Dün akşam TRT 2'de yayınlanan Büyüteç programına Kanada'dan canlı olarak bağlanan Tuncay Güney, gündem yaratacak açıklamalarda bulunmuştu... Bugünün en çok konuşulan programına Mehmet Elkatmış, Fikri Sağlar ve Şamil Tayyar katılmıştı...
Güney canlı yayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın MİT elamanı olduğu imasında bulunmuştu. Güney'in Baykal'la ilgili açıklaması şöyleydi:
"Mahir Kaynak, MİT'çi olarak deşifre edilmiş olmasaydı sol partinin genel başkanı olacaktı. O olmadı deşifre olmamış Baykal sol partinin genel başkanı oldu. Bu resmi raporlardan bilgidir."
Güney'in bu açıklamalarından sonra gözler CHP lideri Baykal'daydı.. Baykal, Uğur Dündar'ın sunduğu Star Ana Haber'de iddialara cevap verdi... ,
Baykal'ın konuşmasından başlıklar:
-Her ülkede böyle düşünen böyle konuşan insanlar olabilir. Fakat hiçbir ülkede böyle bir insanın konuşmaları ülkenin gündemini belirleyen bir muameleye tabi tutulmaz.
-Tüm televizyon kanallarında tekrar tekrar yayınlanarak bir siyasi aydınlatma gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bunu Türkiye'ye yakıştıramıyorum.
-Bu tür açıklamalar nedeniyle devletin önemli kurumlarının meşgul edilmesini doğru bulmuyorum. Tam bir deli saçması, Türkiye'yle dalga geçiyor.
-Böyle bir sorunun bana sorulmasını kabul etmem mümkün değil. Böyle bir şeyi ciddiye almak, önemsemek mümkün değil.
-Şimdi buradaki önemli olay. Bu sözleri söyleyen kişinin saatlerce TRT gibi önemli bir kamu sorumluluğu olan bir kurumun düzenlediği açık oturumda, sizinde imalı şekilde söylediğimiz gibi saygınlık duyarak izlemelerini, seyirci kalmaları anlamsız. Herkes memnun. Kendilerini bunların elinde oyuncak haline getiriyorlar.
-Türkiye'de devletin ciddi kurumların önemsemesi, onun etrafında değerlendirme yapmalarının hiçbir anlamı yok.
-Söylenenlerin içinde doğrular vardır. Bu doğrular nedeniyle bunları kabul etmek mümkün değil.
-Söylenenler içinde ben iki şeyi biliyorum doğru olmadığı konusunda adım gibi eminim. Onun için kabul etmek mümkün değil.
-Ne olduğu belirsiz bir kişinin sözlerine alet olması ve ciddiye alanları anlamıyorum.
-Dava yolları aranıyor, RTÜK'deki bazı üyeler tepki gösterdiler. Ben o kadar önemsemedim.
-Ben bunları önemsemem mümkün değil, bu tür suçlamaları olgunlukla karşılamak gerekiyor. Eğer kafayı karıştıracak bir iddia varsa üzerine yürüyorum. Ancak bu kafa karıştıran bişey değil onun için cevap bile vermiyorum.
Bu davanın siyasallaştırılması için birinin avukat olduğunu söylemesine gerek yok. Burada yanlış olan siyasetçi olsa da devlet adına bir temsilcilik yetkisi yoksa, yürütme organının bir parçası yoksa bir tercih belirtmesi önemli değil.
Ergenekon operasyonu ile ilgili Başbakan Erdoğan'ın sözlerini eleştiren Deniz Baykal, Hükümet savcılık yapamaz, savcılık ayrı bir olaydır. Hükümetin savcı olması hükümetin taraf olması demektir" dedi.
Baykal" bir milletvekilinin bir konuda avukatlık üstlenmesi olabilir ve doğaldır Bugün parlamentodaki milletkvekilleri avukatlık yapabilirler ama savcılık yapamazlar. Savcılık ile avukatlığı aynı şekilde değerlendiremeyiz. Başbakan ben savcısıyım dediği anda çok vahim bir şey söylemiş oluyor. Başbakan kamu adına yapılan bir takibatın tarafı olarak çıkamaz. Ama bir avukat bir konuda taraf olabilir. Ben şu anda cübbemi giyebilirim Ergenekon'da avukatlık yapabilirim.. Bunda bir engel bir sakınca yoktur " dedi.
Baykal, Başbakan bu olayın ta başından beri devrededir. Daha dava açılmadan çevresine bir savcı bulamıyoruz diye şikayet ettiğini biliyoruz. Türkiye'de bu kadar savcı var ama güvenmiyor. Varsa bir iddia kimse görevli savcı alır götürür. Ama bunu bugünkü şekli ile götürecek bir savcı arıyor. Başbakan daha sonra yürütme ve yargı elele birlikte çalışıyoruz diye açıklamada bulunuyor. Yürütme yargı ile el ele birlikte çalışamaz. Kuvvetler ayrılığını ihlal ettiğini ortaya koyuyor. Ve en son grup toplantısında bu operasyon devam edecektir diyor. Başbakan ne sıfatla bunu söyleyebilir. Bunu nasıl bilebilir Başbakan'a yakın çevreler kimin ne zaman tutuklanacağına dair açıklamalar yaptı ve bunların hepsi gerçekleşti.
Türkiye derhal öncelikle bu bulunan silahların niteliklerin orjinleri, devlet içinden mi devlet dışından mı bulunması gerekir. Devlet içinden bir kişinin bu işle bağlantısı varmıdır. Bu soruşturmanın ilgili kurumlar tarafından hemen devreye sokulmalıdır. Bununla irtibatlı kim varsa derhal ortaya konmaldır. Bu silahın orda bulunması bir suç var demektir. Bu silahlar buraya gelmişse derhal araştırılmalı buraya nasıl geldiği hangi ellerden geçtiği ne zamandan beri orda durduğu ne zaman konulduğu ortaya konmalıdır.
Yeraltından çıkarılan silahlarla ilgili öncelikle o bitki örtüsünün öğrenilmesi gerekiyor. Taze toprakmı eski kireçlenmiş alan mı nasıl bir örtünün içinden çıktı silah orda ne kadar dayanır kime emanet edildi ise derhal ortaya çıkmalıdır. Bu konu ile ilgili ilişkisi olanlar ortaya çıkarsa işle bağlantısı olmayanlar da suçlanmamış olur.
Haber7- Cafesiyaset