Ey milleti merhume, sabah oldu uyan. / Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan.
Ne Kürt’lük, ne Türk’lük kalacak aç gözünü..! / Dinle peygamber-i Zişanın ilahi sözünü.
Veriniz baş başa zira sonu hüsranı mübin. / Ne hükümet kalıyor ortada, billahi ne din.
“Medeniyet” size çoktan beridir diş biliyor. / Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Artık Bill Gates’e filan kızmıyorum. Adamlar saklamıyor, davul çala çala geliyorlar. Bizimkilerin gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar.
“Dünya 5’ten büyüktür” diyorduk, şimdi BMGK’nın terör tanımına uygun alel acele yasa çıkarıyoruz. Söylüyorum, kendilerini gömecekleri bir mezarı kazıyorlar kendi elleriyle. Cellatlarının bıçaklarını bileyliyorlar. Kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar. BM Güvenlik Konseyi’nin normlarına, “norm”una tabi oluyoruz. “Norm” dedikleri yasa üstü bir kural. Bu normlara aykırı yasa yapmak değil, yorum bile yapamazsınız. Bakın “İlah” “hüküm koyucu” demek. Yani o hükmün de bağlı olacak bir “üst hüküm” var. O da ulusal ötesi evrensel bir değer taşıyor. Buna “Norm” diyorlar. “Meşru” nasıl “Şeriata uygun” anlamına, “Gayri meşru” Şeriata uygun değil anlamına geliyorsa, “Normal” dediğiniz şey “Norma uygun”, “anormal” dediğiniz şey “norma uygun değil” anlamına geliyor. Hemen söyleyeyim, ben “anormal”im bu anlamda. Onların standartlarına uygun değilim, bedenen, aklen ve ruhen. Onların normuna uygun olmaktan da Allah’a sığınırım.
Sahi, bizimkilerin adına “Faiz” dedikleri, “Riba”ya karşıydık değil mi! Enflasyonu tanımlamadan Faizi nasıl tanımladıklarını zaten hiç anlamadım. Onlar da kağıt para / kaime, plastik para, Sanal parayı hiç anlamadılar zaten. Sonunda artık Faiz kelimesini de kullanamaz olduk. FED ve LIBOR’un “Norm”larına tabi olduk. Zaten artık paranın adı da “döviz” oldu, o da alınıp satılıyor. Altın-gümüş desen, Bretton Woods-2 sonrası onlar da dolara endekslendi, dolar da bağını altından koparınca olan oldu. Şimdi Bretton Woods 3’ten söz ediliyor. O terörün finansmanı hadisesi bu BW-3 ile ilgili. Minareyi çalmaya niyet ettiler, kılıfını hazırlıyorlar. Bizimkiler de Turhan’ın Cumhuriyet’teki karikatüründeki gibi, batı sistemine katılmaya çalışan “domuz sürüsündeki uysal kuzu” gibiydi dün. Bu günde şark cephesinde yeni bir değişiklik yok. Artık slogan da atamıyoruz. Çünkü zılgıt yiyoruz.
Bu anti terör yasasından sonra artık İsrail’le de işler yoluna girebilir. Netanyahu sorun çıkarıyorsa, onu göndermek de zor değil. Önemli olan yerine kimin geleceği.. Eee sıra Türkiye’ye gelmişse, İsrail’le bile yakınlaştıktan sonra, Suudiler, Mısır, BM, Sudan, Fas ile de yakınlaşabiliriz yeniden.
Farkında mısınız, bu global çete, 5G ve CoVID, aşı konusunda hemen hepsi sanki seferber olmuş bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Tabii bizim üzerimizden İslam ülkelerine pazarlayacaklar bu işi. Karakoyun giderse, akkoyunları peşlerine takmanın zor olmadığını düşünüyorlar.
İlginç değil mi, bu konularda diğer muhalefet partileri, iktidar ile tam bir uyum içinde, hiçbir çatlak ses çıkmıyor, tıpkı İstanbul sözleşmesinde olduğu gibi. Bakın şu son yasa, bu STK’ları da vuracak, yurtdışında çalışan işçilerimizi, esnafımızı da. Dahası bu yasa bu yasayı çıkaranların başına bela olacak. Yine iyi tezgah kurmuşlar, ağuyu altun tas içre sunuyorlar, bal da onun suç ortağı..
CoVID ve 5G konusundaki Türkiye’nin, siyaset, bürokrasi, akademi, STK, Mediası, DSÖ, FDA, Bill Gates ve WEF ile tam bir uyum içinde Great reset cehennemine doğru ilerliyorlar. Tabii Chip, Starlink, Neoralink, Global Pass 1-2, önümüze ne koyarlarsa imzalıyoruz.
Gücümüz HDP’ye, FETÖ’ye yetiyor, kertenkelenin kuyruğu ile baş etmeye çalışıyoruz, bunları örgütleyen, yöneten, himaye eden, silahlandıran, saldırtan ABD, CIA, NATO, AB ile dostane ilişkilerimiz aynen devam ediyor. Eee biraz da onlarla ağız dalaşı yapalım, onlar da buna razı zaten.
Ya hu, adamlar “Great reset” diyor, “Yeni Normal” diyor, Starlink’lerle uzayın işgali devam ediyor. Neuralink’ler için chip teknolojisi için çalışmalar tam gaz devam ediyor. mRNA aşılarını bile hemen kabul ediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü uzmanları bile gidişattan paniklemiş durumdalar. Global çete tarihin en büyük katliamına hazırlanıyor, bizimkiler Covid’i gözlerine o kadar yaklaştırmışlar ki arkasındaki cehennemi görmüyorlar sanki.
Adamlar Transhumanizm’den söz ediyorlar, biz İHA’lardan, SİHA’lardan bahsediyoruz. Adamlar insansız hava aracı değil, insansız bir dünya tasarlıyor. Geleneksel insanın yerine, cinsiyetsiz Siborgları düşünüyorlar. Biz zaten hemen nüfus cüzdanlarımıza, pasaportumuza “Gender” diye yazdık bile. “Birey”den söz ediyoruz, toplumsal cinsiyeti kabul ettik!? Şimdi insan, hayvan ve makine arası bir mahluktan söz ediyoruz.. Şunu tartışıyorlar, “Bu insan türü tarihin son insan türü” olacak. Çünkü “Tarihin sonu” bugün onlar için. Artık askere, polise, öğretmene, şoföre, avukata, doktora gerek yok. Daha birçok sektörde Humanoidler çalışacak.
Korkarım bu gidişle kendi cehennemimize kendi sırtımızda odun taşımaya devam ediyoruz. “Tecdid-i nikah” ve “tecdidi iman” eden bir sufi gibi, sanki içimize sızarak bizi ifsada çalışan birileri BM’ye, ABD’ye, AB’ye, NATO’ya, FED’e, LIBOR’a, DSÖ’ye, FDA’ya, IMF’ye, FAO’ya, WB’a “arz-ı ihlas” ile sadakat yemini etmemizi istiyor FETÖ’nün efendileri sanki! Ve içimizden de bir sürü gönüllü gece gündüz bunun için çalışıyor. Kafalarını batılı efendilere kiralayan birileri, “Arzı ihlas” edersek, bu “Şeytanın efendileri”ne bizi bağışlayacaklarını ve ödüllendireceklerini umuyor sanki aramızdan bazıları. Bilmem bu durumu daha açık nasıl anlatabilirim. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım. Ya Rab! Sana sığındım. Beni; nefsini ve aklını insan Şeytanlarına satan, siyasi emellerini onların emelleri ile tevhid edenler ve şahsi menfaatlerini onların menfaatleri ile tevhid ederek onlara tabi olanlar hariç, Ademoğlullarını bu beladan koru. Bize Hakkı Hak, batılı batıl göster, hakta toplanmamızı nasib et. Bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Mekerallah! Selâm ve dua ile.