Konya inanç özgürlükleri platformu üyeleri 115. Kez Kayalıpark'ta buluştu.
Platform adına basın açıklamasını Kerim Gövez yaptı.
Açıklamasına Kevser Suresi'nin mealini okuyarak başlayan Gövez, Yemen ve Suud rejimlerinin yaptığı katliama değinerek ''Cesetleri fosfor bombaları ile yanmış, çoluk çocuğun görüntülerinin televizyonlarda yayınlanmasından sonra Suud ve hiçbir savunma yoktur. Ancak buna rağmen Suud'un satılık bel'amlarının olayı bir mezhebî isyanmış gibi gösterip, bu katliama fetva vermesi, gerçekten iğrençtir! Suud'un bel'amları bunu hep yapıyor. Ne zaman "Suud-i Amerika''nın bölgedeki politikalarına muhalif bir ses yükselirse, bu sesi susturmak için hep aynı taktiği kullanıyor.'' dedi.
Diyarbakır'da Ece Nur Özer adlı altıncı sınıf öğrencisinin başörtülü okumak istediği için uzak bir okula sürülmesi olayına da değinen Gövez'' Ortadoğu'da bunlar yaşanırken ülkemizde bir başka zulüm devam etmektedir. Diyarbakır'da bir kız çocuğu inandığı dinin gereği olarak başını örtmesi sonucunda, İslami değerlerin düşmanı laikçi zihniyetin eziyetlerine maruz kalmıştır'' dedi.
Son olarak halkımızın Kurban Bayramı'nı da tebrik eden Gövez, açıklamasını gelecek hafta da aynı yer ve saatte buluşacaklarını söyleyerek açıklamasına son verdi.
Basın açıklamasının tam metni:
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 115. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla;
Muhakkak biz sana Kevser'i verdik. Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes. Biz senin şanını yücelttik. Ebter (soyu kesik) olan onlardır.
(Kevser Suresi)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Zulüm, her zaman zulümdür. Kimin elinden meydana geldiğini bir önemi yoktur. Ve hiçbir sebep, zulmü meşrulaştıramaz, makul ve olağan gösteremez. Bununla beraber hiçbir konsept, hiçbir konsensüs ve hiçbir reel politik de zulme sessiz kalmanın mazereti olamaz.
Şuan bir katliam yaşanıyor. Suud rejiminin çanak tuttuğu Yemen ordusu, Suudi Arabistan sınırlarında Sâda bölgesini havadan ve karadan bombalıyor. Suud savaş uçaklarının da desteği ile bir halk, yok edilmeye çalışılıyor. Kadın-kız, çoluk-çocuk demeden, tek suçları adalet istemek ve insanca bir yaşam için temel hak ve hürriyetlerinin kendilerine tevdî edilmesini talep etmek ve Müslüman Hûsi halkı, istediklerine-isteyeceklerine bin pişman edilmek istenmektedir.
Cesetleri fosfor bombaları ile yanmış, çoluk çocuğun görüntülerinin televizyonlarda yayınlanmasından sonra Suud ve Yemen rejimlerinin, yaptıkları katliama getirebilecekleri hiçbir savunma yoktur. Ancak buna rağmen Suud'un satılık bel'amlarının olayı bir mezhebî isyanmış gibi gösterip, bu katliama fetva vermesi, gerçekten iğrençtir! Suud'un bel'amları bunu hep yapıyor. Ne zaman "Suud-î Amerika''nın bölgedeki politikalarına muhalif bir ses yükselirse, bu sesi susturmak için hep aynı taktiği kullanıyor. Bu bel'amlara göre Suud'un satılık politikalarına muhalefet eden herkes, ya tekfirci haricidir ya da şia'dır. (!)
Garip olan ve kınanması gereken bir başka tavır da İslam dünyasındaki sessizliktir. Sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi İslam ülkelerinin liderleri susuyorlar. Neyi bekliyorlar? Dikkat etsinler, arkalarına sığındıkları reel politik, kendi başlarını yediğinde, hiçbir yardımcıları olmayacaktır. Çünkü o zaman konsept bunu gerektirecektir.
Ortadoğu'da bunlar yaşanırken ülkemizde bir başka zulüm devam etmektedir. Diyarbakır'da bir kız çocuğu inandığı dinin gereği olarak başını örtmesi sonucunda, İslami değerlerin düşmanı laikçi zihniyetin eziyetlerine maruz kalmıştır. Önce ikna edilmeye çalışılan, inandığı değerlerden kopartılmaya çalışılan, sonuç alınamayınca Anne ve babası üzerine psikolojik baskı oluşturulan Ece Nur Özer, laikçi zihniyet
tarafından uzak bir okula sürülerek yıldırılmaya ve bezdirilmeye çalışılmıştır. Üstelik bu ülkede inançlar ve dinler güvence altındadır. Bu da yetmezmiş gibi haydi kızlar okula kampanyasının sürdüğü bir dönemde okumak isteyen bir kız çocuğuna reva görülen bu durum ikiyüzlü bir gaddarlıktır.
Bütün bu iç karartıcılığa rağmen, bereketli ve aydınlık günlere yaklaşmaktayız. Evet, hacc günlerinin îfa edileceği mübarek teşrik günlerinin ve kutlu kurban bayramının arefesindeyiz. İbrahim'in sünneti olan hacc ibadeti, milyonlarca Müslümanı bir araya getirmektedir. Umarız bu durum, onların kalplerini de birbirine yakınlaştırır. Kurban bayramıyla ilgili olarak da basın yayında çıkan ve olayın manevi boyutunu karatmaya
yönelik manüpulatif haberleri kınıyoruz. Ayrıca kurbanla hiçbir bağları olmayıp, olayı bir barbekü partisi olarak algılayan, değerler yoksunu zevatın kurban derileriyle ilgili yönlendirici ve tahkir edici sözlerini ve avcı tutumlarını tel'in ediyoruz.
Son olarak, bütün İslam dünyasının kurban bayramını tebrik eder bu mübarek günlere tekrar kavuşmayı Cenab-ı Allah'tan niyaz ederiz.
Ecelerin ağlatılmadığı, başörtüsünün özgür olduğu, insanların özgürce kurban ibadetini gerçekleştirdiği ve derilerini özgürce bağışlayabildiği bir ülkede yaşama umudu ile hepinizi 116. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU