AİHM Merve Kavakçı hakkında aldığı kararla Türkiye'de türbanlı milletvekili olup olamayacağı tartışmaları beraberinde getirdi.
Kanal D'de yayınlanan 32. Gün programına katılan Nazlı Ilıcak "AİHM Merve Kavakçı hakkında aldığı kararla Türkiye'de türbanlı milletvekili olabileceğine hükmetti.
Buna göre artık meclise başörtülü milletvekilleri girebilir" dedi.
Merve Kavakçı olayı nedeniyle Fazilet Partisi'ne kapatma davası açan Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş ise AİHM'in aldığı kararın Türkiye'de anayasal düzeni değiştiremeyeceğini, Anayasada yeri olmadığı için türbanlı kişilerin meclise giremiyeceğini iddia etti.
AİHM TÜRKİYEYİ HAKSIZ BULDU
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kapatılan Fazilet Partisi'nin eski milletvekilleri Merve Kavakçı, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay'ın açtığı davada Türkiye'yi haksız buldu.
AİHM, yapılan başvuruyla ilgili olarak, "Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) serbest seçimlerle ilgili 1. protokolünün 3. maddesini ihlal ettiği" görüşüne vardı.
Türkiye, karar gereği Kavakçı'ya 4 bin, Sılay'a 3 bin ve Ilıcak'a 5 bin avro ödeyecek
NAZLI ILICAK'IN KÖŞE YAZISINDAN BİR KESİT
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra, milletvekilliği düşen Merve Kavakçı ve benim hakkımda kararını açıkladı. Mahkeme, milletvekili olmamakla birlikte, Fazilet Partisi üyesi olan ve 5 yıllık siyaset yasağına çarptırılan Mehmet Sılay'a ilişkin de hükmünü verdi.
AİHM, konuyu, 1. protokolün 3'üncü maddesi, "seçme ve seçilme hakkı" açısından inceledi ve Türkiye'yi mahkûm etti. Zaten 1. protokolün 3'üncü maddesi açısından hak ihlâline karar verildiği için, örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi konularda hüküm verilmesine gerek görülmedi.
Kararı şöyle özetleyebiliriz:
* Herkes seçimlerde aday olabilir; seçilirse, milletvekilliği görevini sonuna kadar yapma hakkına sahiptir.
* Seçme ve seçilme hakkı sınırlanabilir. Ama bu sınırlama, hakkın özüne dokunmamalı, varılmak istenen bir meşru amaç bulunmalı, alınan önlemlerle varılmak istenen meşru amaç arasında orantı olmalı, yasama organını halkın hür iradesinin belirlemesini sağlayan genel seçimlerin bütünlüğü ve etkisi zedelenmemeli.
* Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi'nin, başörtüsü meselesini yoğun bir şekilde gündemde tutarak ve başörtülü Merve Kavakçı'nın milletvekili seçilmesini sağlayarak, laik-demokratik Cumhuriyet'i tehlikeye soktuğunu iddia etmektedir.
* AİHM, laik-demokratik rejimin muhafazasını, kamu düzeninin ve başkalarının hak ve öz gürlüklerinin korunmasını meşru bir amaç olarak görüyor. Bütün mesele, bu meşru amaca ulaşmak için, adı geçen kişilere siyaset yasağının uygulanması gibi zorlayıcı bir sebep mevcut mu noktasında düğümleniyor.
* Siyasi hakların sınırlanmasının çok ciddi bir ceza olduğu hususu, Selim Sadak davasında belirtilmişti. Dolayısıyla, Merve Kavakçı, Mehmet Sılay ve Nazlı Ilıcak'a uygulanan ceza, meşru amaçla orantısız bulunmuştur. Bu da, başvuran kişilerin seçilme hakkın ın özünün ihlâl edildiğini gösterir.
***
Bu kararı nasıl yorumlayabiliriz? Olayı Merve Kavakçı açısından ele almak isterim: Acaba başörtülü kadına Parlamento yolu bu şekilde açıldı mı? Bana göre açıldı. Çünkü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, özellikle Türkiye'de laikliğin korunmasına önem atfedilmesi gerektiğini vurgularken ve bunun meşru bir amaç olduğunu söylerken, Merve Kavakçı'ya seçilme yasağının uygulanmasının, meşru amaç ile orantısız olduğunu belirtiyor. Merve Kavakçı'ya konulan siyaset yasağı ile, kamu düzeninin ve başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması arasında, zorlayıcı bir sebep bulunmadığını ifade ediyor. Kararı tersinden okursak şöyle bir sonuca varıyoruz: Yasak koymasanız dahi, kamu düzeni ve laik Cumhuriyet korunacaktır.
(Takvim)