Taziye ve Kınamalar Sizi Avutmasın
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 456. Haftada Kayalıpark Meydanı'nda biraraya geldi. Platform adına basın açıklaması yapan Musa Kazım Yılmaz İslam topraklarındaki yöneticilerin batı hayranlığına değinerek ''Hilafetin ilgasıyla birlikte başsız kalan İslam ümmeti yöneticilerinin batılı zihniyetlerinin mahkûmu olmuş onların yönlendirmelerinin zararlarını daima sırtlamak zorunda kalmıştır. Halklarına rağmen yönetici olan bu batıcı idareciler hiçbir suretle batının gözüne de girememişlerdir.'' dedi. Müslüman halkların anlık reflekslerle bu yöneticilere ve batıya olan tepkilerinin sönüvermesini eleştiren YILMAZ, ''Kardeşliğinizi reel politiğe boğdurmayın. Tepkilerinizi siyasal iktidara endekslemeyin. Şimdi kardeşlik zamanıdır. Yöneticilerin idamlardan sonraki taziye ve kınama mesajları sizi avutmasın.'' dedi.
Açıklamanın Tam Metni:
Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla;
Siz rabbinizden yardım istiyordunuz. Oda: ben size bir biri ardınca bin melek ile yardım edeceğim diye duanızı kabul buyurmuştu. Allah bunu ancak müjde olsun kalbiniz tatmin olsun diye yapmıştı. Yardım yalnız Allah katındandır. Allah aziz, hâkim dir. (enfal 9-10)
Sevgili dostlar değerli basın mensupları;
İslam dünyasında ki yöneticiler iki yüz yıldır genel olarak kıblelerini değiştirmiş istikametlerini batı olarak belirlemişlerdir. Halklarının faydasının batılı değerlerde olduğuna inan bu yöneticiler batılılaşmayı bir inanç biçimi haline getirmişler bu yönelişleriyle halklarına nice zararlar vermişler onları nice faydalardan mahrum bırakmışlardır.
Hilafetin ilgasıyla birlikte başsız kalan İslam ümmeti yöneticilerinin batılı zihniyetlerinin mahkûmu olmuş onların yönlendirmelerinin zararlarını daima sırtlamak zorunda kalmıştır. Halklarına rağmen yönetici olan bu batıcı idareciler hiçbir suretle batının gözüne de girememiş batılılar bu yöneticileri ve bunların temsil ettiği halkları asla kendilerinden saymamışlardır.
Batı hiçbir zaman kendi değerlerini ve kendi tarihini unutmamış siyasetini uzun zaman içerisinde de olsa değerlerine ve tarihine uygun bir biçimde gerçekleştirmiştir. İslam a ve Müslümanlara yönelik intikam duygularıyla dolu olan batılı modern çağlarda ürettiği değerleri de bu intikam duygularına alet etmektedir.
Batıya ve batının değerlerine karşı bir inanç besleyen yöneticilerin tabiileri Müslüman halklar batının her ihanetinde tepki vermekte seslerini yükseltmekte batıya güvenilmeyeceği yüksek sesle haykırmaktadırlar. Refleks tepkiler bitince de batıcı liderlere ve onların sundukları projelere yönelmekte hiçbir beis görmemektedirler. Yani refklesler geçici aldanmışlar kalıcıdır bizim coğrafyamızda.
Vefalarımız kardeşliklerimizde siyasi iktidarın yönlendirmesine bağlıdır çoğu kez reflekslerimiz tükenince iktidarın çizgisinde kalıveririz. Mısır da Müslüman kardeşlerin iktidarının darbeci sisi tarafından devrilmesiyle oluşan kısmi reflekslerimiz ve tepkilerimiz hükümetin reel politik gereği Sisi’yle iyi ilişkiler kurmasıyla sona ermiştir.
Müslümanlar katındaki itibarını her geçen gün tüketen El Ezher üniversitesinin fetva makamı Sisi çizgisine uygun olarak Muhammet Mursi’nin idamının dinen sakıncası olmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Bu fetvayla birlikte Mursi’nin idamının önünde engel kalmamıştır. Müslüman halklara çağrımız kardeşliğinizi reel politiğe boğdurmayın, tepkilerinizi siyasal iktidara endekslemeyin. Şimdi kardeşlik zamanıdır. Yöneticilerin idamlardan sonraki taziye ve kınama mesajları sizi avutmasın.
Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 457. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 28 Şaban 1437 (24 Haziran 2016)
Sakarya 560. Hafta: Adalet Mülkün Temelidir!
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 560. hafta basın açıklamasında, adalet anlayışının körelmesiyle tetiklenen toplumsal çürümüşlüğe dikkat çekildi.
"Bilinmelidir ki; Batı düşüncesi bugün Ermeni soykırımı adı altında o gün maddi ve manevi desteklerle kurmuş oldukları ve fakat savaş meydanında yok olup giden #Ermeni çetelerine arka çıkmaktadırlar. Aksi halde Anadoluda, Balkanlarda ve Kafkaslarda yaşanan #Müslüman kıyımına kayıtsız kalmaz, tarihin tozlu sayfalarına hapsetmezlerdi."
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 535. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.
Güç ve zihin inşaası. Modern olarak adlandırılan günümüz dünyasında doğrudan yada dolaylı ama yoğun olarak bu kelimelerle muhatabız. Güçlü olanın haklı olduğu, güçlü olanın doğru olduğu, güçlü olanın teveccüh gördüğü bir dünyada yaşıyoruz artık. Kelime ve kavramlarımız güçlü olanın elindeki tornadan çıkarak adeta zihinlerimize kazınıyor ve neticesinde birer mankurt haline geliyor yada getiriliyoruz. Ustaca kullanılan kitle iletişim araçları milyarlarca insanı aynı anda hipnotize edip aynı noktaya kanalize eden mekanizmalar halinde işletilmektedir. Amaç düşünmeden, sormadan, sorgulamadan emre amade olmuş bireylerden müteşekkil kitlelerin inşaası.
Soykırım! Güçlü olanın elinde lastiğe çevrilmiş bir kavram. Tıpkı barış, demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, hürriyet, yaşam hakkı vb. kavramlar gibi. Ne tarafa çekersen o tarafa uzayan, vakti geldiğinde havuç yada sopa olarak kullanılan kavramlar.
Dünya, özellikle son 200 yıldır güçperest batı medeniyetinin oyuncağı haline getirilmiştir. Batı medeniyetinin karanlık ve kirli yüzünü görmek için tarihe bakmak yeterli olacaktır. Çarpık düşünceleri ile dünya tarihine yaklaşık olarak 70 milyon insanın öldürüldüğü 2 dünya savaşı yazdıran, Amerika kıtasında medeniyetleri yok edip yerli halkların soyunu kurutan, Asya’da ve Afrika’da yer altı ve yer üstü kaynakları sömüren ve yüz milyonlarca insanı katledip köle olarak çalıştıran, Avrupa’da Endülüs medeniyetini yok edip o günden bu güne değin hiçbir Müslümanın yaşamasına tahammül dahi edemeyen batı düşüncesi elinde tuttuğu güç ile bu suçlarını mahirce kamufle etmektedir.
Bugün yeryüzünde aktif bir şekilde soykırım ve katliamlar devam etmektedir. Doğu Türkistan, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Filistin, Arakan, Keşmir ve daha pek çok yer işgal altındadır. Bu bölgelerde insanlar katledilmekte, tarihi geçmişe ait ne varsa yok edilmektedir. Diğer yandan yine batılı güçlerin organize etmiş oldukları uşak ruhlu kişiler eli ile ülkeler karıştırılmakta ve darbeler yapılmaktadır. Mısır’da halk tarafından seçimle iş başına getirilmiş olan Mursi iktidarına karşın batı destekli Sisi eli ile darbe gerçekleştirilmiş bu süreçte binlerce insan katledilirken onbinlercesi hapse atılarak idam ile yargılanmışlardır. Diğer taraftan Bangladeş’te batı uşağı Hasina iktidarı eli ile büyük katliamlar tertip edilmekte ülkede yasal zeminde siyaset yapan kişiler ve cemaat liderleri teker teker idam edilmektedir. Libya’da olayların durulacağı iç çatışmaların sona ereceği devrede birden bire batı destekli general Hafter ortaya çıkmakta ve kaos ve karmaşa ortamını yeniden tesis etmektedir. Filistin’de işgal edilmedik bir karış toprak bırakmayan, Gazze’ye hedef gözetmeksizin bomba yağdıran ve hemen hergün İslam’ın kutsal mekanı işgal edip yerle bir eden batı beslemesi İsrail’e sınırsız destek sunarken. Suriye’de yaklaşık olarak 500 bin kişi katledilmiş, milyonlarca insan sakat kalmış ve ülkelerini terk etmek zorunda bırakılmış, şehirler yerle bir edilmiş iken en gelişmiş silahlarla hastaneler, okullar, fırınlar, camiiler vurulurken kısaca engel olunabilecek bir soykırım yaşanırken batı kılını dahi kıpırdatmamıştır. Örneklerini verdiğimiz ve fakat burada sayamayacağımız kadar çok olan batı eli ile işlenen yada batı tarafından tertip edilen olaylara karşın ellerinde tutukları iletişim aygıtları vasıtası ile olaylara karartma uygulamakta yada istediği şekilde kitlelere servis ederek yönlendirme yapmaktan geri durmamaktadırlar.
Bu duruma karşın Batı meclislerinde bugünlerde Ermeni soykırımı oylamaları yapılmakta ve resmettikleri tablolar eşliğinde hükümler verilmektedir. Bilinmelidir ki; Batı düşüncesi bugün Ermeni soykırımı adı altında o gün maddi ve manevi desteklerle kurmuş oldukları ve fakat savaş meydanında yok olup giden Ermeni çetelerine arka çıkmaktadırlar. Aksi halde Anadoluda, Balkanlarda ve Kafkaslarda yaşanan Müslüman kıyımına kayıtsız kalmaz, tarihin tozlu sayfalarına hapsetmezlerdi.
Buradan ülke yöneticilerine seslenerek diyoruz ki; İmparatorluğun son dönemi ve cumhuriyetin ilk dönemlerine ait arşivler açılmalı ve bu konuda taraf tutmaksızın adil hüküm verebilecek uzmanlarca incelenerek karanlık bırakılan meselelere ışık tutulmalıdır. Aksi durumda bu tarz üstü örtülen meseleler üzerinden yüzyıllar geçse dahi ülkenin sırtında kambur olarak duracaktır.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU