Başörtüsü: Kadının onur sembolü / Ahmet Taşgetiren

Büyük Ortadoğu Projesi' üç maymun rolünü oynuyor Tunus'un adı geçince... Oraya demokrasi gelsin mi gelmesin mi?

Yok canım, Müslümanların nefes alması söz konusu olacaksa demokrasiye ne gerek var? Zeynel Abidin bin Ali gibileriyle emperyal hesaplar daha iyi yürür.

Financial Times "Türk usulü" diye tanımlamış ama, "Başörtüsü yasağı"nda Türkiye'nin mi Tunus'u beslediği, Tunus'un mu Türkiye'ye ilham kaynağı olduğu tartışılabilir.
Tunus'ta bu çılgınlık bugünün işi değil. Uzunca zamandır Tunus'ta Zeynelabidin bin Ali terörü dindar insanlara azab ediyor, başörtülü kadınlar da bundan nasiplerini alıyorlardı. Belki bir ara, nefes alınır gibi oldu ise de, şimdi yeniden başladı: Sokakta başörtüsü yasağı.
Bizde tek parti döneminde olmuş, jandarma sokakta çarşaf yırtmış, şalvar kesmiş.
Şimdi Tunus'ta sokağa çıkan başörtülü kadın alınıp karakola götürülüyor, başörtüsü çıkartılıyor ve bir daha başörtüsü takmayacağına dair imzalı kağıt alınıyor.
Alemdaroğlu Üniversitesi önünde uygulanan ikna yönteminin bir ileri kademesi...
İşte bu bir zorbalık rengi.
Seçin beğenin bunun tonlarını...
Yakışıyorsa kullanın.
AİHM, başörtülü fotoğraf yasağını onaylamış. Bu, çağdaş Avrupa'da özgürlük standardı.
İngiltere peçeyi tartışıyor. Bu, özgürlükler ülkesinde 11 Eylül sonrası kafa karışıklığı.
Ve Almanya'da iki Türk bayan parlamenter Türk kadınlarına "Uyum için başörtüsünü çıkarın" çağrısında bulunuyor. Bu da, gönüllü asimilasyon çağrısı...
Heygidi başörtüsü hey!
Sen neymişsin.
Neredeyse tüm dünyanın kafasını allak bullak edeceksin.
Sembol.
Evet...
Ama onur sembolü bu.
Kadının kendi kendiliğinin sembolü.
Özgürlük sembolü.
Kadın tercihinin anıtlaşması.
Geriye kalanın hepsi, zihin tutsaklığı...
Başörtülü kadın "Ben Müslümanım ve böyle varolmak istiyorum" diyor. Bundan daha açık bir özgürlük haykırışı olabilir mi? Baba baskısı, yok bilmem kim baskısı... Kadının kurtarılması...
Bu söylemlerin hepsi boş, hepsi safsata. Hepsi arkasındaki despotluğu - azgın İslam karşıtlığını gizleyen laf salataları...
En dramatik olanı Almanya'daki "Türk parlamenterler"in asimilasyon sözcülüğüne soyunmaları... Almanlar bile bu kadarını düşünemezler, cesaret edemezlerdi. Utanırlardı dünyadan. İngiltere'de peçe tartışması utangaç biçimde yürüyor. "Bizimkiler" elde kılıç çıkmışlar meydana ve kendi toplumlarını, üstelik kendi hemcinslerini biçiyorlar. Bu, içlerinde barındırdıkları "kendi toplumlarından utanma"nın sonucu.
Özür dilemeliler başörtülülerden.
Bütün Türk toplumundan özür dilemeliler.
AİHM böyle gidemez. Bir gün onun da alnına, başörtüsü yasağı utancı yazılır.
Tunus böyle gidemez. Zeynelabidin bin Ali böyle gidemez. Bunlar, zorbalığın son aktörleri. Demir perde ülkesi oldu Tunus. Boğucu bir sistem var orada. Nasıl devam eder bugünün dünyasında böyle bir sistem? Büyük Ortadoğu Projesi' üç maymun rolünü oynuyor Tunus'un adı geçince... Oraya demokrasi gelsin mi gelmesin mi? Yok canım, Müslümanların nefes alması söz konusu olacaksa demokrasiye ne gerek var? Zeynel Abidin bin Ali gibileriyle emperyal hesaplar daha iyi yürür.
Ey sevgili Türkiyem!
Aklına gelir miydi Tunus'a, Zeynelabidin bin Ali gibi kendini putlaştıran birisine model olarak yasak ihraç edeceğin?
Hani biz Ortadoğu'ya başka bir şey, ne bileyim mesela demokrasi ihraç edecektik!
Hani biz İslam - Demokrasi arasında ideal bir uyum sağlamıştık da, bu İslam coğrafyasına örnek olacaktı.
Tunus'ta Türk usulü!
Bunu bir İngiliz yayın organı yazıyor.
Demek öyle görünüyoruz: Yasak ihraç eden bir ülke gibi...
Üstelik Tunus'a, Zeynelabidin bin Ali diktatörüne yasak ihracı...
Yani, ihtiyacı mı var Zeynelabidin bin Ali'nin bizim modelimize? Biz ondan daha alasını mı uyguluyoruz başörtüsü yasağının? Bizde "sokakta yasak" olmamasına rağmen, dünyadan bakınca model olarak görülmemizin hikmeti ne ola ki?
İroni belki de...
Adımız yasakla o kadar anıldı ki, nerede bir başörtüsü yasağı olsa Türkiye'den alınan ilham akla geliyor. AİHM bile başörtüsü için özgürlük taleplerini reddederken Türkiye'nin tezlerini kutsamadı mı?
"Türk usulü!
Sanırsınız ki Arap dünyasına erdem ihraç ettik.
Hayır yasak ihraç etmişiz.
Şimdi bizde birileri bu yasağı "ithal" etmeyi de düşünür mü dersiniz?
Ve biz o zaman bu yasağı tepe tepe kullanır mıyız, kendi orijinal malımız gibi?
Neresinden baksanız insanın içinden buruk bir gülümseme kopuyor.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine