Bayram sonrası genel bir değerlendirme

Abdurrahman Dilipak

Ve bir bayramı daha geride bıraktık.. Allah namazlarımızı, oruçlarımızı kabul buyursun..

Önümüzde Kurban bayramı var..

Bu sene Ramazanımız geçen seneden daha anlamlı idi. Biraz da bölgedeki çatışmalar, iç sorunlar, insanları daha fazla dikkatli olmaya zorladı sanırım..

Bana kalırsa daha katetmemiz gereken uzun bir yol var bu konuda..

Yine Moskova’daki bayram namazı, İstanbul’dan daha coşkulu idi.. İnsanlar büyük ölçüde semt camilerini tercih ettiler. Nedense imamlar cemaatlerini merkeze yönlendirme konusunda yetersizdi. Hatta Diyanet o yönde bir karar alsın, belki her ilçe ve belediyede bir mekanda kılınsın Bayram namazı ve diğer camilerdeki imamlar da cemaatı ile birlikte kalkıp musallaya gelsinler.. Yavaş yavaş Cuma namazlarında da denemeliyiz bunu..

Vakit namazları camide, Cuma namazları ulu-merkez camilerde bayram namazları açık havada musallada kılınır ve bayram namazlarına namaz kılamayacak durumda, küçük, ya da engelliler de katılır.. Bayram namazı camide olmuyor.. Musallaya çıkacağız. Sahra mescidinde kılacağız. Gerekirse şehrin dışına çıkacağız.. Cami meydanın önünde ise, imam caminin içinde değil, bahçede bulunacak.. Caminin içinde bayram manazı kılınmaz. Ne o herkes, alışmış camiye koşuyor.. Mübareğin elinde sigarası cami kapısına kadar geliyor. Namaz bitiyor, hutbeyi dinlemeden çıkıp cami bahçesinde sigarasını yakıyor..

Arkadaşlar hutbe namazdandır. Hutbeyi dinlemezseniz namazınız olmaz.. Bakın bu konuda birbirimizi uyaralım ve teşvik edelim..

İstanbul, Ankara gibi şehirlerde birden fazla yerde Bayram namazı kılnabilir belki, yani tabii şehirlerden daha büyük, yeni adı ile Metropollerde ciddi mekan ve taşıma sorunu, güvenlik sorunu olabilir. Onun için İstanbul’da mesela Anadolu ve Avrupa olmak üzere iki mekan var.. Son yapılan iki büyük kent meydanı var. Buraları sahra mescidi olarak kullanabiliriz..

Üsküdar’da Harem bölgesi, eskiden olduğu gibi sahra mescidi olarak yeniden dizayn edilebilir..

Bizim şu kiosk mescidler, sahra mescidleri konusunu da yeniden gözden geçirmemiz gerek..

Çamlıca’da yapılan büyük mescid Anadolu yakasının ulu camisi ya da Cuma mescidi olabilir mesela.. Sultanahmet’te aynı şekilde cuma mescidi olabilir, Sultanahmet ve Ayasofya meydanları ile birlikte düşünüldüğünde. Ama artık bayram namazlarında Musallaya çıkmalıyız..

Bayram namazı bitiyor, herkes evine gidiyor. Arkadaşlar, öğleye kadar o meydanda kalalım.. Vakıflar, dernekler, odalar oraya standlar açsınlar.. Şirketler, bayramlaşmasını o meydanlarda yapsınlar. Toplu dualar gerçekleştirilsin. İkramlar yapılsın.. Hele Kurban bayramında herkes evine gidiyor.. Öğleye kadar meydanda kalmalıyız.. Kurbanı bir gün sonra keselim.. Asıl bereket o cemaatte. Bunu anlayalım artık.

Caminin içi de, son cemaat mahalli de, avlusu da boşaltılmalı bayram namazında, herkes bizi görmeli, biz de birbirimizi görmeliyiz.. Namaz kılan imamı görmeli kardeşler.. Vaaz eden imam cemaatı görmeli..

Vaaz da, butbe de, dua da çok uzun olmamalı.. Belki bunlar cep telefonlarından dinlenecek şekilde, Arapça, İngilizce, Rusçaya da tercüme edilmeli, simultane olarak..

Hutbe kısa vaaz ya da nasihat şeklinde değil de, “İslam ümmeti adına” hüküm bildiren kat’i mesajlar şeklinde olmalı.. Hem zamana ve dünyaya haykırmalııyız mesajımızı, hem de kendimiz için bir kural koymalıyız..

Diyanet İşleri başkanının konuşması güzeldi. Ama bu Bayram ve Cuma namazlarının muhteva ve üslubunu yeniden gözden geçirmemiz gerek.. Hutbe bir manifesto şeklinde olmalı.. Bir beyanname olmalı.  Bunun için Hutbe hazırlanırken bir komite, halktan gelecek tekliflere açık bir şekilde oluşturmalı bu metni..

Biladi İslam’dan gelen zatlar, ya da orada inceleme yapan uzmanlar, ya da Müslümanların temel meseleleri ile ilgili çalışma yapan kişi ya da topluluklar adına, 10-15 dakikalık sunumlar yapılabilmeli, namaz öncesi..

Yine, Bayram namazı için daha hazırlıklar yapılırken, ya da namazdan sonrası için camii çevresinde fotoğraf sergileri ya da değişik sunumlar için panolar, mesela aile, uyuşturucu konusunda  basın toplantıları ve istişare halkaları oluşturulabilmeli, tabii bir koordinasyonla.. Irak’tan, Suriye’den, Filistin’den, Kerkük’ten gelenler kendi sunumlarını yapabilmeli..

İnsanlar bayram namazına gelirken ve giderken, zikirler yapabilmeli, amin alayları düzenlenebilmeli..

Bu konuda Diyanet’e de büyük görevler düşüyor, Namaz platformuna da, bizlere, hepimize de..

Kurban bayramında yeni Cumhurbaşkanının Kur’an-ı Kerim tilavetini dinlemek nasıl olur mesela.. Daha yapacak çok işimiz var arkadaşlar.. Hac ve Umre okulları açmamız gerekiyor. Bu kardeşlerimiz nereye gittiklerini ne yapacaklarını öğrenmeleri gerek.. Haremi yeniden ihya etmemiz gerek acilen bu anlamda.. Surre alayları gibi, Hac ve umre uğurlamaları yapmamız gerek. Ayrılık çeşmesi sadece Marmaray’ın bir durağı olarak kalmamalı.. 3. havaalanı ile madem 150 milyon insan gelip gidecek. Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan gelenler Hac yolculuğuna İstanbul’dan hızlı trenle yoluna devam edecekler.. Haremi bu anlamda bir an evvel yeniden ihya etmeliyiz..

Yapacak çok işimiz var, Durmak yok, yola devam.. Selam ve dua ile..

yeniakit