sırayı emniyet (142), sağlık kurumu (138) ve valilik (124) alırken, 2008 verilerine göre şikayet edilen ilk üç kurum belediye (493), sağlık (463) ve emniyet (403) şeklinde.
AİHM, 2008'de, Türkiye ile ilgili 264 davayı sonuçlandırdı ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 75, özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 64, mülkiyet hakkıyla ilgili 42, insanlık ve onur kırıcı muameleyle ilgili 30, işkence yasağına dayalı yetersiz incelemeyle ilgili 24 ve ifade özgürlüğünün ihlaliyle ilgili 20 ihlal kararı verildi. AİHM tarafından verilen diğer ihlal kararları şöyle: Yaşama hakkıyla ilgili yetersiz inceleme (16), etkili başvuru hakkı (12), özel hayata ve aile hayatına saygı (11), işkence yasağı (3), Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü (5) ve diğer (1).
Rapora göre, il ve ilçe insan hakları kurulları tarafından geçen yıl, jandarma ve polis nezarethanelerine 4 bin 732 ziyaret gerçekleştirildi. Bu ziyaretlerin 3 bin 658'i habersiz, bin 74'ü ise haber verilerek yapıldı. 4 dönem halinde yapılan ziyaretlerin ilk döneminde yüzde 66, ikinci döneminde yüzde 75, üçüncü döneminde yüzde 85, son döneminde ise yüzde 91 uygunluk tespit edildi.