Baykal, Erbakan'ı Neden Uyardı?

Baykal, Erbakan'ı uyardığını söyledi... Peki, Baykal, Erbakan'ı neden uyardı? Hürriyet'ten Fatih Çekirge yazdı...



Fatih Çekirge /Hürriyet


Erbakan’ı da uyarmıştık

Pekişimdi ne olacak? AKP kapatılır mı? Yerel seçimler... Erken genel seçim mi? Kapıda kriz mi var?

Ve milletin şakaklarını zonklatan daha nice soru... Ağır ve kara bulutlar gibi üzerimize çöken felaket senaryoları... Giderek artan o iğrenç kamplaşma... Utanmazca sürdürülen "laik darbeci" ve "Müslüman demokrat" propagandası.. Daha ötede; "Kürtsen bölücüsün" çamuru...

Diyarbakır’a girerken şehrin alnının ortasına yazılan o "Ne Mutlu Türküm" yazısının tahrikkár büyüklüğü... (Neden Ankara’ya, Niğde’ye girerken yok?)

Kolların koptuğu, gövdelerin paramparça olduğu o "bilek güreşi"... İşte kimsenin kimseyi dinlemediği manzara bu...

Ve böyle bir manzarada dün Deniz Baykal’la uzun bir sohbet yapıyorum...

Sohbetin iki bölümü var... Birincisi genel Türkiye manzarası...

Diğeri özel CHP görüntüsü... Önce Türkiye... İşte hemen söylüyorum:

- Baykal AKP için açılan bu kapatma davasını demokrasi için bir başarısızlık olarak görüyor... Dahası, bu krizden çıkış için siyaset içinde bulunacak çözümlere de açık...

Başbakan Erdoğan’la bir araya gelip gelmemekten çok daha önemli görüyor bu boyutu... Çünkü böyle bir buluşma "içi doldurulmamış medyatik bir el sıkışma"dan öte gitmeyecek...

Ve çok daha önemli bir söz:

- Biz AKP’ye tuzak kurmuyoruz. Ne olurdu bazı uyarılarımızı dinleselerdi...

Bu üslupta sanki böyle yukarıdan ders veren, "Ben dememiş miydim diyen" bir tarz varmış gibi algılanabilir. Ama ben böyle bir izlenim almadım... Tam tersine uzun sohbet sonunda şunu gördüm:

- Baykal, Erdoğan’ı siyaset içindeki köklü çözümlerde buluşacak bir zeminde bekliyor.

Ama "yalnızca parti kapatmaya zorlattıran bir iki anayasa değişikliği" gibi değil. Köklü çözümler... Nitekim bu doğrultuda diyor ki:

- Biz genel seçimlerin hemen ertesinde AKP Genel Merkezi’ne gidip cumhuriyetin bazı kazanımlarına müdahale etmeyin demiştik. Bu içten bir uyarıydı. Kristal vazoyu kırmayın dedik. Aynı uyarıyı Erbakan’a da yapmıştık...

Evet, belki de en keskin sözü en sona bıraktık:

- Biz aynı uyarıyı Erbakan’a da yapmıştık.

Baykal’la yaptığımız sohbetin Türkiye bölümünden benim aldığım saf izlenim ise şu:

- Taraftarlardan, kamplardan gelen "Sen büyüksün, sen kaplansın, sen haklısın" gürültüsü yerine, siyasetin makul sesini dinlemek daha doğrudur...

Baykal, buna hazır...


Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak