AK Parti Kadın Kolları’nın “Tam Demokrasi İçin El Ele” konulu “Sivil Anayasa Sempozyumu”na başörtüsü yasağı damgasını vurdu. Konuşmacılar, hep bir ağızdan başörtüsü yasağının kaldırmasının istediler.
Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) Başkan Yardımcısı Av. Fatma Benli, Türkiye’de uygulanan başörtüsü yasağının aslında bir zihniyet problemi olduğunu söyledi. Hiç kimsenin ‘ya başını açacaksın ya da okulunu bırakacaksın’ seçeneklerinden biriyle baş başa bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Benli, kadın haklarından, özgürlüklerden bahsederken böyle bir yasağın uygulanmasının hem hukuka, hem insan haklarına ve hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti.
Bu konuda çok fazla ön yargı olduğunu ifade eden Benli, sorunun insanların birbirlerini tanımamalarından kaynaklandığını dile getirerek başörtüsü serbestliğinin anayasada yer alması gerektiğini söyledi. Yasağın sadece öğrencilere değil, tüm başörtülü kadınlara uygulandığını kaydeden Benli, 52 yaşındaki annesinin İstanbul Üniversitesi’nin sosyal tesislerinde oturup çay içemediğini söyledi. Bunun bir dönem Amerika’daki “siyah-beyaz” ayrımcılığının 21. yüzyılda Türkiye’de uygulanması olduğunu ifade etti.
YASAK KADINLARA HAKARET
Başörtüsü yasağını “kadınlara hakaret” olarak nitelendiren Benli, şöyle devam etti: “Bazıları çağdaşlığın, medeniyetin, insan haklarının sadece saç modelinizle, başörtüsü kullanıp kullanmamanızla alakalı olduğunu zannediyor. Ve bu nedenle bizleri birbirimize karşı kışkırtmaya çalışıyor. Anayasa çalışmalarını bu şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Var olan bir sorun var. Bu sorunu bir şekilde çözmemiz ve birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyor. Türkiye bunu hak etmiyor.”
DERİN DEVLET ANAYASASI
Avukat Kezban Hatemi ise, “Bizler, hepimiz, sabah yataktan kalktığımızda terliklerimizi giyer giymez hemen başucumuzdaki maskeyi yüzümüze takıyoruz ve maske ile güne başlıyoruz” dedi. 1982 Anayasası’nın başlangıç bölümüyle birlikte derin devlet anayasası olduğunu söyleyen Hatemi, “Biz 1982’den günümüze, 25 senedir zaten derin devlet anayasasıyla, ilga edilmiş bir anayasayla bugüne geldik. Çok önemsiyorum. Bu tasarıda başlangıç bölümü ayrılmış. Eğer tekrar yerine gelecekse sakın başka bir hiçbir maddesini ellemeyin ve vazgeçin diyorum” diye konuştu. Son günlerde dile getirilen konsensüs konusuna da değinen Hatemi şunları söyledi: “Mesela din dersi var. Tevhidi Tedrisat kanunu var, oturup bunu da tartışalım. Ben kimle tartışacağım? Askerle mi konsensüs yapacağım, derin devletle mi yapacağım? Kiminle yapacağım? Muhalefet yok oldu. Oysa güçlü hükümetler güçlü muhalefetler doğurur. Dolayısıyla sivil anayasa tam da bunun ortasındadır. Sivil anayasa hazırlayacaksınız. Eşitliğe çok dikkat edeceksiniz. Din, dil ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşitlik. İnsan haklarında, insan onurunda istisnasız eşitlik. Fiks bir mönü vardır. İnsan haklarında fiks bir mönü vardır. Dolayısıyla evrensel ilkelere ve evrensel temel değer yargılarına dikkat edeceksiniz.”
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU CİDDİ BİR SORUN
Hatemi, “Çok ciddi sorunlarımız var. Evet, başörtüsü sorunu. Temel haklarda ciddi bir ayrımcılık. AK-DER Başkanı dedi ki işte bunu zamanla halledelim, hangi zamanla? 12 Eylül'den beri başörtüsünü tartışıyoruz, kaç sene oldu? Ömrümüz geçti. Artık ben konuşmak bile istemiyorum. Bu kadar inatlaşma bu kadar… neyin konsensüsünü kime anlatacaksınız!? Temel hak ve hürriyetlerde sınırlama mümkün değil?!” diyerek, konsensüs için de sivil anayasa gerektiğini kaydetti.
KA-DER MESAFELİ
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) Başkanı Hülya Gülbahar, başörtüsü yasağı ile ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Kişisel fikrim benim, çalışma hayatında, siyaset konusunda başörtüsü yasağının olmaması. Bu benim kişisel fikrim..”
Vakit