Başörtülüler Daha Az Vergi Ödemeli

Başörtü yasağının sürüp sürmeyeceği belli değil ama eğer sürecekse o zaman bir başka hukuki düzenleme yapılması, başörtülü vatandaşlara vergi indirimi getirilmesi lazım.

Başörtülüler daha az vergi ödemeli

Dünyada eşi- benzeri bulunmayan üniversitelerdeki başörtü yasağının sürüp sürmeyeceği belli değil. Ama eğer sürecekse o zaman bir başka hukuki düzenleme yapılması, başörtülü vatandaşlara vergi indirimi getirilmesi lazım.
Nedenini anlatayım. Malum, ‘devlet’ dediğimiz organizasyon, vatandaşların ödediği vergilerle finanse edilen bir yapı. Demokratik rejimlerde ise bu verginin meşruiyet kaynağı, devletin vatandaşlara hizmet götürüyor olması. Devlete vergi veriyoruz, çünkü o da bize bunun karşılığında güvenlik, altyapı, sağlık, eğitim gibi hizmetler sağlıyor.
İşte başörtülü vatandaşlar açısından bu vergi-hizmet denkleminde bir problem var. Çünkü onlar da herkes gibi vergi ödemelerine karşın, devletin eğitim hizmetlerinden yararlanamıyor, bundan sistematik olarak dışlanıyorlar.
İş bunla kalsa yine iyi. Devletin kimi üst düzey memurları, bu vatandaşları sık sık ‘mürteciler’, ‘karanlık odaklar’ gibi laflar kullanarak aşağılıyor, hatta onları ‘iç düşman’ ilan edip tehdit bile ediyorlar. Ama ne ilginçtir ki bu memurların aldığı maaşlarda, söz konusu başörtülü vatandaşların ödediği vergilerin de payı var. Yani bu yurttaşlarımız için günlük dilde ‘kendi paranla rezil olmak’ diye tarif edilen traji-komik durum geçerli. Aslında durum öyle garip ki, devletin bazı kurumları adeta vatandaşların sadece bir kısmının hizmetinde ve onları diğerlerinden gelebileceği varsayılan tehditlerden korumak için çalışıyor…
Peki ama madem herkesin hakkı ve özgürlüğü aynı derecede önemli değil, o zaman neden herkes aynı oranda vergi ödüyor? Bu soru, sadece vatandaşlar değil, devlet açısından da düşündürücü. Çünkü ‘mürteciler’e bu kadar soğuk bakan resmi makamların bizzat onların vergileriyle geçinmesi ahlaki bir çelişki gibi duruyor. Öyle ya, hiç yakışıyor mu güzide başkentimizin o pırıl pırıl, ip-ilerici kurumlarına ‘irticai sermaye’ tarafından finanse edilmek?  İşte tüm bu gariplikleri ortadan kaldırmak için kanımca şöyle bir düzenlemeye gidilmeli: Devletin tüm vatandaşlara ulaşan hizmetleri için her mükelleften vergi alınmalı. Ama inançları ve yaşam biçimleri nedeniyle resmi hizmetlerden yoksun bırakılanlara ‘ikinci sınıf vatandaş indirimi’ yapılmalı.
Böylece onlar da kendilerine alternatif eğitim imkanları yaratmak için kaynak oluşturabilir, hatta ‘Devlet Tehdidi ve Aşağılamasına Maruz Kalan Yurttaşlar İçin Rehabilitasyon Derneği’ filan gibi sivil toplum örgütleri kurabilirler. Eğer bunları yaparsak, demokratik olmasa da nispeten daha adaletli bir sistem kurmuş oluruz.
Kuşkusuz daha iyi bir alternatif de var: Bütün bu saçmalıkları bir kenara bırakıp, tüm vatandaşların eşit ve özgür olacağı, herkesin ‘birinci sınıf insan’ sayılacağı demokratik bir ülke haline gelmeye de çalışabiliriz. Umarım yeni anayasa bunun yolunu açar. 
MUSTAFA AKYOL / STAR

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!