"Aç kalırsınız, mahvolursunuz’, gibi tehditlere tevessül etmeden, insanları hürriyetle ekmek arasında bir tercih yapmaya zorlamadan, devletçi mantıklarla değil, İslam’ın ahlâk ve adâletiyle düşünmek zorundayız."
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN
30 EYLÜL 2017 TARİHLİ 602.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Es Selamünaleyküm; Değerli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 602.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.
Son günlerde ülke gündemimizde olan Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin yaptığı referandum ve sonraki süreçten bahsetmek istiyoruz. Bölünme, parçalanma, zayıf düşme-düşürülme kaygılarının sadece Kürdistan tartışmaları bağlamında dillendirilmesi adil bir yaklaşım değildir. Müslüman halklar, onlarca rejim tarafından birbirinden kopuk ve birbirine düşman haline getirildi. Kişi veya toplumları etnik kökenlerinden dolayı yücelten veya aşağılayan düşünceler asırlarca haram bilinmişken; Müslüman halklar etnik köken, dil veya soy beraberlikleri üzerine ayrı devletler halinde ve tabiatiyle birbirlerinden kopuk ve düşman halde teşkilatlandırıldılar.
Bugün özellikle Ortadoğu bölgesindeki rahatsızlıklarımızın temelindeki sıkıntıların kaynağı budur. Asıl bu noktayı görmedikçe, şu veya bu etnik veya mezhebî mahallî güçler, güç gösterileriyle bir takım baskı veya kanlı boğuşmalarla birbirlerine karşı kısmî başarı veya yenilgilerle bir takım hedefler gerçekleştirilebilir veya erteleyebilirler, kesin tedavi ve şifâ, ancak, insana ve dünyaya bakışımızın, inancımızın temel ölçülerine göre düzenlenmesiyle mümkün olacaktır ve olmalıdır. Yoksa, bu hastalıklar derinden derine, asırlarca da devam eder. ‘Aç kalırsınız, mahvolursunuz’, gibi tehditlere tevessül etmeden, insanları hürriyetle ekmek arasında bir tercih yapmaya zorlamadan, devletçi mantıklarla değil, İslam’ın ahlâk ve adâletiyle düşünmek zorundayız. Yeryüzünü ıslah ve imarla yükümlü Müslümanlar olarak topraklarımızda gelişen olaylara daha aklıselimle yaklaşmalı, Terör şebekesi İsrail, yardakçıları Abd ve İngiltere’nin oyununa gelmeden kardeş olan bu milletlerin barışını sağlayıcı tutumlar içine girmesine öncülük etmeliyiz.
Esed Karşıtı Gazeteci Anne-Kız Üsküdar'da Katledildi
Suriye'nin önde gelen muhalif aktivistlerinden Orouba Barakat ile 22 yaşındaki gazeteci kızı Halla Barakat, Üsküdar'daki evlerinde geçtiğimiz günlerde canice katledildi.
Savaştan dolayı Türkiye’de yaşayan Suriyeli önemli aktivistlerden ve muhalif kimliği ile bilinen Orouba Barakat ve gazeteci kızı Halla Barakat geçtiğimiz günlerde İstanbul Üsküdar'daki evlerinde bıçaklanarak katledildi. Cinayet bürosu, katillerin anne ve kızını önce boğduğunu daha sonra bıçakladığını belirtti. Katillerin, cesetlerin kokmasını engellemek amacıyla deterjan kullandığı da öğrenildi. Aileyi tanıyanlar katledilen anne ve kızın bir süre önce Suriye rejimi tarafından tehdit edildiğini öne sürdü. Katledilen annenin kız kardeşi Shaaza Barakat, Mavi Marmara gemisinde bulunan aktivistler arasındaydı. Bu vahşi cinayet, gerçekleştiren ya da gerçekleştirenlerin bir an önce bulunup adalete teslim edilmesini ilgili mercilerden istiyoruz.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
Sakarya 629. Hafta: Gün; Bölünme ve Şiddete Hayır Deme Günüdür!
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu’nun 629. Hafta basın açıklamasında Kuzey Irak referandumu ele alındı. Küresel güçlerin, bölgemizi butik devletler olarak bölmek istediğine vurgu yapılan açıklamada, Türkiye-İran ittifakının ABD-İsrail ittifakının kabusu olduğu ifade edildi.
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu’nun 629. Hafta basın açıklamasında Kuzey Irak referandumu ele alındı. Küresel güçlerin, bölgemizi butik devletler olarak bölmek istediğine vurgu yapılan açıklamada, Türkiye-İran ittifakının ABD-İsrail ittifakının kabusu olduğu ifade edildi.
Diriliş Saati Dergisi’nden Ali Fethi Gürler’in okuduğu açıklamada, mezhebi ve etnik ayrışma üzerinden bizi birbirimize düşürecek tezgahlara karşı uyanık olmamız gerektiğine dikkat çekilerek, “Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük her türlü girişimi asla tasvip edemeyiz. Sorunlarımızı bölünmeden ve şiddete başvurmadan müzakerelerle çözmek zorundayız.” denildi.
629. Hafta Basın Açıklamasının Tam Metni:
Gün; Bölünme ve Şiddete Hayır Deme Günüdür!
Irak Kürdistan bölgesinde yapılan bağımsızlık referandumunun yankıları devam ediyor.
Barzani referandumu ısrarla yaparak bölgesel gerginliği zirveye taşıdı.
Irak merkezi hükümeti ile olan sorunları nedeniyle bağımsızlığa giden yolu açtığını ifade eden Barzani acaba ne kadar haklı ve samimi?
Amerika'nın desteğiyle ayakta duran Barzani hükümeti, Amerika'nın yönlendirmesi doğrultusunda bağımsızlık referandumunu yaptı.
Amerika bölgemizde bölmeye ve şiddete oynuyor. Diğer bir deyişle Amerika Ortadoğu'da ülkeleri butik devletler halinde bölmek ve bu bölünmenin sonucu ortaya çıkacak kaostan yararlanmak istiyor.
Amerika, İsrail ve batılı müttefiklerinin bölgemizdeki oyununa gelmemek zorundayız.
Müslüman halklar coğrafyamızın zaten yeterince parçalanmış yapısının daha fazla parçalanmasına müsaade etmemelidir.
Mezhebi ve etnik ayrışma üzerinden bizi birbirimize düşürecek tezgahlara karşı uyanık olmalıyız.
Türk, Kürt, Arap, Acem halkları kardeştir. Aramızdaki sorunları Amerika'ya havale etmeden kendi irademiz ve kardeşlik bilinci ile çözebiliriz.
Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük her türlü girişimi asla tasvip edemeyiz. Sorunlarımızı bölünmeden ve şiddete başvurmadan müzakerelerle çözmek zorundayız.
Amerika ve İsrail'in bölgesel hesaplarına hizmet edenler bunun vebalini ağır ödeyeceklerdir.
Ulus devlet paradigmasını yıkarak belirli etnisite veya mezhebe dayalı devlet reflekslerini terketmeliyiz. Farklı etnisite ve mezheplerin tüm hak ve özgürlüklerden aynı ölçüde yararlandığı adem-i merkeziyet esaslı yönetimler inşa etmeliyiz.
Kürdü, Türkü, Arabı, Acemi, Şiisi, Sünnisi, Alevisi ile bir arada farklılıklarımızla yaşayabileceğimiz düzenler kurarak Amerika'nın elindeki kozları boşa çıkarmalıyız.
Aksi takdirde Kuzey Irak ile başlatılmak istenen süreç yakın bir zamanda İran ve Türkiye'ye sıçramaya adaydır.
Şeytanı temsil eden Amerika ve İsrail bölgemizdeki hedeflerine ulaşamayacaklardır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye ittifakı Amerika-İsrail şer ittifakına bu fırsatı vermeyecektir.
Özellikle Türkiye ve İran ittifakı Amerika-İsrail ittifakının kabusudur.
İsrail tarafından yapılan son açıklama bunu teyid etmektedir. Şöyle söyleniyor: "Türkiye İran ya da İsrail'i tercih konusunda karar vermelidir."
Türkiye'yi yönetenler İran ile yapıcı ve kalıcı bir işbirliği için kararlı olmalıdırlar. Cumhurbaşkanı'nın önümüzdeki hafta gerçekleştireceği İran ziyareti bu kararlılığı pekiştirecektir.
İran ile işbirliği konusunda sürekli zihinleri bulandıranlar, şüphe uyandıranlar bilerek veya bilmeyerek Türkiye'nin geleceğine ihanet ediyorlar. Aynı şahıslar bilerek veya bilmeyerek Amerika ve İsrail'in değirmenine su taşıyorlar.
Gün; tam bağımsızlık için ayağa kalkma günüdür.
Gün; Amerika'nın Müslümanlara taktığı prangaları kırma günüdür.
Gün; Amerika'nın bölgesel planlarını bozma günüdür.
Gün; bölme tezgahına karşı bütünleşme ve ümmet bilincini kuşanma günüdür.
Gün; şiddeti reddedip, sadece ve sadece müzakere yolu ile barışı temin etme günüdür.
Gün; İslam Birliği'ni kurma günüdür.
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi