Başörtülü Faiz Lobisi mi Devrede?

Necmettin Çalışkan, ‘Başörtülü faiz lobisi mi devrede?’ başlığıyla yayınlanan yazısında koronavirüs destekleri kapsamında teşvik edilen faizli kredilerin reklamını başörtü mücadelesiyle öne çıkan milletvekillerinin yaptığını söyledi.

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Milli Gazete Yazarı Necmettin Çalışkan, ‘Başörtülü faiz lobisi mi devrede?’ başlığıyla yayınlanan yazısında koronavirüs destekleri kapsamında teşvik edilen faizli kredilerin reklamını başörtü mücadelesiyle öne çıkan milletvekillerinin yaptığını söyledi. Çalışkan, ‘Başörtüsü mücadelesiyle ele aldığınız yetkiyi, faiz lobisi olarak çarçur etmeniz ne acı! Vebaliniz diğer faizcilerden daha büyük. Bu biline!’ dedi.

Çalışkan’ın yazısı şöyle:

Hakikaten ahir zaman insanlarını anlamak mümkün değil. İnanmıyorlar mı? İnanıyorlar da gereğini mi yapmıyorlar? Yoksa inandıklarını ciddiye mi almıyorlar?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dönemi başta olmak üzere her çağda bütün Müslümanların üzerinde hassasiyetle durdukları konular arasında faiz başta gelmektedir.

Bilindiği üzere korona ile mücadele tedbirleri kapsamında çok büyük bir lütufmuş gibi herkese faizli kredi dağıtılıyor.

Böylece bugüne kadar tüm krizlere karşı faiz almadan direnmiş ve faizden uzak durmuş ne kadar insan varsa onları da bu ateşin içine atmak için çaba sarf ediliyor.

Daha acısı, faizin propaganda şekli! Propagandayı kimler yapıyor derseniz faizle ismi asla yan yana konulamayacak isimler! Bir dönemin sembol isimleri.

Faiz pazarlamasında sembol isimler

Tıp fakültesi öğrencisi iken başörtü davasında mücadele veren ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusuyla bir dönemde mazlumların bayraktarlığını yapan isim, Dr. Leyla Şahin Usta.

Başörtü davasını TBMM’de temsil eden Kavakçı ailesinin önemli ismi, Dr. Ravza Kavakçı Kan ve muhafazakâr ilin temsilcisi, Bahar Ayvazoğlu...

Bir diğer isim ise Hollanda’da yaşadıklarıyla tüm dünyada infiale neden olan “tartaklanan başörtülü Müslüman kadın bakan” imajıyla sembol olmuş, Dr. Fatma Betül Sayan Kaya.

Şimdi sormak gerek; bu faizli krediyi Türkiye’ye servis edecek sizden başka hiçbir isim bulamadılar mı?

Eğer bu kredileri pazarlamak sizin gibi din kardeşimiz ve bacımız olarak gördüğümüz başörtülü hanım milletvekillerine kaldıysa… Vay halimize!

Allah’ın kitabının bir kısmına inanıp başörtüsü takıyor, bir kısmını inkâr ettiğiniz için mi faizin bayraktarlığını yapıyorsunuz? (Bakara 2/85).

Lütfen bunu, “Biz sadece Allah’tan korkarız” deyip ardından Kur’an’ın tüm emirlerine uyarak yaptıklarınızla cevaplayınız.

Böylece inanmayanları ve faiz lobisini üzerimize güldürmekten koruyunuz ve sizi kendi izzeti olarak gören Müslümanları bu zilletten kurtarınız.

Yoksa geçmişini unutup sonra faizi överek önceki değerlerinizden yüz mü çeviriyorsunuz? Bu durumda Allah’ın buyurduğu gibi en zalim olmaz mısınız? (Kehf 18/57).

Kendinizi ateşe attığınız yetmezmiş gibi bir de size değer veren insanları harama sürükleyerek onların peşinizden gitmesini istemeniz, tahammül edilebilir bir durum mudur?

Allah’ın şeâirini yüceltmek kalplerdeki takvadandır (Hac, 22/32). Görülüyor ki amelinizde takva kalmamış, umuyor ve dua ediyoruz ki kalbinizde kalmıştır. Acaba bu gaflet nerden?

Hâlbuki bu millet, her biri başörtüsü davasının sembol ismi olan sizlere ne umutlar bağlamıştı. Çok yazık!

Faize yeni kılıf mı?

Faiz kelimesini kullanmamak için “kamu finans kuruluşlarımızın yeni destek paketleri” adı altında sembol isimlerimizin ağınızdan aynı tornadan çıkmış gibi, tek ses, tek nefes, finans destek; konut kredisi, taşıt kredisi, sosyal hayata destek kredisi ve tatil destek kredisi.

Kitaplarını tahrif eden Yahudileri ve Hıristiyanları Allah’ın kınadığı gibi kınarız (Maide, 5/13). Onlar kitaplarındaki kelimeleri değiştiremeseler de yaptıkları yorumlarındaki kelimeleri değiştirerek Allah’ın kitabını tahrif etmiş ve onun ilelebet baki kalacak hükmünü değiştirmeye çalışmışlardı (İbn Haldun, Mukaddime II, 7).

Faize “finansal destek” demekle kendinizi hangi duruma düşürdüğünüzün farkında mısınız? Kur’an’ı Allah indirmiş, Allah koruyacaktır, biz kendimizi korumaya bakalım.

Korkarız ki günün birinde pişman olup, “Ahiretimizi kaybettirecek bu denli işler yapmaya değer miydi?” dersiniz.

Faizi kamuflede kullanılan bu üslup ve manevra; kendi cümlelerini kurmaktan aciz olduklarından değildir sanıyoruz.

Yoksa bir insanı mükellef kılan, Müslüman yapan, sorumluluk sahibi eyleyen, aklınızı ve vicdanınızı nasıl koruyacaksınız?

Hangi fani değer karşılığında değişik-tokuş yaptınız. Biliniz ki onlar ticaretlerinde kâr etmediler (Bakara, 2/16).

Bu devirde yaşanan tüm olumsuzluklardan hatta insanların faize batmasından daha çok, sizler hakkında müspet beklenti içerisinde olanların, “Acaba bugün-yarın aslına rücu eder mi?” diye umulan bacıların bunu yapması, milleti derinden yaralamıştır. Hâlbuki elinde puro, önünde kadeh olanlardan beklenirdi bu reklâm.

Sonuç olarak; başörtüsü mücadelesiyle ele aldığınız yetkiyi, faiz lobisi olarak çarçur etmeniz ne acı! Vebaliniz diğer faizcilerden daha büyük. Bu biline...

Merakımı mazur görün. Acaba bu tarz sembol isimler özellikle mi seçiliyor? Yoksa kendileri gönüllü kurban mı oluyor? Ve tabi “faiz lobisi” derken bu bacılar mı kastediliyordu?

Acaba helal ve haramın tanımı değişti de şunu mu demek istiyorlar: “Biz yaparsak helal, başkası yaparsa haramdır!” Şu bilinsin ki Allah Resulünün kızı Fatıma yapsa da haram, haramdır.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Bize yalan Söylediler
Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!