Konya'da 236. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Rahman, Rahim Allah'ın adıyla Ancak zulmeden zulmettikten sonra kötülüğü iyiliğe çevirerek tövbe eden için ben çok merhametli ve bağışlayıcıyım. NEML 11.AYET
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Bir ateş topuna dönmekte olan bölgemiz her an birçok büyük bir patlamaya gebedir. Bu ateş topunun fitilinin ateşleyicisi olarak CIA başkanı ülkemizi ziyaret etmiştir. Bu ziyaretinde yetkililerle ne görüşüldüğü, neler konuşulduğu, hangi kararlara varıldığı halkımıza açıklanmayan bu görüşmenin ülkemizi büyük bir ateşe sürükleyeceğinden endişe etmekteyiz. Ülkemizin Uluslararası ilişkilerinin CIA başkanı ile konuşulması bağımsız bir dış politika üretemediğimiz anlamına mı gelmektedir? Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bölgesel ve Uluslararası dış politikada bağımsızlığını tamamen yitirmiş midir? Direktiflerle şekillendirilen bir dış politikaya mı sahiptir? Yapılan görüşmeler halkımıza derhal açıklanmalı, halkımızın kendisin bu ateş çemberine doğru götürüldüğünü bilmeye hakkı vardır.
Suriye'deki gelişen olaylar karşısında Türkiye bir duruş ortaya koymuştur. Gelinen son noktada gelişmeler Suriye ile olan ilişkilerin tamamıyla bitirildiğini göstermektedir. Görünen o ki hükümet de Suriye'de barış ve diyalog girişimlerini bitirmiştir. Bu ilişkileri kesme açısından AmeriKAN'ın rolü hangi derecededir? Bu tutum Türkiye ve Suriye halklarına ne kadar yararlı olacak veya zararlı olacaktır? Türkiye Ortadoğu'da şekillendirilmek istenen yeni coğrafyanın figüranı mı yapılmak istenilmektedir?
Suriye'de ki olaylar çığrından çıkmış geri dönüşü imkânsız bir hal almıştır. Endişemiz bir dış müdahalenin olması veya sonu bilinmeyen bir iç savaşa gidilmesi ya da mezhepler savaşı çıkması yönündedir. Halkımızı bu endişemiz hususunda daha duyarlı davranmaya ve sonuçlarının şimdikinden daha kötü olacağı durumlara sebebiyet ve destek verecek söz, davranış ve fiillerden uzak durmaya çağırıyoruz. Halkımızı herhangi bir komplonun veya Suriye üzerinden gerçekleştirilen-ister İran olsun ister Amerika olsun-bir çıkar savaşının paydası veya destekçisi olmamaya çağırıyoruz.
Müslüman kamuoyunu Suriye olayları üzerinden çıkacak her türlü fesada karşı uyarıyoruz. Kardeşlik hukukunu gözetmeye davet ediyoruz. Zulme ve zalime karşı olmak şiarıyla yola çıkan İslami camiaların Suriye olayları üzerinden karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını gözlemliyoruz. Kardeşliğimizi zedeleyecek her çirkin komployu, anlayışı ve davranışı şiddetli bir şekilde kınıyor ve İslami camiaları daha uyanık ve duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Kardeşlerimizden Âdem ÖZKESE ve Hamit COŞKUN'nun kaçırılışının üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen haklarında sağlıklı bir bilgi alamamak hepimizi yürekten üzmüştür. Kardeşlerimizin sağ salim evlerine geri dönmesi için yapılması gereken her şeyi yapmak zorunluluktur. Bu vesileyle yeniden zalim baas rejimini hem kendi halkına yaptığı bu kadar zulümden hem de kardeşlerimize reva gördüğü tutumdan dolayı şiddetle tel'in ediyoruz. Kardeşlerimizin ailesine sabrı cemil, kardeşlerimize de özgürlük diliyoruz.
Hakkın batıla bulanmadığı yalanın gerçeklik elbisesi giyip dolaşmadığı siyasal çıkarların halkaların kanlarını döküp yeryüzünü fesada uğratmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 237. Hafta'da aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
24 REBÎ'UL-ÂHIR 1433
17 / MART / 2012
Sakarya'da 341. basın açıklaması
Rachel Corrie" Vicdanının sesine kulak vererek kendi yurdundan uzaklara giden, barış için, savaşta mağdur olan kadınlar ve merak ettiği çocuklar için mücadele etmiş sarı saçlı bir Asyalı ve mavi gözlü bir Afrikalı olan bir güzel insan. 16 Mart 2003'te İsrail'in Filistinli bir ailenin evini yıkmasını engellemek için tonlarca ağırlıktaki bir buldozere karşı vicdanıyla direnmiş, sesini yükseltmiş ve en sonunda ezilerek katledilmişti.
Siyonist vahşet ne Filistinli dinliyordu ne de Amerikalı. Barış isteyen herkes onun gözünde öldürülmesi gereken birer unsurdu. Rachel, o güzel insan da mücadele ettiği o topraklarda, merak ettiği o çocukların gözleri önünde uğruna mücadele ettiği o barış yolunda can vermişti işte. Farklı dinden ve farklı renkten olmasına rağmen gittiği Filistin'de öldürülen bu insanı hatırlatmak, anmak ve tanıtmak onun için yapabileceğimiz tek şey belki de.
341. basın açıklamasında Rachel de unutulmadı
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu (SAGİR) tarafından her Cumartesi gerçekleştirilen eylemin bu hafta gerçekleştirilen 341. hafta basın açıklamasında Rachel de unutulmadı. Rachel'in "Buradayız, çünkü umursuyoruz." sözünden yola çıkılarak hazırlanmış olan pankartın taşındığı eylemde platform adına Kadrican Mendi, okuduğu basın açıklamasında 16 Mart Vicdan Günü'nü yani Rachel Corrie'nin Filistin halkına destek vermek için yürüttüğü ve İsrail tanklarının altında öldürülmesiyle önü kesilmeye çalışılan mücadelesini hatırlamak ve hatırlatmak istendiğini ifade etti: "Hangi din ya da inançtan olursa olsun vicdanının sesine kulak verenlerin hakka ne kadar yakın, hangi dinden olursa olsun vicdanı körlenenlerin, küçük hesaplar yapanların haktan ne kadar uzak olduklarını hatırlatan, bunu kendi kısacık ömrüyle gösteren bir örnek olması hasebiyle Rachel'i saygıyla anıyoruz, onu Rabbimizin adaletine emanet ediyoruz."
Rachel'in umursadığı şeyleri biz de umursuyoruz
Bir diğer etkinlikse Sakarya Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen kısa bir anma programıydı. Beytullah E. Önce tarafından yapılan sunumda Rachel'in, Filistin işgalini kolaylaştırmak ve evleri yıkmak için özel olarak tasarlanmış Caterpillar marka buldozer tarafından kasten ezildiğini, bunun ispatınınsa üzerlerinde barış gönüllüsü olduklarını gösteren kıyafetlerin olmasına ve megafonlarla kendilerini tanıtmalarına rağmen katledilmeleri olduğunu söyledi: "Her ne kadar olayın askerin inisiyatifiyle mi yoksa verilen bir emirle mi olduğu tartışma konusu haline gelse de aslında o işgal politikasının sıradan bir parçası olarak yürüyen bir süreç sonunda verilen bir emirle ezildi ve belki de öldüğünü garanti altına almak için buldozer bir kez de geri doğru getirildi."
Geldiğinizde başınıza gelebilecek her şeye hazırlıklı olun
Önce konuşmasına şöyle devam etti: "Amerika çıkışlı ve Filistin merkezli çalışan International Solidarity Moviment (Uluslar arası Dayanışma Hareketi) üyesi olan Rachel Corrie ve arkadaşları barışçıl yollarla Amerika kamuoyuna İsrail işgalini taşımak ve vergileriyle destekledikleri hükümetlerin bu işgal sürecinin bir parçası olmaması noktasında bir kamuoyu oluşturmayı hedeflemişlerdi. Yaptıkları şeyler de canlı kalkan olmak, kamuoyu oluşturmak, insanların vurulmasını engellemekti. Çünkü Amerika vatandaşları oldukları biliniyor ve İsrail onlara Filistinlilere doğrulttuğu gibi silah doğrultamıyordu ya da onları öldüremiyordu. Rachel belki de ondan sonra gelecek olan Avrupa ve Amerikan vatandaşlarına 'geldiğinizde başınıza gelebilecek her şeye hazırlıklı olun' mesajını vermek istiyordu. Ki bu olaydan sonra da Rachel'in arkadaşları dokuz yıldır Gazze ve başka yerlerde var olmaya devam ettiler ve halen de mücadelelerini devam ettiriyorlar."
Cuma günü Rachel'in annesinden e-posta aldığını ve mektupta bu sene de Rachel'in Türkiye kamuoyunda hatırlanması ve hatırlatılması noktasında daha önce yapılan etkinliklerin devam edip etmeyeceğinin ya da neler planlandığının sorulduğunu söyleyen Beytullah Önce, bu sene de en azından gündeme taşımak istedikleri cevabını verdiğini söyledi.
Galiba asıl olan onur
Rachel'in ailesine gönderdiği mektuplardan da bölümler okuyan Önce, "Konferanslara gitmek, belgesel izlemek ya da anlatılanları dinlemek beni buradaki gerçekliğe hazırlayamamış." Demesinden, aslında Rachel'in Gazze'ye gitmeden önce yaptığı onca araştırmaya rağmen orada olanlara dair yeterli bilgi edinmediğini, okuduğu şeylerden gördüğü şeylerin belki de bir saniyesini bile alamamış olabileceğini belirtti: "Ve yazdığı bir mektupta şöyle söylüyor: 'En ağır koşullarda bile insan kalabilme gücü ve yeteneğini keşfetmekte olduğumu yazmalıyım ki bunu daha önce bilmezdim. Galiba asıl olan onur"' Rachel'in Filistin halkının orayı terk edebilecekken ya da terk etmek istese izin verilebilecekken onların orada kalmasını onurla ilişkilendirmesi gerçekten önemlidir."
Babasına göndermiş olduğu mektuptan da alıntı yapan Önce, aslında Rachel'in geri dönmeyi düşündüğünü söyleyerek, mektupta kullanılan bazı tercihlerinse onun ortalama bir Amerikan vatandaşı olduğunu gösterdiğini belirtti.
Adalet mücadelesi içerisinde olmayan bir 'vicdan' istismara açıktır
Beytullah Önce, Müslüman camianın 'vicdan' kavramını küçümsedikleri, bunu önemsemedikleri ve çok daha iddialı laflar söyledikleri günleri hatırlatarak, bugün kamuoyunu kendi hesapları peşinden koşturmak adına vicdan kelimesini dillerinden düşürmemeye başladıklarını ifade etti. "Ama biz vicdanı duygusal bir manipülasyon, bir ajitasyon ya da insanların acılarını kullanarak başka hesaplar peşinde koşmak için kullanmıyoruz. Biz vicdanı gerçekten hakkın ve adaletin ne olduğunu anlamak için vicdanımıza kulak vermemiz gerektiğini ve o yüzden harekete geçmemiz gerektiğini anlatmak için kullanıyoruz. Dolayısıyla adalet mücadelesinde olmayan bir vicdan terkibinin de maalesef istismara açık olduğunu hatırlatmak istiyoruz." diyerek konuşmasına son verdi.