CHP genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'deki İslamiyetten şikayet etmek için kafanda başka bir İslamiyet olacak. Türkiye'deki İslamiyeti İran'dakiler, Afganistan'dakiler, Taliban dudak bükerek, beğenmez. Onlara göre mi İslamiyet yapacağız. Biz İslamiyetimizden mutluluk duyuyoruz" dedi.
Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap eden Baykal, Türkiye'de ayrımcılık olduğunu, memleketteki sıkıntıların eşit paylaşılmadığını savundu.
Türkiye'deki ekonomik tablo ortadayken bu 6 yıllık dönemde dünyanın çok hızlı bir kalkınma gerçekleştirdiğini, Arjantin ve Brezilya'nın toparlandığını, Hindistan, Çin ve Rusya'nın zenginleştiğini ifade eden Deniz Baykal, "Bizde ne oldu? Bütün tesisler elden, avuçtan çıktı. Türkiye, boynu bükük hale geldi" dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın, Avrupa'da kendisine şikayetlerini ileten ülke temsilcilerine, "Evet, haklısınız şikayetinizde. Türkiye'de azınlıkların din özgürlüğü yok. Ama sanmayın ki olay ondan ibaret. Müslümanların da din özgürlüğü yok" dediğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
"İslamiyetin dünyada en iyi yaşandığı ülke Türkiye. Özgürce herkes ibadetini yerine getiriyor. Bununla iftihar ediyoruz. 70 milyonun yaşadığı İslamiyet ile bunların kafasındaki İslamiyet farklı mı? Onların kafasında başka bir İslamiyet mi var. Yani, Türkiye'deki İslamiyetten şikayet etmek için kafanda başka bir İslamiyet olacak. Türkiye'deki İslamiyeti İran'dakiler, Afganistan'dakiler, Taliban dudak bükerek, beğenmez. Onlara göre mi İslamiyet yapacağız. Biz İslamiyetimizden mutluluk duyuyoruz."
CHP lideri Baykal, bu kafa ve bu zihniyetin nasıl ortaya çıktığına bakılması gerektiğine değinerek, şunları kaydetti:
"Geçenlerde TV'ye bir genç kız çıktı. Türbanlı bir genç kız. Dedi ki 'Ben Atatürk'ü sevmiyorum, ben Humeyni'yi seviyorum' Şimdi düşünün. 'Keşke İngiltere devam etseydi, ben dini bakımdan daha özgür olurdum' dedi. Düşünebiliyor musunuz? Yani bağımsızlık ruhunu dahi kaybetmiş bir kuşak, bir zihniyet... Böyle bir zihniyetin gelişmesinde acaba Türkiye'yi yönetenlerin bir sorumluluğu yok mu? Devletin, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın, Milli Eğitim Bakanı'nın bir sorumluluğu yok mu? Dışişleri Bakanı İslamiyetten böyle şikayet ederse, böyle çocuklar da çıkar, öyle konuşur. Bundan alınması gereken ders yok mu? Bu gidiş iyi gidiş değil. Bunu bilin. Türkiye'nin huzurunu, birliğini, düzenini, bütünlüğünü sarsacak bir istikamette çok tehlikeli arayışları sürdürüyorlar. Buna bir son vermemiz lazım. Bunu hep beraber başaracağız."