Diyor Yazar Hüda Kaya. Düşün yayınlarından çıkan eserinde 28 Şubat"ın ezip geçtiği bir ailenin reisi olarak çocukları İntisar, Nurulhak ve Nurcihan, Muhammed Cihad, Muhammed Mücahid ile beraber bu döneme tanıklığı gözler önüne seriyor. İki ciltlik olan bu esere işbu 978-605-4533-05-3 ve 0212 524 7 524 numarasından ulaşabilirsiniz.
O"nun adıyla başlıyorum, diyor Sayın Kaya:
"Başörtüsü mücadelesi sebebiyle ilk olarak 97"de başladı yargılama sürecimiz, 98"de kaleme aldığım "ulusal bir heyecan gecesi ve başörtüsü" başlıklı yazımdan dolayı çoğaltıp dağıttığı için de o sırada 13 yaşında olan oğlum Muhammed Cihad ile DGM"de yargılandık. 20 ay ceza" Başörtüsüne özgürlük isteklerimiz ve eylemlerimizden dolayı 99 yılında 75 kişi ile beraber ve tekrar üç kızım da birlikte tutuklanarak cezaevine gönderilişimiz, terörle mücadeledeki zorlu sorgulama süreci"idam istemiyle yargılanmamız ".
Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Mektuplar, şiirler, başından, mahkûmlar ve hapishaneler. Kitapta bir dönemin psikolojisini, acılarını, gözyaşlarını, fedakarlıkları ve yalnızlıkları bulacaksınız. Mektuplar cezaevi sürecimizde gönderilen yüzlerce mektup arasından seçildi.
Yıllar süren hapis hayatımızda, bir direniş gelenekleri olan solcu arkadaşlardan da, her bir kadın olayında seslerini yükselten kadın dernekleri ve feminist arkadaşlardan da, bir kadın olarak keşke tek bir mektup bile olsa bu kitapta bulunabilseydi, bunu çok arzu ederdim.
Liseli üç kız kardeşin, terörle mücadele şubelerindeki sorgulamalardan geçtiği ve anneleri ile idamla yargılandığı o dönemlerde "Manisalı gençler" davasına gösterilen ilgiyi hatırladığımda keşke bu çifte standard olmasaydı diyorum.
1997"de ailece başlayan yargılanma ve hapis sürecimiz 2004 sonlarına kadar devam etmişti. Üst üste açılan davalar, ithamlar, iftiralar" Çevremizden uzaklaşan, selamı esirgeyen nice dostlara (!) rağmen, hiç tanımadığımız şehirlerden, köylerden, hapishanelerde, bizleri zindanlarımızda yürekleri ferahlatan mektupları, selamları ve duaları ile yalnız bırakmayan, bu toplumun yürekli, güzel insanlarına""
Eserin editörü Şengül Gülbahçe ise şunları kaydediyor: "Bu kitapta yazılan her şey gerçek" Hepsi yaşandı" Onlar, inandıkları şekilde yaşamak istedikleri için kınandılar, hapsedildiler, idamla yargılandılar. Mağdur edildiler, mahrum edildiler, ama asla eğilmediler. Şikayet de etmediler, izzet ve şerefi Allah"ın rızasında buldular, zindanları Medrese-i Yusuf"a çevirdiler tevekkülle, tefekkürle, sabır ve duayla"
Allah"a teslimiyetin coğrafyamızdaki, zamanımızdaki en güzel yansımalarını gördük onlarda... Bir anne ve beş çocuğu yalnız Allah"a güvenip, O"na dayandılar. Allah"ı hatırlattılar vakur duruşlarıyla" Akıl, gönül, vicdan sahiplerinin yüreklerinde derin izler bıraktılar... Onlarınki hikaye değil, hakikattır""
yeniakit