Gaziantep'te "4'ü çocuk, 9 kişinin ölmesi"ne Türkiye'nin her tarafından tepkiler yağıyor... PKK ve BDP'ye "suç makinesi" diyen de var, "insan olan bunu yapmaz" diyen de!..
Ama, bana göre "en anlamlı tepki"yi veren, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin oldu...
Fatma hanım, açık ve net konuştu:
"Ya terörle aralarına mesafe koyacaklar ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, o kürsüde oturmayacaklar!"
Peki, Fatma Şahin, niye böyle sert konuştu, niye BDP'lileri hedef aldı?..
Çünkü, o bir "kadın"dı!..
"Yüreği yaralı"ydı.
Her şeyden önce, "annesini kaybetmenin acısı"nı yaşıyordu... Ama, bunu da unutturan; Gaziantep'teki patlamada ölen 9 kişiden 4'ünün "çocuk" olmasıydı...
Hele de bir ananın; Fatma Şahin'in yanına yaklaşıp, "Bakanım; senin anan yaşadı, öldü... Benim bebeğimi, Almina'mı, daha dişleri çıkmadan katlettiler" demesi, bakan hanıma "ana acısını" unutturdu...
Ve yine;
"4 yaşındaki Sena"nın ciğerine "büyük bir çivi" saplanmış... Zira, PKK'lılar; "daha etkili olsun" diye, bombaların içine büyük çiviler yerleştirmişler.
O çiviler, çocuklardan birinin ciğerine, birinin kalbine, birinin beynine saplanmış!..
Söyleyin Allah aşkına;
Böyle bir acıya hangi "ana"nın, hangi "kadın"ın, hangi "insan"ın yüreği dayanır?..
Bu hayvanlığa kim isyan etmez?..
Fatma Şahin de, "milletin hissiyatı"na tercüman olup, "isyan" etmiş işte;
"Ya terörle aralarına mesafe koyacaklar ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, o kürsüde oturmayacaklar!"
KİM HEDEF GÖSTERİYOR?
Vayyy, sen misin bunu diyen?..
"Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış" misali, BDP'liler koparmış cayırtıyı;
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken; açmış ağzını, yummuş gözünü;
"AKP'nin ağzı bozuk bakanlarına her gün yenisi ekleniyor. Fatma Şahin'in bahsettiği Meclis, babasının çiftliği değil. BDP de Meclis şantajı ile diz çökecek değil. Meclis'te kimin oturup oturmayacağı kararını AKP'nin ırkçı bakanları değil, Meclis'ten çözüm bekleyen halklarımız verir."
Tamam, TBMM; "Fatma Şahin'in babasının çiftliği değildir" de; Meclis'i değil de "dağ"ları mekan tutan BDP'lilere ne demeli?..
Meclis'te hiçbir vekil ile kucaklaşmayıp, "dağlarda PKK'lılarla kucaklaşmalarına" ne demeli?..
Kalkmışlar, bir de diyorlar ki;
"Partimiz hedef gösteriliyor!"
Bu söz de moda oldu!..
Ulun sizi hedef göstermelerine gerek yok ki... Siz, "PKK'nın kucağında oturmak" ve kameralar önünde "teröristlerle kucaklaşmak"la zaten "işte buradayız" diyerek, kendi kendinizi hedef gösteriyorsunuz...
"Kabak gibi" ortada duran adamları kim niye hedef göstersin ki?..
Haa, illa da bir "hedef gösterme"den söz edilecekse, belki de BDP'nin "Anayasa Mahkemesi'ne hedef gösterildiği" ileri sürülebilir.
Tabiî, "kapatılsın" diyerek!..
İyi ama, bunu istemek "BDP karşıtlığı" demek değildir ki!.. Bunu istemek; BDP'nin, özellikle de "PKK'nın ekmeğine yağ sürmek"tir!..
Zira; PKK da, BDP de, zaten istiyor ki, "partiyi kapatsınlar!"
Kapatsınlar ki;
Kürt halkına dönüp, "Gördünüz işte, bu iş siyasetle yürümüyor... Tek çare silah!" diyebilsinler!..
OYUNLARI DEŞİFRE OLDU!
Hiç kuşkunuz olmasın ki; PKK'nın da, BDP'nin de şiddetle arzuladığı budur...
Hem zaten, ortada PKK gibi bir "asıl" varken, BDP gibi bir "fotokopi"ye hiç kimse itibar etmemekte, onlar da bu durumdan büyük rahatsızlık duymaktadır.
Öyle ya;
Meclis'te "Kürtlere hizmet" edebilselerdi, herhalde "dağ"lara çıkıp da "teröristlerle kucaklaşmazlar"dı!..
Uzun lafın kısası;
Fatma Şahin'in isyanı üzerine yaptıkları "laga luga"lara bakıp da, "kapatılmaktan endişe ediyor" görünmelerine aldanmayın!..
Kapatılmak, BDP'lilerin "canına minnet"tir ama bunu açıkça söyleyemiyorlar!..
Fatma Şahin'e kızgınlıkları ise;
"Oyunları deşifre olduğu" içindir!..
Bunu da;
Herkes görüyor, herkes biliyor.
İzninizle... İzne ayrılıyorum!
"Şu olayın sıcaklığı geçsin, bu olay bir sonuca bağlansın" derken, Ramazan geldi... "Hadi, Ramazan'ı da ağız tadıyla geçirelim" derken, bir de baktım Ağustos ayı sona eriyor...
Böyle giderse Ağustos bitecek, Eylül'ün ortalarında okullar açılacak ve ben yine "izin" kullanamayacağım.
Aslında, biraz yoruldum... Yorgunlukla birlikte, vücutta "arıza"lar da belirmeye başladı... Kafamın içi, "gündem"le dolu... Ona kafa yor, buna kafa yor derken, kafam "kazan" gibi oldu...
Biraz olsun gezmek ve biraz dinlenmek istiyorum... Bir süre Adapazarı-Bolu arasında, bir süre de Salihli ve İzmir civarlarında olacağım...
Hem "sıla-i rahim" yapmak, hem de "annem" ve "babam" başta olmak üzere büyüklerimin mezarını ziyaret etmek, mezarlarının başında "Fatiha" okumak istiyorum... BDP'liler "teröristlerle kucaklaştı" ya, ben de "kardeşlerim, arkadaşlarım ve komşularımla kucaklaşmak" istiyorum.
Hasılı kelam, biraz "tatil" yapmak ve "kendimi toparlamak" istiyorum... Dolayısıyla, yazılarıma bir süre ara veriyorum... İnşallah, dönüşümde yine beraber oluruz...
Şimdilik Allahaısmarladık... Hakkınızı helal edin.
yeniakit