Dün yurt genelinde yapılan eylemlerde Ergenekon iddianamesinin ortaya çıkardığı karanlık ilişkilere ve Ergenekoncuların bu durum karşısındaki pervasızlıklarına dikkat çekilirken, yıllardır özgürlükler önünde kara bir leke gibi duran başörtüsü yasağı protesto edildi.
"İNANANLARA REVA GÖRÜLEN İŞKENCE"
Sakarya Başörtüsü Platformu'nun gerçekleştirdiği eylem, 187. haftasına girdi. Dünkü eylemlerde söz alan Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına Ribat Eğitim Vakfı Üyesi Sâhir Akça, "Son birkaç yıldır ülkemizde yoğun olarak konuşulan ve bundan sonrada ülkenin kaderini belirlemede milat olacağını umduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Ülkeyi kargaşaya sürükleme planları yapan Ergenekoncuları millet hayretle takip ediyor" dedi. Akça, "Birilerinin ilk icraatının tesettürlüleri ağaçlarda sallandırmak olduğunu görüyoruz. Önce asıyorlar, kesiyorlar. Sonra mahkemenin kararı açıklanıyor. Başörtüsü yasağı, Türkiye'de inananlara reva görülen bir zulümdür" şeklinde konuştu.
Akyazı'da 114 haftadır kesintisiz yapılan gösterileri ise Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu organize etti. Protesto gösterisinde söz alan AGD Şube Başkanı Mahmut Alemdar, yerel seçimlerin ardından Türkiye'nin mevcut siyasi ve sosyal sorunları yeniden tartışılmaya açıldığına değindi. Hukuk dışı yapılanmalar ve Ergenekon davası ile gündeme gelen devlet içindeki çeteleşme faaliyetlerinin Kıbrıs'ta siyasi hayata nasıl müdahale etmeye çalıştığı vurgusunu yapan Alemdar, Güneydoğu'da yaşanan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için başlatılan kazılarla karanlık bir dönemin aydınlatılması gerektiğini söyledi.
Van'da düzenlenen eylemlerde ise ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyareti ile esen özgürlük havasının gerçeğe dönüşmesi ve Türkiye'de baskı altında olan mazlumların bir an önce özgürlüklerine kavuşması istendi. Gösteride Memur-Sen Van İl Başkanlığı adına söz alan Turan Demiradam, "Hak ihlâllerine, özellikle de hâlâ çözüm bulunamayan başörtüsü sorununa dikkat çekmek için 136. kez meydanlardayız. Bütün dünyada özgürlük ve demokrasi rüzgârı eserken ülkemizde hâlâ giyiminden dolayı insanların dışlanması anlaşılmaz, mantıksız ve gerekçesi açıklanamayan bir zulümdür" dedi. Demiradam, "Yöneticiler, yönettikleri insanların farklılıklarını zenginlik olarak görerek, onların haklarını gözeterek, özgürlüklerini koruyarak, mutlu ve huzurlu yaşamalarını temin etmelidirler" şeklinde konuştu.