Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 415., Konya'da 290., Sakarya'da 395.,

TGB'LİLERİN EŞŞEĞE BAŞÖRTÜ GİYDİRMESİNİ KINIYORUZ, BACIMIN BAŞÖRTÜSÜ BATMAKTA REZİLİN GÖZÜNE 415.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

HABER:
TGB'lilerin, bir eşeğe başörtü giydirerek , başörtülüleri aşağılamaları, İzmir valiliğince başörtü yasakçısı bir genelgenin yayınlanması ve Ankara'da , bir mahkemede başörtülü olarak davaya giren bayan avukata, hakimin ayrımcılık yaparak engel olması üzerine İnsan Hakları Savunucuları Derneği, söz konusu insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını İnsan Hakları Savunucuları Derneği adına Behlül Metin yaptı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 9.YIL, 415.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

(((İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI )))
TÜRKİYE İNSANİ VE İSLAMİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ'nin resmi basın açıklamasıdır.
İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI ( KOCAELİ- TÜRKİYE )

Değerli halkımız ve basın mensupları, Abdullah Öcalan'ın yakın arkadaşı, Ergenekon davasından yargılanan, Atatürkçü !, Doğu Perinçek'in İşçi Partisi'ne bağlı, TGB, geçtiğimiz hafta sonu yapılan YGS sınavına başörtülü öğrencilerin alınmasını, eşeğe başörtüsü takarak canlandırmak suretiyle, bu ülkede yaşayan milyonlarca başörtülü bayanı ayrımcılık yaparak, aşağılamıştır. Bu çirkin insan hakları ihlalini, ayrımcılığı şiddetle kınıyoruz. Bu medeni insanların göstereceği bir davranış değildir, kendisi gibi olmayan öteki insanları hayvana benzetmek, insan olanın yapacağı iş değildir. Atatürkçü rejimin 90 yıllık baskılarının, yaşam tarzı dayatmalarının hafiflediği şu günlerde, kendini hala o eski baskı dönemi günlerinde sana minik azınlık, ısrarla Atatürkçü anlayışın yaşam tarzını, başkalarına dayatama çabası içinde. İsteyen başını açar, isteyen başını kapar ve imtihanlara istediği gibi girer. Siz Atatürkçüler kim oluyorsunuz da?, özgür bireylerin kişisel giyim tercihlerine karışmaya veya bu sebeple aşağılamaya kalıyorsunuz. Herkesin kendine yetecek kadar aklı var, kendi aklınızı kendinize saklayın. Müslümanlara rehber olarak kuran, örnek olarak peygamber yeter.

TGB'liler, sizin Müslümanları aşağılamaya hakkınız yok. Size en güzel cevabı merhum şair Mehmet Akif vermiştir; "Bacımın Örtüsü Batmakta Rezilin Gözüne, Acırım Tükürüğe Billahi Tükürsem Yüzüne ..". Şairin bu sözlerinden sonra, başka söze gerek var mı?. Halkın dini inancı gereği taktığı başörtüsünü aşağılayan TGB'lilerin bu eylemleri ile ilgili olarak, T.C.K'nın 216.maddesinde belirtilen "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." maddesi gereği, Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz. Hiç kimsenin bu ülkede halkın dini inancına ve değer verdiği başörtüsünü, bu şekilde aşağılamaya hakkı yoktur.

Kamuda kılık, kıyafet serbestliği için Memur-Sen tarafından başlatılan imza kampanyası ve sivil itaatsizlik eylemi üzerine, Anayasadaki temel hak ve özgürlükler, din ve vicdan özgürlüğü kurallarına aykırı olarak, İzmir Vali Yardımcısı Ardahan Totuk imzasıyla 20 Mart 2013'te, İzmir'deki kamu kurumlarına gönderdiği genelgede, başörtüsünün yasakladığını öğrenmiş bulunuyoruz. T.C.K. 122 maddesine göre ve evrensel hukuk normlarına göre dine, cinsiyete, ırka bağlı ayrımcılık bir suçtur. İzmir'de valilik makamınca, daha önce anayaysa aykırı olarak çıkartılan bir takım yönetmelikler mesnet kabul ederek, Anayasanın vatandaşa tanıdığı temek hak ve özgürlüleri hiçe sayarak, suç işlemektedir. İçişleri bakanını göreve çağırıyoruz, bunun sorumluları derhal görevden alınmalı ve TCK 122. maddesine göre işlediği suç olan fiilin hesabını yargı önünde vermelidir.

Sayın içişleri bakanı 75 milyonun gözü önünde, emrinizdeki size bağlı memurların suç işlemesine göz mü yumacaksınız?. Göz göre göre, Anayasayı hiçe sayan bu memurları neden hala görevde, tutuyorsunuz?. Bu ülkeyi idare eden sizler misiniz?, yoksa siz orada göstermelik olarak bulunuyorsunuz da, bizim bilmediğimiz gizli güçler mi ülkenin yöneticisi?. Öğrendiğimize göre bu Genelge, bilgi amacıyla Ege Ordusu ve Garnizon Komutanlığı'na da gönderiliyor. Bu memurlar size mi bağlı başka birimlere mi?. Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında, 28 Şubat döneminde, 7 Temmuz 1997 tarihinde imzalanan ve ismi "Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Arasında 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/d Maddesi Gereğince Alınması Gereken Müşterek Tedbirlere İlişkin Protokol" olan, ancak kamuoyunda "EMASYA" olarak bilenen protokolün 2010 yılında kaldırıldığını biliyorduk.

Yoksa hala devam mı ediyor?. Kimden çekiniyorsunuz !, bilmiyoruz ama, demokrasilerde tek çekineceğiniz kesimin, sizleri oylarıyla oraya getiren vatandaşlar olduğunu hatırlatalım. Eğer başörtü yasağı kalksın diye sizi seçen vatandaşların taleplerine cevap veremezseniz !, demokrasilerde halkın beklentilerine cevap veremeyen gider, yerine verebilen gelir. Bu yasakçı genelgeyi yayınlayan sorumluları görevden alarak, bu çağda, çağdışı ayrımcı uygulamalarıyla, kadına karşı psikolojik şiddet uygulamasıyla Türkiye'yi dünyaya rezil eden, bu memurunuzu işine son vermelisiniz. Hiçbir memurun keyfi olarak, Anayasaya aykırı hareketler içinde bulunmaya hakkı yoktur. Hiçbir bakanında Anayasaya ters düşen filer içinde bulunan memuruna göz yumma hakkı yoktur.

Bayan Avukat Zübeyde Kabalak'ın, bir davaya başörtüyle girmesi üzerine, ''Danıştay 8. Dairesi, avukatların 'başı açık' görev yapmalarına dair düzenlemenin yürütmesini durdurmuş olmasına rağmen !!,, Hâkim İlhan Kadıoğlu, gerekçe olarak, "avukatların meslek kuralları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle yargılamalara başörtülü giremeyecekleri'' gerekçe göstererek yargılamayı erteledi. İnsan hakları ihlali, ayrımcılık yapan Hâkim İlhan Kadıoğlu, Zübeyde Kamalak'ın, başörtülü duruşmaya girdiğini tutanağa yazdırdı. Hukuk devletini, hukuk devleti yapan temel özellik, mahkeme kararlarına uyulmasıdır.

Eğer bir ülkede mahkeme kararlarına uyulmuyorsa, orada hukuk devleti yok demektir. Çünkü hukukun uygulanıp uygulanmadığının en belirgin göstergesi mahkemelerdir. Bu sebepledir ki Anayasanın, 138. maddesinin son fıkrasına göre yasama ve yürütme organları yargı kararlarına uymak zorundadır. İdare, yargı kararlarını geciktirmeksizin ve aynen uygulamak mecburiyetindedir. Buna en başta uyması gereken hakimlerdir, çünkü ortada bir mahkeme kararı vardır. Buna rağmen geçmiş dönem yasakçı zihniyet kalıntısı bazı kişiler tarafından hala, T.C.K 122 göre suç olan ayrımcılık fiili alenen işlenmektedir. HSYK yı göreve çağırıyoruz. Anayasaya göre ve TCK ya göre suç işleyen bu hakim derhal işten el çektirilmeli ve hakkındaki hukuki süreç başlatılmalıdır. T.C.K 122 göre yargılanmalı ve cezasını çekmelidir.

Son dönemde, işkenceye karşı alınan önlemleri takdirle karşılıyoruz. Fakat şunu görüyoruz ki, fiziksel işkenceye karşı gayet duyarlı olan hükümet, başörtülülere karşı yapılan psikolojik işkenceye karşı duyarsıdır. Bununla ilgili hiçbir şey yapmamaktadır. Psikolojik işkence gören insanların suçu nedir?, haklarını aramak için dağa çıkmamış olmalar mı?. İnsanca haklarını aradıkları için mi?, bu insanlara karşı işlenen suçlar karşında devlet duyarsızdır?.

Bir İnsan Hakları Derneği olarak, hükümeti uyarıyoruz!, "insanı yaşat ki, devlet yaşasın" kuralı gereğince insanımıza psikolojik işkence yapan minik azınlığa karşı, dünya insan hakları normları ve ayrımcılık suçuna göre yargılama ve cezai yaptırımları başlatın. Mobbing suçunun kapsamı genişletilerek, ayrımcılık içeren filleri de içerecek duruma getirilsin.Fiziksel işkence gibi, psikolojik işkence suçunda da, geriye dönük olarak zaman aşımını kaldırın.

Mağdurların, zanlılardan maddi manevi tazminat taleplerini karşılayabilecekleri hukuki süreçleri başlatın. Başörtü ayrımcılığı yapanlar da, darbeciler gibi yargı önüne çıkarak hesap versin. Zarar uğrattıkları insanlara tazminat ödesin ve yaptıkları psikolojik işkencenin cezasını, darbeciler gibi, hapis yatarak çeksin. Ayrımcılık yapan memurlar için hemen hukuki süreç başlatılarak yargılansın. Bunları yapmadığınız takdirde vatandaşın devlete ve sizlere olan güveni kalmayacaktır. Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ederiz.

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldığı halde onlardan yüz çeviren ve ellerinin (yapıp) öne sürdüğü(günâhlarını, isyânları)nı unutandan daha zâlim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine, onu anlamalarına engel olan örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koymuşuz. Onları doğru yola çağırsan da bu halde asla doğru yola gelmezler (çünkü gerçeğe basiretlerini kapamışlardır). (Kehf Suresi 57.Ayet)
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 290. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla

Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldığı halde onlardan yüz çeviren ve ellerinin (yapıp) öne sürdüğü(günâhlarını, isyânları)nı unutandan daha zâlim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine, onu anlamalarına engel olan örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koymuşuz. Onları doğru yola çağırsan da bu halde asla doğru yola gelmezler (çünkü gerçeğe basiretlerini kapamışlardır). (Kehf Suresi 57.Ayet)

Sevgili dostlar değerli basın mensupları;

Algılar, algılar üzerindeki değerlendirmeler,nesneler, nesnelere yüklenen anlamlar, anlatılmak istenenler ve anlaşılanlar bazen birbirinden farklı olabiliyor. İnsanların ne demeye çalıştıkları kadar ne dedikleri, hatta demek istedikleri halde ne anlaşıldığı da önemli olabiliyor. Böyle bir girizgaha neden ihtiyaç duyduk? Kısa adı TGB olan Türkiye Geçnlik Birliği adlı bir gençlik hareketi İstanbul Taksim'de bir protesto eylemi düzenliyor. Neyi protesto ediyorlar. Üniversite imtihanına kızların başörtüsü ile girmesini protesto ediyorlar. Protesto yöntemleri ilginç...

Bir eşeğin başına bir bez parçası bağlıyorlar ve onun üniversite imtihanına girdiğini ifade etmek istiyorlar. Böylelikle başörtülülere ve bu sınavda onlara yasak uygulamayanlara hakaret etmek istiyorlar. Fakat bu hakaretin bir karşılığı yok. Bir muhatabı da yok. Biz bu zamana kadar TGB li gençlerin yanında dolaşan eşekten başka başörtülü bir eşek görmedik. Bu yüzden TGB li gençlerin hakaretlerine alınabilecek hiçbir başörtülünün de olabileceğine inanmıyoruz. Onları bu yapmak istedikleri hakaretten dolayı da protesto bile etmiyoruz(!)

Fakat olayın bir de okunan diğer tarafı var madalyonun birde öteki yüzü var. Eşeğin başına bir bez bağlandığında başörtülü genç kızları temsil ediyor ise bu bez eşeğin başına bağlanmadığı zaman kimi temsil ediyor? Olaya birde bu taraftan bakınca TGB li gençler imtihana başörtüsüz girenlere ne demek istiyorlar? Eyleme katılan başörtüsüz genç kızları hangi gözle görüyorlar? İşin ilginç tarafı bu eyleme katılan başörtüsüz kızlar kendilerine yapılan bu hakareti algılamıyorlar mı? Algılıyor iseler sessiz kalışlarındaki sebep ve hikmet ne olaki?

Ülkemizde bu kadar başı açık olarak imtihana giren genç kız varken bu genç kızların ve ailelerinin bu olaya tepki göstermemesi de garip bir durum değil midir? Bu genç kızlarımız burdaki açık hakareti anlamıyor iseler ve bu hakareti yapanlar ne dediklerinin farkında değil iseler bu durum sınavlardaki parağraf sorularına niye bu kadar yanlış cevap verildiğinin göstergesi değil midir?

Biz eşeği, TGB li gençleri ve bu eyleme destek veren başı açık genç kızlarımızı düşünmeye davet ediyoruz. Bakalım kim daha çabuk olayın vehametini kavrayacak ve bu hususta kamuoyuna bir açıklama yapıp yapılan eşekliği itiraf edecek. Kamuoyundan özür dileyecek.

Ayrıca eşeğin yapılan bu eşeklikten sorumlu olmama durumunuda göz önüne alarak eşeğe yapılan mahalle baskısını ve uygulanan şiddeti protesto ediyoruz. Hayvan hakları savunucularını da göreve davet ediyoruz.

Konu eşekten ve eşekleşmekten açılınca nedense birden gündemimize Mavi Marmara özrü ve tazminatlarını görüşmek üzere israilden bir heyetin Türkiyeye geleceği aklımıza geliverdi. Hele birde bu heyette Gazze saldırılarının sorumlulurından israil dışişleri bakanı livninin de bulunucağını öğrenince yukardaki konu ile zorunlu bir bağlantı kurmakta hiçte zorlanmadık. Bu bağlantıyı fikir erbabının da anlayacağını, ülkede yapılanların ve olayların neyle izah edileceğini bize açıkca söyleyeceğine de inanıyoruz.

Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 291. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 18 CEMÂZİL-EVVEL 1434 30 / 03 / 2013

Başörtüsü yasağı artık kesinkes bitirin!

Sakarya Adalet Girişimi 395. hafta açıklamasında başörtüsü yasağının hâlâ sorun çıkardığını belirtti. İsrail'in özür dilemesi diplomatik bir başarı olarak nitelenirken buna karşı İsrail'e hiçbir taviz verilmemesi gerektiği vurgulandı

Sakarya Adalet Girişimi, 395. hafta basın açıklamasında, başörtüsü yasağını, İsrail yönetimin özür dilemesini ve İsrail'in Adalet Bakanı Tzipi Livni'nin Türkiye'ye gelişini ve Arakan'da yaşanan soykırımı değerlendirdi. SAGİR adına Diriliş Saati Dergisi'nden Muhammed Emin Duman'ın okuduğu açıklamada "Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak müvekkilini savunmak için girdiği bir davada başörtüsü nedeniyle hâkim İlhan Kadıoğlu tarafından dışarı çıkarıldı." diyerek yapılan muameleyi "zulmün açık bir vesikası" olarak değerlendirdi. Hkim Kadıoğlu'nun Danıştay 8. Dairesi'nin avukatların başörtülü olarak yargılamalara girebilmeleri yönündeki kararını çiğnediğini belirtilen açıklamada, yasağın artık hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde bitirilmesi gerektiği belirtildi.

Muhammed Emin Duman tarafından okunan 395. basın açıklamasında İsrail yönetiminin Mavi Marmara özrü diplomatik bir başarı olarak değerlendirilirken, şu uyarılarda bulunuldu: "2013'ün önümüzdeki aylarının Ortadoğu açısından çok kritik olduğunu biliyoruz. İsrail İran'a saldırı hazırlığında. Bu amaçla Malatya Kürecik'teki Füze Kalkanı, Patriotlar ve Türkiye hava sahasının saldırı için kullanılması gibi birçok tavizin özürle beraber gündeme geleceğinin ciddi endişesini taşıyoruz. Yine özür metninde geçen "ademi mesuliyet" ifadesiyle Siyonist rejim özür ve tazminat karşılığında askeri ve siyasi tüm cezai mesuliyetlerden muaf mı tutulacaktır?" Açıklamada Gazze'ye yaptıkları "Dökme Kurşun Operasyonu" sebebiyle İngiltere'de hakkında dava açılan ve bu ülkeye gidemeyen Adalet Bakanı Tzipi Livni'nin Türkiye'ye gelecek olması da protesto edildi.


Sakarya Adalet Girişimi 395. Basın Açıklamasının tam metni aşağıdadır

DİRENENLER ALLAH'IN İZNİYLE ZAFERE ULAŞACAKTIR!

Başörtüsü konusundaki baskılar ve keyfi uygulamalar devam ediyor.

Ankara Adliyesi 2. Aile Mahkemesi'nde yaşanan son olay zulmün boyutunu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak müvekkilini savunmak için girdiği bir davada başörtüsü nedeniyle hakim İlhan Kadıoğlu tarafından dışarı çıkarıldı. Danıştay'ın avukatlarla ilgili başörtüsü yasağını kaldıran kararını hiçe sayan hakim Kadıoğlu, Avukat Kamalak'ı mahkeme salonundan dışarı çıkardığı gibi bir de hakkında tutanak tuttu.

Hakim Kadıoğlu tutulan tutanakta Danıştay kararını nasıl hiçe saydığını şu cümlelerle ifade etti: "Her ne kadar Danıştay 8. Dairesi'nin avukatların türbanlı olarak yargılamalara girebilmeleri için yürütmenin durdurulması kararı var ise de, avukatların meslek kuralları gereği ve kamu hizmeti yapmış olması nedeniyle yargılamalara türbanlı olarak giremeyecekleri düşünüldüğünden yargılamanın ertelenmesine karar verildi."

Bu tutanak zulmün açık bir vesikasıdır. Hakim Kadıoğlu gibilerin gücünün başörtüsü direnişini kırmaya yetmeyeceğini buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

Sivil Haber Haberleri

Katil İsrail'e kucak açan Uluslararası Olimpiyat Komitesi sınıfta kaldı
Paris Olimpiyatlarının güvenlik işlerinde neden İsrail güçleri kullanılıyor?
Alimlerden Gazze bildirisi: HER MÜSLÜMANA FİLİSTİN SORULACAK
PKK'nin kanlı tarihinden bir kesit: Susa Katliamı!
Diyarbakır bu akşam da Gazze için meydanlardaydı