CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisnin Meclis grup toplantısında konuşuyor. Baykal'ın açıklamaları şöyle:
Bugün uygulanan ekonomi politikaları Türkiye'yi hiç bir zaman hiç bir yere götüremez. Ekonominin önündeki en büyük sıkıntı yolsuzluklardır. Şimdi durum çok farklı bir boyuta gelmiştir.
Karar verilmiş yol tutulmuş ve çok ilginç bir aşamaya gelinmiştir. Artık ciddi firmalar acaba bize verirler mi sorusuyla bu ihalelere katılmama kararı almıştır. Bir kaç gün önce İstanbul'da çok önemli bir ihale yapıldı. İstanbul'un en kıymetli arsası, Tekel'e ait likör fabrikası arsasına bir tek firma teklif veriyor. Bu neyi gösteriyor? Ben bunu yaparım ama bana yaptırmazlar. Yapacak olan alsın. Acaba niye gelmedi? Sen bunu çok iyi biliyorsun.
Sabah ve atv'nin satışında da benzer şekilde. Bunu 2 hafta önce uyardık. 6 firma ihaleye katıldı. 5 yolda döküldü. Niye döküldü? Dökülemnlerle Başbakan bire bir görüşme yapıyor. Bunlar konuşmalara yansıdı.
Sonra bu büyük para nasıl verecek? deniyor. Sonra bu kadar bankör fiyatın niye çekildiği ortaya çıkıyor. Sonra paranın kaynağı ortaya çıkıyor. İki devlet bankasının 750 milyar dolar kredi sağladığı ortaya çıkıyor. Peki bu iki banka dışarıdan bu fiyata kredi alabiliyor mu? Kendi alamadığı fiyata kredi veriyor.
Bir vatandaş aynı şatlarda 100 bin dolar kredi istiyor. Ama veremiyor. sayın banka müdürü yetkilisi sen kendi paran olsa o parayı verir misin?
Peki bu paranın teminatı ne? Teminat ne? Satılan malın kendisi... Satılan malı 1.1 milyar doları teminat gösteriyor. Bunun da yüzde 25'i satıldı. Yani şişirilen o paranın yüzde 75'ine 750 milyar veriliyor. Başbakan'ın damadının başında bulunduğu bir yandaş şirkete 750 milyarı akıtacaksın.Bu nasıl bir anlayış. Ne bunun adı. Sayın Başbakan biz devletin milletin parasının hesabını soruyoruz. Bu kredi kabul edilemz. Bu krrediyi Katar vermedi. Devletin milletin yoksulun parasıyla alındı o kredi. Katar'dan o parayı nasıl aldığınızı da göreceğiz. Nasıl aldınız o çıkacak. Onun kokusunu sonra alacağız. Bu kokular çıktı artık onu da görürüz. Katar'dan alınan paralarının arkasında özel çıkarların olduğu görülecektir. Bu konuda basınımızda da çok güzel çalışmalar yapılıyor. Hürriyet gazetesinden Serpil Yılmaz'ın çalışmalarını da özellikle okuyorum. Cumhurbaşkanının da katkı yaptığı bu dosya büyüyecektir.
Başbakan hortumları kestik diyordu. Hortum ne? Başbakan "eskiden hortumcular vardı, şimdi artık yok" diyordu. Hortumcular yokmuş arkadaşlar siz hortumcu görüyor musunuz? İnşaallah bu hortumcuları günün birinde de milletin önüne getireceğiz. Türkiye'de her şey komedi gibi. Bunu nasıl göze alıyorlar doğrusu anlamak mümkün değil.
1 MAYIS
Yarından sonra 1 Mayıs. 1 Mayıs'tan niye korkuyorsun? Bir kaygı telaş ve korku ve vehim günü olmamalı. Türk-İş ve diğer sendikalardan niye korkuyorsun. Sen niye bu sendikaları bir vehimin bir korkunun parçası haline getiriyorsun. Yasaklamaka çözüm mü? Türkiye'de hala yasak alan mı var. Bu yasak alan Taksim'de değil sizin kafanızın içinde. Önce onu kaldırın. Hükümetin bu işi çözebileceğini biliyoruz. Başbakan 'ayak takımı' diye suçladığı işçilere buna borçludur. Şimdiden uyarıyorum. Bu iş uzlaşmayla çözülmeli. Sendikalarda yapıcı davranmalı. taksim'de de eğlenebileceğimizi gösterelim. Taksim'de şenlikler, etkinlikler, maçlardan sonra kutlamalar oluyor. Bırakın bu da yaşansın.
HABER 7