Dr. Abdüssettar Kasım
Batı Yaka'daki Filistin üniversitelerini ziyaret ettiğinizde, Amerika'nın Kudüs Konsolosuna ait diplomatik aracın parkta en gözde yerini aldığını, üniversitelerdeki idarecilerin de onu karşılamak için sıraya dizildiklerini görebilirsiniz. Bu, her üniversitede olmuyor tabi, ama birkaç yıldır buradaki bazı üniversitelerde uygulama böyle.
ABD'nin şimdiki konsolosu Daniel Rubenstein Amerika'nın Berkeley Üniversitesinden mezun. Çok önemli alanlarda yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı da birçok ödüle sahip. Kudüs'teki görevi 06 Eylül 2009 tarihinde teslim aldı. Bundan önce Sina Yarımadasındaki çok uluslu güçlerde sivil denetleme birimi içinde yer alıyordu. Arapça dahil birçok yabancı dil biliyor. Şu nedenlerden ötürü burada fazlasıyla önemseniyor:
Bir: Amerika Kudüs Başkonsolosu Daniel Rubenstein Batı Yaka'yı tepeden idare eden üç önemli ayaktan biridir. Bu üç ayaktan biri Amerika Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA), ikincisi Amerika dışişlerine bağlı ve CIA ile de irtibatlı olan USAID kurumu ve üçüncüsü de konsolosun kendisidir. Bazıları Filistinlilerin Batı Yaka'da karar sahibi olduğunu sanabilir. Ancak bunların başkalarının çizdiği yola bağlı kaldıklarını gördüğünde bu düşüncesi tamamıyla yok olur. Burada Filistinliler sadece başkalarının çizdiği sınırlar içinde bazı çalışmalarda bulunabiliyor. Biz, Amerika'nın hegemonyası altında yaşıyoruz. Ancak onun yaydığı şemsiyenin altında yüzebiliyor ve hareket edebiliyoruz.
İki: Amerika konsolosu, ülkesinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde bazı yerlerin açılışını sağlıyor, öğrencilere burs verilmesi için de yardım alıyor ve veriyor.
Üç: Amerika konsolosunun hepsinde olmasa da bazı üniversitelerdeki yetkililerin atamalarında da parmağı var. Batı Yaka'da ilan edilmemiş bir Amerika Üniversitesi var. Buralarda Filistinlilerin eliyle Amerika'nın hazırladığı program hayata geçiriliyor. Rektör, dekan, mütevelli heyet üyelerinin atanmalarında da Amerika'nın doğrudan parmağı var. Bölgedeki üniversite idareleri ve başlarındaki şahıslar Amerika'ya bağlı ve onlarla uyumlu kişilerdir. Bunlar Amerika konsolosunun temsilcisi durumundadır. Yine bazı üniversitelerde oturumlara katılmayanlar bile var. Kısacası üniversitelerdeki koltuklarda Amerika konsolosuna bağlı olduğunu düşünen onlarca kişi var.
Dört: Amerika'nın bazı üniversitelerde araştırma merkezleri bulunmaktadır. Bunlar doğrudan konsolosa bağlı. Buraları Amerika finanse ediyor ve buralarda okuyan öğrencilere de yardımda bulunuyor. Avrupalılar da benzer çalışmalarda bulunuyor. Programı takip edenler Batının birçok akademik programa hakim olduğunu rahatlıkla görebilir.
Öğrenci bursları, akademik çalışmalar
Avrupa ülkelerinin dünyanın birçok yerinde öğrencilere burs verdikleri ve ilmi çalışmaları destekledikleri bilinen bir gerçektir. Amerikalılar da bunu yapıyor. Ama şunu bilelim ki Amerika bunu bedavaya yapmıyor. Burs verirken veya akademik çalışmaları desteklerken şunlara dikkat ediyor:
Bir: Burs alacak veya akademik çalışmalar içinde yer alacak kişinin işgal rejimine karşı daha önce bir sabıkasının olmaması, direniş gruplarından birine mensup olmaması gerekir. Geçmişinde böyle bir durum bulunan kişi ortaya koyacağı samimi pişmanlıkla bunu telafi edebilir.
İki: Bu şahsın veya şahısların işgal rejimiyle yapılan görüşmeleri ve barış süreciyle iki devletli çözümü desteklemesi.
Üç: İlmi çalışma adı altında bile olsa Siyonist rejimle işbirliği yapmaya ve onunla çalışmaya hazır olması.
Dört: Filistin vatanının aleyhine veya ulusal çıkarlara aykırı da olsa makam arayan, bunun uğraşı içinde olan biri olması.
O nedenle Batı Yaka'daki üniversitelerde, daha önce ilmi bir kariyeri ve çalışması olmadığı halde bazı insanların birden ortaya çıkıp akademik etiketle birer uzman oluverdiklerini ve önemli makamlara oturduklarını görmek mümkündür. Bay veya bayan olan bu insanların ilmi konferanslarda isimlerinin alt alta sıralandığını ve etkin rol aldıklarını görürsünüz. Kanaatimce özellikle Arap ülkelerinde ortaya çıkan bu şahısların Amerika ile çok derin ilişkileri var ve onlar tarafından finanse ediliyorlar. Bunlardan çoğunun mason localarıyla da irtibatları var. Böyle bir ilişkileri olmasa da görüşleri Amerika'yı cezbettiğinden onları ön sıralara çıkarıyor ve onlara karşı çok fazla cömert davranıyor.
Siyonistlerle ilişkileri normalleştirme
Amerika konsolosunun etkin oyunlar sergilediği Filistin üniversiteleri Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme yuvasıdır. Buralarda yapılan çalışmalarda Siyonist rejimdeki üniversitelerde görev alan akademisyenler yer alıyor ve çalışmalara iştirak ediyorlar. Bu üniversitelerden bazılarının düşmanla nasıl ilişki kurduğunu da gayet iyi biliyorum. Onlar bir taraftan pratikte ilişkileri normalleştirirken diğer taraftan yaptıkları açıklamalarda buna karşı olduklarını rahatlıkla ifade edebiliyorlar. Bütün bunları ilerde bütün belgeleriyle yayınlayacağız. Yine bu akademisyenlerden bazıları Siyonist rejimin karşılıksız vermediği çok özel VIP kimliklerini bile taşıyorlar.
Filistin ulusal barışı
Amerika konsolosu sadece ülkesiyle Siyonist rejimin çıkarları için çalışıyor. Onunla yapılan işbirliği aynı zamanda ülkesiyle işgal yönetiminin çıkarına da hizmettir. Acaba Filistin üniversitelerinde görev alan Filistinli akademisyenler ülkelerinin çıkarına hizmet ediyorlar mı?
Hem Batı Yaka'da hem de Gazze'de Filistin halkının sabit haklarını savunacak, yabancıların içişlerimize karışmasına tepki gösterecek, mali ve idari yolsuzluklara karşı cesaretle duracak, sosyal adaleti, özgürlüğü ve ulusal birliği seslendirecek bir öğrenci hareketinin olmadığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte özgürlüğü seslendiren, var gücüyle ilim emanetini hakkıyla omuzlayacak seçkin bilim adamları da ortalıkta görünmüyor. Yüksek lisans ahlakı, halka ve halkı ilgilendiren meselelere duyarlılığı gerektiriyor.
Üniversiteler vatanın çıkarlarını savunan minberler iken neden bu duruma düştü? Burada sadece bir hususa değindik. Önümüzdeki makalelerle inşallah başka konuları ele alacağız.
fiem