Bayırbucak..

Abdurrahman Dilipak

Bayır diye vadi’ye derdik biz eskiden.. Bayıraşağı koşar, bayır yukarı tırmanırdık. Bucak, nahiye, köy, mahalle gibi bir yönetim birimi idi. Partilerin bucak teşkilatları olurdu. Şimdi Suriye’de Bayırbucak Türkmenleri ile ilgili olarak hafızalarımız yeniden canlanıyor.

Suriye dediğiniz ülke ile biz 100 yıl önce tek devlettik.. Aramıza bu sınırları biz çizmedik. Maraş, Ayıntap, Antakya, Urfa dediğiniz yerlerin önemli bır kısmı Bilad-ı Şam-Şerife bağlı idi.. Bugün Bilad-ı Şam sınırları içinde 5 devletin tamamı, 4 devletin sınırlarının bir bölümü vardı.

Hilafete bağlı toprakların bugün 110 ülkede bakiyesi var.. Ve bu hal ve sorumluluk bugün TBMM’nin hak ve sorumluluğu altında. Hilafet onun için ilga edilmedi. Edilemedi. Onun için yeniden elbette bir gün, mutlaka yeniden gündeme gelecek.. Onun için birileri Beştepe külliyesindeki 1000 odanın sebebi hikmetini sorguluyor.

Biz bugün Gürcistan’ın garantörüyüz. Irak’ın garantörüyüz. Ankara Anlaşmasında Musul, Kerkük, Suriye’deki memalik  ve nüfus da masaya yatırıldı. Ankara Anlaşmasına Kasımpaşa Konferansından geldik. Cemiyeti Akvam üyeleri, 1. Dünya savaşı sonrası konuyu masaya getirdiler. Ama İstanbul mu, Ankara hükümeti ile mi yola devam edilecekti, bu belli olmadığı için, çalışmalara ara verildi ve daha sonra Kasımpaşa’da yarım kalan konular Ankara Anlaşması ile neticelendirildi.. Bunlar toplumun ilgisinde olan konular değil.. Okullarda öyle geçiştirilir gider. Basında yazılıp çizilmez. Anadolu topraklarında ilk cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti sanılır mesela. Kars İslam Cumhuriyeti’nden kimse söz etmez. Musul petrollerindeki payımızın, 60 darbesinden sonra elimizden çıktığını da bilmez birçok kimse. 1962’ye kadar Türkiye’de asılan haritalarda sıfır noktasının İstanbul olduğunu da bilmez birçok kimse.. 1950 öncesi Yunan klasikleri yayınlandı, Yunan Medeniyeti Tarihi ders olarak okutulda da, mesela Hindistan tarihinde eski bir Türk devlet olan Babur Şah döneminden hiç söz edilmedi..

Her gün, Malatya ve Diyarbakır’dan kalkan jetlerimiz Irak’a geçip bomba atıyor da kimsenin sesi çıkmıyor. Nasıl oluyor bu iş. Türkiye Irak’ın garantörü. Ankara Anlaşmasında Suriye’ye de atıflar var.. Türkiye eski defterleri karıştırıyor, eskiden kalan hak ve hukuklarını yeniden gündeme getiriyor. Eskiden sadece Kerkük Türklerini bilirdik, şimdi bir de Bayırbucak Türkmenleri varmış, onu öğrendik.. Balkanları, Kafkasları, Ön Asya’yı yeniden keşfedilyoruz..

Sahi MHP’liler niçin bu konuda Azeri Türküleri söyleyip, Kafkas halk danslarından öteye geçemediler? Niçin Babür şahlığından söz etmediler. Balkanlar, Kafkaslar, Ön Asya’dan, Bayırbucak’tan söz etmediler.. Sacece Doğu Türkistan’da yokuz. Çin’deki Hui Müslümanları da bizim kardeşlerimiz.. Çerkezler, Gürcüler, Arnavutlar gibi onlar da bizlerin kardeşleri..

Tarih bir övgü ya da sövgü kitabı degildir. Tarihten ders alınır. Şimdi de dizi filimlerden tarih damıtmaya çalışıyoruz. Bu iş böyle olmaz..
Sahi herkes Erzurum ve Sivası bilir de, mesela, niçin, Kars İslam Cumhuriyeti ya da Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ni bilmeyiz. Mesela Çanakkaleyi, Hatay Cumhuriyeti’ni biliriz de, neden Filistin müdafasını bilmeyiz. İzmir’in işgalini biliriz de Hatay’ın işgalini bilmeyiz.. Samsun’u biliriz de Kut’ul Ammare’yi bilmeyiz mesela..

Mustafa Kemal Şam ve Filistin cephesinde de savaştı, hem de Çanakkale’den daha üst bir rütbede. Peki sonuç ne oldu. Niye bilmeyiz. Sycos-Picot ve Belfaur deklerasyonları bizim için ne anlam ifade ediyor. Oysa bunları bilmeden Suriye’de ve Irak’ta neler olup bittiğini anlamak mümkün değil. DAEŞ’i anlayamayız o zaman..

Önceki gün Maraş’taydım. Geldim Üsküdar Üniversitesi’nde geleceğin dünyasını, bilim ve teknolojinin geldiği yeri, Bilişim teknolojisi, GENOM’u konuştuk. Dün Edirne’deydim, İslam  coğrafyasını ve sınır tanımayan sorumluluklarımızı konuştuk.

Siyaset çok önemli, ama her şey siyasetten ibaret değil. Herkesin bu süreçte yapacağı o kadar çok şey var ki..

Şimdi sorumluluklarımızı kuşanma vaktidir.

Selâm ve dua ile..

yeniakit