Bâtılı tasvir etmekten men edildik

Mehmet GÖKTAŞ

Çünķü bâtılı tasvir etmek temiz kalpleri tadlil eder, dalalete düşürür. Kötülemek maksadıyla bile olsa ahlaksızca bir olay, bir pozisyon anlatılmaz.

Ancak doğru hüküm verebilmesi için sorduğu sınırlar içinde mahkemede kadıya edebe riayet edilerek anlatılabilir. Fetva makamındaki bir âlim de belirli sınırlar içinde mahrem konuları izah edebilir.

İnsanın muhayyile gücü vardır, hiç bir görüntü resim vs olmadığı halde bile sözlü olarak tasvir edilen bir kötülükten, edepsizlikten, müstehcenlikten etkilenir. Bu edepsiz pozisyonlar eğer bir de insanın gözüne sunulursa kalbin uğrayacağı zararı ve kötülüğü siz düşünün.

Öte yandan fuhşiyatın en büyük arzusu ise fiilen olmasa bile insanlar arasında şüyu bulması, sözle, aktarımla yaygınlaşmasıdır. Çünkü fuhşiyatın aynı zamanda en büyük silahıdır bu şekilde yaygınlık kazanması.

Günümüz tabiriyle fuhşiyatın reklamının iyisi ile kötüsünün hiç bir farkı yoktur. Onlar için önemli olan herkesin fuhşiyat işlemesi değil, konuşması ve bu şekilde gündemde tutmasıdır.

Müminler edepsiz siyasi rakiplerinin kim olduklarını anlatırlarken bile belirli bir sınırdan öteye geçmemelidirler. Bu aynı zamanda müminin vakarını zedeler.

“Müminler arasında fuhşiyatın yayılmasını isteyenler var ya, onlara dünyada ve ahirette azap vardır, Allah bilir siz bilemezsiniz.” (24/19)

Fuhşiyat geçmişte toplumun sıradan seviyesiz insanları tarafından icra edilirdi. Günümüzde ise firavunların, tâgutların en büyük sermayeleri fuhşiyattır, sapkınlıktır. Sermaye de onların elinde olduğuna göre fuhşiyatın şüyuu da o derece yaygınlık kazanmaktadır.

Müslümanların zayıf, İslam’ın hükümlerinin geçerli olmadığı bir dünyada işimiz bir hayli zor.

Fakat her şeye rağmen şunu unutmayalım ki bu sapkınların sayısı gürültüleri kadar değildir, moral bozucu abartılardan etkilenmeyin.