KONYA
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 177. kez Kayalıpark'ta toplandı. Açıklamayı platfrom adına Kerim GÖVEZ okudu. GÖVEZ yaptığı açıklamada şunları söyledi:
AÇIKLAMANIN TAM METNİ:
Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla
Ancak iman edip iyi ameller işleyenler ve Allah'ı çok zikredenler ve kendilerine zulmedildikten sonra öçlerini alanlar müstesna, yarın bilecek o zulmedenler hangi inkılâba münkalîb olacaklar. (Şuara Suresi 227. Ayet)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Dünya ''İntifada'' ateşiyle yanıyor" Ezilmiş, horlanmış, hakları ellerinden alınmış mustazaf halklar, dünyanın değişik yerlerinde zalime karşı kıyam ediyorlar. Bir rüzgâr esiyor dünyanın doğu tarafından. Zalimlerin yüreklerine korku salan özgürlük sevdalılarını umutlandıran bir rüzgâr" Bir rüzgâr esiyor Nil tarafından, umudumuz bir Musa habercisi olması. Beklentimiz, Mısır İntifadası'nın bir devrime dönüşmesi.
Firavun Hüsnü'nün, otuz yıllık saltanatı, Mısır halkının sert adımlarıyla sallanmakta, özgürlük talepleriyle yıkılmaya doğru gitmektedir. Özgürlük taleplerinin birer söylev olmaktan çıkıp, eyleme döküldüğü söylevlerin sokağa indiği Mısır'da beklentimiz odur ki; özgürlüğün çocukları Tevhid ve adalet üzerine bir inkılap gerçekleştirirler. Bu inkılap ezilmiş, sömürülmüş halkların umudu ve beklentisidir.
Mustazaf halklar, böyle bir muştulu haberi beklemektedir. Tunus'ta alev alan inkılap ateşi Mısır'da harlanıp Cezayir, Libya, Ürdün, Yemen vb. tüm diktatörlükleri tehdit etmektedir. Allah, zalimlere mühlet verir ama onların zulümlerini asla ihmal etmez. Alev alan bu inkılap ateşi, umudumuz odur ki; Tüm diktatörlerin eteklerini sarsın, onların yüreklerine kadar ulaşsın. Allah'a meydan okuyup, Allah'a savaş açan zalimlerin, Allah'ın kulları eliyle cezalandırılması olsun.
Zalimlerin adları, yönetim biçimleri ve soyları sopları ne olursa olsun, onlar zulmettikleri müddetçe zalimler güruhundandırlar. Hiçbir anlayış onların zulümlerini haklı gösteremez. Onyıllardır Müslüman halklar üzerinde zorba yönetimlerini hakim kılıp, işgalci ve zalimlerin işbirlikçisi olan bu tağutî rejimlerin yıkılması hakkın gerçekleşmesi hususunda atılmış önemli adımlar olacaktır.
İsrail'in varlığının garantisi, birkaç ülkeden biri olan Mısır'ın zalim Firavunu'nun yıkılışı Kudüs'ün özgürlüğüne giden önemli bir adım olacaktır. Bilinmelidir ki tüm özgürlük hareketleri Kudüs'e doğru ilerledikleri müddetçe hür kalacaklardır. Kudüs, özgürlüğün hedefi, hürriyetin kalbidir.
Dünya'yı saran bu inkılap ateşinin, işgalci zalimler tarafından, kendi çıkarlarına ve onlara uygun siyasi projelere dönüştürmeleri en büyük endişemizdir. Bu bölgelerdeki zalimlerin gidişi, yeni bir kaos ve yeni diktatörler meydana getirmemelidir. Çünkü önemli olan, diktatörlerin, zalimlerin gitmesi değil, onların yerine Tevhid ve adalet üzere yönetimlerin ve idarecilerin iş başına gelmesidir. Yoksa bir zalimin gitmesi, başka bir zalimin gelmesiyle sonuçlanacaksa, zulüm ideolojilerinden birinin yerine diğeri kurulacaksa, yapılan mücadele, dökülen kanlar, çekilen emek maksadına ulaşamayacaktır.
Biz Dünya'yı saran bu İntifada ateşini destekliyor, mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtiyor, zaferleri için dua ediyoruz"
Yaşasın şanlı direniş, yaşasın direnişin kutlu erleri, yaşasın bu direnişe gönül verenler ve yürekleri intifada ateşiyle yanıp tutuşanlar.
Ülkemizin kıymetli alimlerinden Mehmet Göktaş hocanın gözaltına alınışını ve gözaltına alınış esnasındaki uygulanan zorbalığı şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Fikirlerin, inançların baskı ve zulümle sindirilemeyeceğini açık olarak ilan ediyoruz. Kendisine sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.
Tutuşan özgürlük alevinin, hürriyetin esenliğine dönüşmesi, Tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyayı şekillendirmesi umuduyla hepinizi 178. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
Diğer platform haberleri ve fotoları birazdan
.
SAKARYA
Sakarya'dan Tunus ve Mısır halklarına selam!
Sakarya'daki 281. başörtüsü eyleminde Tunus ve Mısır'da ayağa kalkan halklar selamlanırken, Türkiye'nin yargı sistemi eleştirildi. Doğru Haber Gazetesi'ne ve yazar Mehmet Göktaş'ın evine yapılan baskınlar sindirme çabası olarak değerlendirildi
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 281. hafta basın açıklamasını sağanak yağmur altında gerçekleştirdi. Platform adına Ribat Eğitim Vakfı Sakarya Şûbesi'nden Sâhir Akça'nın okuduğu açıklamada Tunus ve Mısır'da ayağa kalkan halklarla dayanışma mesajı verilirken "Zulüm kaleleri birer birer düşüyor, zâlimler birer birer devriliyor. Bütün zorba zâlimlerin nasıl birer inkılâpla devrileceklerini hep beraber göreceğiz inşâallah... Mazlum ve mağdur hâle getirdikleri insanlar artık uyandılar ve canları pahasına da olsa hem dünya emperyalistlerine hem de yerli işbirlikçilere kafa tutar oldular. İşte Tunus, Mısır, Yemen, Ürdün, Arnavutluk gibi ülkelerde halk artık kendilerine biçilen sömürülme ve sürüleştirilme operasyonlarını bertaraf etmek için hayatları ortaya koyuyorlar. Bir taraftan Lübnan'ın yiğit evlatları olan Hizbullah, diğer taraftan Filistin'in mücâhid evlatları bu oyunlara dur demeye ve yerli işbirlikçileri alaşağı etmenin destansı mücâdelesini vermekteler, hem de bütün kuşatılmışlıklara ve yokluklara aldırış etmeden. İstiklâl mücâdelesi veren yeryüzünün bütün mazlum ve mustazaf insanlarına selâm olsun." denildi.
Yargıya ve STK'lara yönelik operasyonlara eleştiri
Sakarya Adalet Girişimi adına açıklamayı yapan Sâhir Akça, yargıda uzun süren davaların insanları mağdur ettiğine dikkat çekti. Açıklamada ayrıca geçmişte Uğur Mumcu suikastı bahanesiyle olayla ilgili olmayan kişi ve kurumların mağdur edildiğini ve o dönem Selam Gazetesi'ne yapılanları hatırlattıktan sonra son günlerde Müslüman kimlikli STK'lara, Doğru Haber Gazetesi bürosuna ve yazar Mehmet Göktaş'ın evine yönelik baskınları eleştirdi. Akça, konuyla ilgili "Oyunun sırasının Doğru Haber Gazetesine geldiği anlaşılıyor. Onları da bir yerlerle ilişkilendirerek Kayseri'nin sayılan-sevilen şahsiyetlerinden ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Mehmed Göktaş Hocaefendi ile gazetenin diğer görevlilerinin gözaltına alındığı, gazete merkezinde, ev ve işyerlerin de aramalar yapıldığı belirtiliyor. Sakarya Adalet Girişimi olarak kamuoyuna; ister ülkemizde ister dünyanın herhangi bir ülkesinde olsun her türlü haksızlığın, zorbalığın ve sömürünün karşısında olacağımızı ve sesimizi korkusuzca gür şekilde çıkaracağımızı ve mazlumların yanında yer alacağımızı saygıyla bildiririz." denildi.
Basın açıklaması metni:
Allâhu Ekber! Zulüm kaleleri birer birer düşüyor, zâlimler birer birer devriliyor. Bütün zorba zâlimlerin nasıl birer inkılâpla devrileceklerini hep beraber göreceğiz İnşâallah.
Dünya sömürgeci emperyalist devletleri geçtiğimiz yüzyıllarda yaptıkları istilâlar neticesinde o ülkelerin insanlarını ya kaçırıp köle olarak kullandılar veya vahşî bir şekilde yönettiler. Ancak bu istilâlar onlara pahalıya mal olmaya başlayınca yeni bir yol tuttular. O ülkelerin içinden ismi kendilerinden olan, ancak sömürge ülkelerine bağlı, onların kuklası olan insanlarca istediklerini daha ucuz, daha sağmal bir şekilde devam ettirdiler.
Ne var ki artık bu numaralar tutmuyor. Mazlum ve mağdur hâle getirdikleri insanlar artık uyandılar ve canları pahasına da olsa hem dünya emperyalistlerine hem de yerli işbirlikçilere kafa tutar oldular.
İşte Tunus, Mısır, Yemen, Ürdün, Arnavutluk gibi ülkelerde halk artık kendilerine biçilen sömürülme ve sürüleştirilme operasyonlarını bertaraf etmek için hayatları ortaya koyuyorlar.
Bir taraftan Lübnan'ın yiğit evlatları olan Hizbullah, diğer taraftan Filistin'in mücâhid evlatları bu oyunlara dur demeye ve yerli işbirlikçileri alaşağı etmenin destansı mücâdelesini vermekteler, hem de bütün kuşatılmışlıklara ve yokluklara aldırış etmeden.
İstiklâl mücâdelesi veren yeryüzünün bütün mazlum ve mustazaf insanlarına selâm olsun.
Diğer yandan Ülkemizin hak ve özgürlük düşmanı tepeden inmeci jakobenlerinin ders alacağı dünyada ibretlik şeylerde oluyor.
Avusturya'da Hükümetin, daha doğrusu Savunma Bakanının mecburi askerliğin kaldırılması ile ilgili çalışmalarına karşı gelen Gen. Kur. Başkanı görevden alındı. Ülkemizde yıllardır tarihe kaydedilmiş, haklarında davalar açılmış cuntalar kuranlar, darbe yapanlar, Başbakanlara küfreden, Meclise ve halka hakaretler yağdıran, fuhuş, uyuşturucu, kaçakçılık işlerine karışmış, hatta terfi ettirilmek istenmeyen niceleri günlerini gün ederek yaşayıp gitmekteler.
Başörtüsüne tâ uzaklarda, Arjantin'de Türkiye de uydurulmuş bir kelime olan "kamusal alanda" özgürlük yasası meclislerinde kabul edilerek yürürlüğe girdi. Acaba Ülkemizde utanacaklar var mı?
Bazen birileri pansuman cinsinden de olsa iyi bir şeyler yapmak istiyor, ancak yargı kumpası bunlara engel olmak için ellerinden geleni artlarına bırakmıyorlar. İşte imtihanlarda başörtüsü serbestîsine karşı aldıkları tavırda onların ne kadar özgürlükçü, insan hak ve hürriyetlerine ne kadar saygılı olduklarının göstergesi olsa gerek.
Şimdiler de adına yargı denen kurumların atanmış bir sürü insanları üzerlerine düşen görevlerini yapmayıp, bir sürü dalavereleri basına düşerken, haklarının teslim edilmesini veya zulme uğrayanlar bir an önce kurtulmalarını beklerken, davalar zaman aşımı denen haksız bir uygulamayla düşürülürken, bunların adâlet anlayışlarına nasıl güveneceğiz.
Bir yandan da bunu fırsat bilip durumdan vazife çıkaranlar var. Biz bunları yıllardır tekrar tekrar seyrediyoruz. Hem kendi yetiştirmeleri olan insanların yaramazlıklarından kurtulmak hem de gözlerine kestirdikleri Müslüman gurupları bertaraf etmek için yaptıkları bir entrika ile daha karşı karşıyayız. Geçmişten bir örnek verelim: Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'yu hem katlettiler hem de bunu Selâm Gazetesi yönetici ve çalışanlarının üzerine yıkarak hem Uğur Mumcu'dan kurtuldular hem de o zamanlar Müslümanlara güzel bir gazetecilik örneği veren Selâm Gazetesi etrafındaki insanlara zulüm ederek perişan ettiler.
Şimdi de bu oyunun sırasının Doğru Haber Gazetesine geldiği anlaşılıyor. Onları da bir yerlerle ilişkilendirerek Kayseri'nin sayılan-sevilen şahsiyetlerinden ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Mehmed Göktaş Hocaefendi ile gazetenin diğer görevlilerinin gözaltına alındığı, gazete merkezinde, ev ve işyerlerin de aramalar yapıldığı belirtiliyor.
Sakarya Adalet Girişimi olarak kamuoyuna; ister Ülkemizde ister dünyanın herhangi bir ülkesinde olsun her türlü haksızlığın, zorbalığın ve sömürünün karşısında olacağımızı ve sesimizi korkusuzca gür şekilde çıkaracağımızı ve mazlumların yanında yer alacağımızı saygıyla bildiririz.
Sakarya Adâlet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına
Ribat Eğitim Vakfı Sakarya Şûbesi (Sâhir AKÇA)
.
KOCAELİ
Değerli Katılımcılar ve Basın mensupları;
Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri platformu olarak 302. hafta basın açıklaması ile karşınızdayız.
Son günlerde başta Tunus olmak üzere birçok ülke önemli günler geçiriyor. Bilhassa yaşanan olayların herkesi ilgilendirdiğini belirtmek isteriz.
Senelerdir dikta rejim altında esir yaşayan Tunus Halk'ı ,artık tahammüllerin kalmaması ile bir karar almış ve bu sonu gelmez hak ihlallerine dur demiştir.Halkına ,İslami yaşam tarzı yanında , insani yaşam hakkı tanımayan devrik lider Zeynel Abidin Bin Ali ,yıllardır yaşattıklarının hesabını vermekten korktuğu için ailesi ile birlikte ülkesinden kaçmıştır.Son olarak Tunus'ta başlayan bu kendini tanıma girişimine Mısırda eklenmiştir.
30 yıldır olağan üstü hal kanunlarıyla yönetilen Mısır'da sözde seçimlerle meşruiyet sağlamaya çalışan mevcut hükümet halkın yönetime katılmasını engellemektedir. Bu süreçte yaşam hakkı başta olmak üzere, ifade özgürlüğü, haksız gözaltılar, keyfi tutuklamalar ve adil yargılanma hakkının ihlali gibi en temel haklar ihlal edilmiş başta Mısır'ın en büyük destekçisi ve müttefiki Amerika olmak üzere uluslararası toplum sessiz kalarak zulümleri onaylamıştır. Son yaşanan olaylar sonucu Mısır yönetimi yine bir yasakçılık örneği olarak sosyal paylaşım sitelerini yasaklamıştır. Fakat bu olaylarda asıl önemli nokta , bundan sonra yaşanacak olaylarda , bölge halkının ve tüm Müslümanların basiretinin açık olması gerekliliğidir.Olabilecek planlamalara veya tezgahlara gelinmemeli, adil hak mücadelesinden asla vazgeçilmemelidir.Bu vesile ile Mısır'da ve benzer ülkelerde yaşanan olayları ve yaşanabilecek olayları dikkatle takip ettiğimizi belirtmek istiyoruz.
Yaşanan son olaylarda gözaltına alınanların işkence ve kötü muameleye maruz kalmasından endişe ediyoruz. Mazlumder olarak Mısır yönetimine Tunus gerçeğini hatırlatıyor; şu ana kadar işkence edilmek suretiyle öldürülen kişilere yönelik acil bir soruşturma başlatılmasını, sorumluların yargı önüne çıkartılmasını ve tüm gözaltı merkezleri ve cezaevlerinin uluslararası denetime açılmasını talep ediyoruz.
Diğer yandan Bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde İsrail Mavi Marmara Baskını raporunu açıkladı.Rapora tek inanan ağabey ABD' nin olması ,taraflılık bakımından her şeyi anlatmaktadır.İsrail ''Sivillerin hayatlarını kurtardık'' diyebilecek kadar küstahlaşmıştır.Raporun gerek bizim ve gerekse de Uluslar arası Hukuk tarafından hiçbir bağlayıcılığı olmadığını söyledikten sonra asıl yapılması gerekenin , iç hukuk yollarının sonuna kadar kullanılması gerekliliğidir.Türkiye'nin gemisinde ve uluslar arası sularda kendi vatandaşlarının canını alan İsrail'e , neden kendi mahkemelerimizce dava açılmıyor?Hükümet yetkilileri neden bu konu üzerinde yoğunlaşmıyor? İç hukuk yolları kullanılması ile açılan dava sonucu, İsrail ile olan ilişkiler yeniden gözden geçirilmesi fırsatı çıkacaktır ve kendi vatandaşının canına kasteden ülke ile ilişkiler bitirilebilme noktasına gelebilecektir.
Katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz.
Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu bileşeni
Mazlumder Kocaeli Şubesi Başk. Çetin TAHTACI
.
AKYAZI
BASIN AÇIKLAMASI METNİ
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu'nun düzenlemiş olduğu 208. Basın açıklamasında beraberiz.
Ülkemizde başörtüsü zulmünün yol açtığı hukuksuzluklara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Şanlıurfa'nın hilvan ilçesinde başörtülü oldukları gerekçesiyle 25 kız öğrenci 40 gündür okula alınmıyor,eğitimden uzak tutuluyor. Öğrenci velileri ise emniyet tarafından evlerinden alınarak ifadeleri alınmak üzere karakola götürülüyor.
Şimdi bu rezalet, bu işkence, bu aşağılama, bu ikiyüzlülük, bu ötekileşme, bu islam düşmanlığı değilde nedir. Bir taraftan haydi çocuklar okula kampanyaları yürüteceksiniz diğer taraftan'da başörtülü kız çocuklarını asla okullara almayacaksınız.Bu ne ikiyüzlülüktür,bu ne zalimliktir,bu ne hukuksuzluktur.İktidarın sessiz kalmasını anlayamıyoruz.İktidar muktedir olduğunu nezaman hissettirecek acaba.
28 şubat cuntasının ürünleri bu ülkeye ve insanına çok büyük acılar yaşatmıştır. Ekonomisini dibe vurdurmuştur. Müslüman halkın islami yaşam tarzlarına müdahalede bulunmuştur. Allahın emri kuranın hükmü olan başörtüsüne yasaklama getirerek İslama düşmanlıklarını devam ettirmişlerdir.Yeter artık hiç kimsenin haddine değil başörtüsüne yasak koymak.
İsteyen kız çocukları özgürce başlarını örterek ister ilköğretimde, ister lisede, ister yüksek öğretimde hiçbir engele takılmadan eğitim alma haklarına sahiptirler. Ülkemizin ve dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun zalime karşı mazlumdan yana olan tavrımız devam etmektedir.
Mısır'da halk devrimi oluyor. Tunus'daki halk devrimi Mısır'da domino etkisi yapmıştır. Halk, sefalet ve açlığa 30 yıllık dikta rejimine karşı ayaklanmıştır. 15 milyon kıpti hristiyan yönetimde etkin olduğu 70 milyon müslüman açlık ve sefalet içerisinde yaşadığı Mısır'da halk zalimlere hadlerini bildirecektir. İnşaallah, gizli istihbaharatına çok güvenen Mısır dikta yönetimi, yiğit, mücahit ve şehadete susamış Mısır halkının karşısında dağılacaktır. Yaşasın Mısır direnişimiz, yaşasın Mısır mücahitleri. Kahrolsun firavunlar, yaşasın firavunlar için cehennem. Gelecek hafta cumartesi günü saat 12:30'da buluşmak üzere Allah'a emanet olunuz.
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu Adına
Mazlum der Akyazı Şubesi Adına
Mahmut ALEMDAR
.
ANKARA
BASIN AÇIKLAMASI METNİ
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformunun 261. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz. Yoğun gündemli bir haftayı daha geride bırakıyoruz. Devrilen diktatörlükler, sonları kaçınılmaz bir şekilde belli olan diktatörler ve her türlü zorbalığın arkasında olan Batı imparatorluğu. Kazan kaynıyor.
Son günlerde diktatör devlet başkanları tarafından yönetilen Müslüman coğrafyalarda ard arda ayaklanmalar yaşanıyor. Önce Tunus, sonrasında ise Mısır, Ürdün ve Yemen halkının ayaklanmasıyla adeta bir domino etkisi yaşanıyor. Halkların isyanı diktatörleri birer birer deviriyor.
Diğer ülkeler bir yana Mısır'da firavun geleneğinin son temsilcisi Hüsnü Mübarek'in ABD ve İsrail ile arasındaki iş birliği sadece Mısır halkına değil; Gazze halkına da zarar vermektedir. Rafah sınır kapısını kapalı tutarak, Gazze ambargosunun uygulanmasında İsrail'in en büyük destekçisi olmuştur. Halkların özgürlük taleplerini kanla bastırmaya çalışan zalimler ve onların küresel destekçileri bilmelidirler ki bu selin önüne set olmaya çalışan her bir güç yıkılmaya mahkumdur.
Siyasi baskılar ve yoksulluk altında inleyen Mısır, Ürdün ve Yemen halklarının özgürlük mücadelesine yürekten destek veriyoruz. Umuyoruz ki; zalim diktatörlere karşı başlatılan bu intifada Müslüman coğrafyaların yeniden inşası ve ihyası için bir milat olacaktır.
Ülkemizde çeşitli illerde yapılan baskınlarda çok sayıda kişi göz altına alınmış bulunmaktadır. Bunlar arasında farklı stklardan temsilciler, gazeteciler ve kanaat önderleri yer almaktadır. Medyanın başlangıç startını verdiği sürek avı hız kesmeden devam ediyor. Gözaltılar da dikkat çekici olan şey devlet organlarının harekete geçmesi için medyanın haber yapması gerektiği gibi ilginç bir durumun oluşmasıdır. Bu kişilerin gözaltına alınma sebepleri delilleri ile beraber ortaya konmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Kimi medya organları yine tetikçilik görevlerini yerine getirmiş
Hürriyet gazetesi eski başyazarı, şimdilerde CHP'de aktif siyasete atılan Oktay Ekşi geçtiğimiz günlerde konuk olduğu bir programda, başörtülü genç kızlar hakkında: "Türkiye'deki kızlarımız kafasını ister öyle örtmüş ister böyle örtmüş. Kimsenin derdi olacak bir şey değil. Ben bu güzel kız kafasını niye örtmüş diye üzülüyorum. Hepsi güzel de, çok güzellerini görünce üzülüyorum itiraf edeyim ki. Bu güzelliği saklamaya yazık değil mi diye, şahsen düşünüyorum. Bu benim kendi bakışım" dedi.
Buradan Oktay Ekşi'ye sesleniyoruz: Başörtülü hanımların güzelliklerini afişe etmek gibi bir dertleri yoktur. Kadını metalaştıran anlayışın en güzel örneğini Oktay Ekşi'nin bakış açısında görmek mümkündür. Dişiliği ile değil kişiliği, erdem ve ahlakı ile toplumda varlığını sürdürmeyi amaç edinmiş insanları Oktay Ekşi zihniyetinin algılaması mümkün değildir. Biz de Oktay Ekşi ve onun gibiler adına üzüldüğümüzü buradan beyan ediyoruz.
Baskıların son bulduğu, insanca yaşama şartlarının tüm topluma yayıldığı bir ülke ve dünya kuruluna kadar buradan sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
İHH ANKARA ADINA
SERKAN CODAL
velfecr