ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN 03.11.2012 TARİH VE 352. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları, hak ve özgürlükler konusunda yer alarak, desteklerini altı yıldan fazladır hiç esirgemeyen sevgili Ankaralı dostlarımız! Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına bu haftaki basın açıklamamıza "hoş geldiniz" diyoruz.
Arakanlı Müslümanların kan ve gözyaşları devam ediyor.
Rohingya Müslümanları Budist cunta tarafından İslam'ın ve Müslümanların Arakan bölgesinden izi silinmek istenircesine, büyük katliamlara ve göçlere maruz bırakılmaya devam edilmektedir. Kendi anavatanlarında vatansız olan bu kardeşlerimizin dertleri, maalesef ahlakın ve insanlığın reel politiğe kurban edildiği bir dönemde sessizlik ve ilgisizlik altında yaşanmaya devam etmektedir. Bu kardeşlerimize her türlü maddi ve manevi desteklerin devam etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Yapılan zulmün son bulması için ulusal ve uluslar arası yetkililerin daha ciddi bir şekilde olaylara müdahale etmesi çağrısında bulunuyoruz.
Suriyeli kardeşlerimiz zor durumda.
Bayramda ateşkes çağrılarına uyulmayan Suriye'de kan ve göz yaşları bu bayramda da maalesef akmaya devam etti. Suriyeli mustazaf kardeşlerimizin İçinde bulundukları bu durumdan kurtulmaları için dua ettiğimizi belirtmekteyiz. Katliamlara duyarsız kalan ülkeleri de kınadığımızı bu meydanlarda tekrar haykırıyoruz.
Yasak devam ediyor.
Diğer yandan ülkemizde başörtüsü yasağı hala devam etmekte. Bursalı Yüksek İnşaat Mühendisi Nurten Topaloğlu, projelerine imza atabilmesine imkan sağlayacak 'serbest inşaat mühendisliği belgesi'ni başörtülü fotoğrafı gerekçesiyle alamıyor. Yıllarca eğitimini aldığı mesleğini resmi bir kurumda değil özel sektörde bile icra etmesine engel olan bu zihniyeti şiddetle tel'in ediyoruz.
Devlet, İfade Özgürlüğünü Korumak Hususunda Acziyet Göstermektedir.
İfade hürriyetinin birer kullanım şekli olan kitlesel basın açıklamaları, toplantı, gösteri ve protestolar toplumsal gelişmeyi sağlayacak önemli araçlardan olup, bu araçların sürekli kullanılamaz hale getirilmesi kabul edilemez.
MAZLUMDER olarak, sivil toplumun gerçekleştirdiği barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ifade özgürlüklerini kullanma haklarının yanında olduğumuzu belirtiyor, mülki amirlerce gelen yasakların ve polis müdahalelerinin devletin acziyetini gösterdiğini ve bu uygulamalara son verilmesi gerektiği çağrısında bulunuyoruz.
Her dilin Allah'ın kullarına birer nimeti olduğu ve başta Tevhid-i Tedrisat olmak üzere birçok kanunun bu toplumsal çeşitlilikte bölücülükten başka işlevi olmadığına inanan MAZLUMDER, meşru insani talepler olarak gördüğü anadilde savunma ve anadilde eğitim taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgular.
MAZLUMDER, insan yaşamı ve temel haklar üzerinde pazarlık yaparak siyaset yapmanın ve çatışma alanlarından ve cezaevlerinden gelecek tabutların sayısı üzerinden zafer / mağlubiyet hesapları yapmanın ahlaki olmadığı gibi, insanlık onuru ile bağdaşmadığına inanmaktadır.
Ülkemizde son günlerde yaşanan açlık grevlerinde destek olaylarında barışcıl olanları en temel düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendiriyoruz.
Sivil insanlara yönelik saldırıları ve insanın en temel hakkı olan yaşam hakkına karşı yapılan saldırıları her nereden gelirse gelsin kınadığımızı belirtiyoruz. Bu bağlamda Adana Ceyhan'da görevini yaparken diri diri yakılmaya çalışılan çevik kuvvet polisine yapılan monotoflu saldırıyı da şiddetle kınadığımızı ifade ediyoruz. Yaralanan polis memuruna Allah'tan acil şifalar dilerken , bu vahşi eylemi gerçekleştiren zihniyetin Arakanda Müslümanları diri diri yakan Budist zihniyetinden hiçbir farkı olmadığını bir kez daha görmüş olduğumuzu belirtiyoruz.
Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyada ceyran eden insanlık dışı uygulamaların son bulması temennisiyle bu haftaki basın açıklamamızı sonlandırıyoruz. Katılımlarınız için teşekkür eder haftaya yaşanıla bilir bir dünyada görüşmek dileğiyle sizleri Yüce Yaratana emanet ediyoruz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA
SONER KARTAL
MAZLUMDER ANKARA ŞUBE
KANDİLDE APOCU ANKARDA ATATÜRKÇÜ
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu, 395.Hafta basın açıklamasını, 3 kasım 2012 Cumartesi günü saat, 12.30'da İzmit İnsan Hakları Parkı özgürlük Meydanında yaptı. Açıklamanın konusu son dönemlerini yaşayan Kemalist güruhun, 29 Ekim Cumhuriyet törenlerini bahane ederek Ankara'da çıkarttıkları olaylardı. Açıklamada olayların başını çeken İşçi Partisi ve onun gençlik yapılanması, TGB ile CHP, ADD gibi yapılara tepki vardı. Vatandaşlar, "Kandil'de Apo'cu, Ankara'da Atatürkçü, Ergenekon+İP+CHP+TGB+ADD, halk senaryoların farkında "pankartı ve Abdullah Öcalan'la, Ankardaki olayların çıkartan İşçi Partisi'nin, lideri Doğu Perinçek'in kandil dağında çekilmiş fotoğrafı ve altında "Cumhuriyeti Kandil'de mi koruyorsunuz?" pankartları açtılar. Bu arada çevrede bulunan bir grup CHP ise açıklamalardan sonra, eylemci vatandaşlarla görüşerek, "Atatürk'ün çok dindar olduğunu , dine karşı olmadığını, CHP ve solcuların da dine karşı olmayıp, başörtüye karşı olmadığını söyleyerek, "Atatürk ve Din "isimli kitabı dağıttılar. Basın açıklaması olaysız bir şekilde bitti.
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 8.YIL, 395.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
ALLAH BİZİMLE BERABERDİR
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ'nin resmi basın açıklamasıdır.
İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI ( KOCAELİ- TÜRKİYE ) 03 / KASIM / 2012 cumartesi saat ( 12,30 )
Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes, ey kahpe rüzgâr artık nereden esersen es.
Terörist başı Apo'nun can dostu, Ergenekoncu, Atatürkçü, Doğu Perinçek'in sözde başkanı olduğu işçi partisi ve onun gençlik yapılanması olan TGB' nin başını çektiği, Atatürkçü düşünce derneği ve CHP' nin destek verdiği, Ankara'daki alternatif 29 Ekim kutlamaları, Ankara valiliğinin yasaklama kararı sebebiyle Türkiye'nin gündemine oturmuştur.
Ankara valiliğinin, sözde Atatürkçü dinozorların yürüyüşünü yasaklamasını gereksiz görmekteyiz, sonuçta izin verilmeli ve gereksiz yere gerilim ortamı meydana getirilmemeliydi, can çekişen kemalist güruh bu eylemle biraz moral bularak, kendileri çalıp kendileri oynayacak, tükenmişliğin verdiği moral bozukluğunu dağıtmaya çalışacaklardı, fakat gösteriler yasaklanınca ortalığı dağıttılar ve kafalarındaki terörist düşünce ortaya çıkmış oldu,
bu dinozorlarda mazlum ve mağdur rolü oynama fırsatı bulmuş oldular, oysa bu eylem ne kadar kirli, ne kadar faşizan, ne kadar gereksiz olsada yasaklanmamalıydı.
Kemalist güruh, bilhassa müslüman halktan aldıkları ağır darbelerden sonra, bu tür moral programı düzenleme hakları olmalıydı, çürüyen, kokuşan, putçu anlayışlarına, son görevlerini yapma hakkı kendilerine tanınmalıydı, değişen dünyanın, çağdaş değerlerine ayak uyduramayan, hala en doğal insan haklarını engelleyen, darbelerden medet uman ve hızla tükenen bu kesimin, gösterilerine umarız bundan sonraki yıllarda müsaade edilir, ayrıca soyu tükenmek üzere olan bu putperest kemalist Atatürkçü kelaynak kuşlarınında koruma altına alınmasını hükümetten hassaten rica ediyoruz, Türkiye'de bu Atatürkçü kesimden kaç kişi kalmıştır.
Gösteriye katılan 1,5 milyon kişiden bahsetselerde, anıtkabirlerinin bahçesinin en fazla 30 bin kişi aldığı bütün halkımızın malumudur, bu putperest dinozorlar, 75 milyonluk ülkede, bu işi ciddiye alan 75 bin kişiyi bir araya toplayamayacak kadar tükenmişlerdir.
İşçi Partisi'nin ve diğer Ergenekoncu yapıların en son ağızlarına alacakları sözdür cumhuriyet ve demokrasi, İşçi Partisi Atatürkçülük ve cumhuriyetçilik nutukları atmadan önce, kandil dağında, apo ile, doğu perinçek, yalçın küçük ve yine ergenekondan yargılanan partinin genel başkan yardımcısı Ferit ilseverin neyi görüştüklerinin hesabını vermelidirler, 80 sene, bu ülkeye hükmeden ve zulmeden, Ergenekoncu zihniyet ve onun yandaşları, son dönemde demokrasi ile tekrar iş başına gelemeyeceğini anlayarak, 1960 darbesi öncesinde olduğu gibi suni gerilim üretip bu tür şovlarla cumhuriyet tehlikede mesajı vermeye çalışarak, orduyu göreve çağırmaktadır.
Nitekim CHP İstanbul il başkanı, törende dayanamayıp baklayı ağzından çıkartarak, tüm Ergenekon destekçilerinin hislerine tercüman olmuş, tören alanındaki askerlere dönerek, tükenmişliğin ve çöküntünün verdiği yılgınlıkla kışkırtıcılık yapmış ve " sizin koruyamadığınız cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz hezeyanları ile CHP zihniyetinin darbe sever bir parti olduklarını kamuoyuna açıklamışlardır.
Ordunun başında bulunan bazı komutanların cumhuriyet ve kemalist rejimi korumak adına insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alarak darbe yaptığını herkes bilmektedir, ey kandil dostları, darbeci dostları, bu halk sizin Ergenekoncu tezgâhlarınızın senaryolarınızın farkındadır, cumhuriyeti ve serbest seçimleri ağzına alacak son kesim, CHP, İP, ADD, TGB, gibi yapılardan oluşan Ergenekon destekçisi tayfalardır.
Cumhuriyetlerin ve demokrasilerin en büyük düşmanı darbeciler ve darbe severlerdir, siz değilmisiniz? Yargılanan darbecilere destek verenler, silivride şov yapanlar, üye olmak için ergenekonun adresini arayanlar, siz kim cumhuriyet kim, siz kim demokrasi kim, görende bu ülkede cumhuriyete, serbest seçimlere karşı olanlar varda, bu Ergenekoncular, cumhuriyet rejimini bunlardan korumaya çalışıyor zannederler.
Bu ülkede, bugün ne padişahlık isteyen vardır, nede serbest seçimlere karşı olan, fakat işin kötü tarafı hala bu ülkede cumhuriyet diye bir yönetim bulunmamaktadır, cumhuriyet vardır diyenler ya cahildir, ya da milletimizi aldatmaktadırlar, biz müslümanlar olmasını şiddetle arzu ediyoruz, cumhuriyette kararları tevhide inanan putperest olmayan müslümanlar verir, laiklik kararı ( cumhura ) müslüman halka sorularak'mı alınmıştır, başörtüsü yasağı ( cumhura ) müslüman halka sorularak'mı devreye sokulmuştur, şapka kanunu dayatılırken cumhura sorulmuşmudur.
Cumhurun onayı alınarak'mı müslümanın cuması pazara dönüştürülmüştür, bizler bu ülkeye biran evvel cumhurun cumhuriyetinin gelmesini istiyoruz, laikliğin, başörtüsü yasağının, referandumla, cumhura sorulmasını istiyoruz, kemalist oligarşiyi, 90 yıldır bu halka cumhuriyet diye yutturanlar artık tarihin çöplüğüne atılmak üzeredirler, sizin Atatürkçü oligarşinizden kurtulmak için tek çare gerçek anlamda bir cumhurun cumhuriyetinin hâkim olmasıdır, sizin din düşmanı, başörtüsü düşmanlığı anlayışınız serbest seçimle cumhura gittiği zaman asla onay görmeyecektir.
Umulur'ki çok yakında, bu müslüman halka zorla, silah zoru ile dayatılan laiklikte, başörtüsü ve tesettür yasakçılığıda, serbest bir seçimle cumhura sorulur ve Atatürkçü oligarşinin müslümanlar üzerindeki baskıları sona erer, ey tükenmiş kemalist Atatürkçüler, bu gün ne istiklal mahkemelerinin idam sehpaları ve nede müslüman halkı korkutup hemen hapse attırabileceğiniz arka bahçeniz kalmıştır, zulmünüze ait olan her şeyi Allahın izni ve inayeti ile kaybettiniz sizlere acıyorum ey zalimler, çok geç olmadan gelin sizlerde iman edin, size sesleniyoruz, cumhuriyetten korkun, demokrasiden ve serbest seçimlerden korkun, bu vatanın evlatlarını doğulu batılı demeden katledip idam ettiğiniz günler artık geride kaldı.
Bu cumhur, sizleri bir gün gelecek tarihin tozlu raflarına gömecektir, bu halkın dinine, inancına, düşman hiçbir anlayışın, bir karış vatan toprağında dahi barınması imkânsızdır, bu müslüman halk artık her şeyin farkındadır, kandilde Apo'cu, Ankara'da Atatürkçü olanlarında farkındayız, halkın iktidarına engel olmak için çevirdiğiniz dolapların farkındayız, siz bittiniz ve tükendiniz artık, ne kadar çırpınırsanız çırpının boşunadır, çırpındıkça boğazınıza kadar pisliğin, küfrün ve şirkin içinde boğulacaksınız, ne kadar miting ve yürüyüş yapsanızda bu müslüman halk islam karşıtlığınızı, başörtüsü ve tesettür karşıtlığınızı hiçbir zaman unutmayacaktır, Türkçeye çevirdiğiniz ezanları, bastığınız kur'an kurslarını, okullara ve ticari hayata aldırmadığınız, adım attırmadığınız başörtülü ve tesettürlü bacılarımız sizleri hiç ama hiç unutmayacaklardır.
ALLAH BİZİMLE BERABERDİR KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ