Çok şey için geçerlidir bu kural. Fakat biz burada sadece Müslümanca bir hayat için olmazsa olmaz bildiğimiz hakların kaybedilişi veya kazanılması konusunu değerlendirirken ele alacağız. İster 28 Şubattan bu yana, ister 12 Eylül darbesinden sonra hatta cumhuriyetle birlikte İslam adına kaybettiklerimizi sıraladığımızda şunu görürüz; Hem kaybedeceğimiz değerleri ve şiarları kaybetmişiz hem de bunları vermemek için direnerek bir takım bedeller ödemişiz. Gelelim bu haklarımızın bir kısmını geri alırken hangi bedelleri ödediğimize. Fazla bir bedel ödediğimizi sanmıyorum. Yaptığımız tek şey bu haklarımızı geri alacağına inandığımız bir partiye oy vererek onu iktidara getirmek olmuştur. Peki yanlış mı bu, başka ne yapılacaktı, var mıydı bunun başka bir yolu? Tam olmasa da söz konusu partiler az çok haklarımızı yeniden almadılar mı? Ezanın yeniden aslına çevrilmesinden, imam-hatiplerin ve ardından Yüksek İslam enstitülerinin açılması... Daha sonra da Ak Parti vasıtasıyla kapanan imam-hatiplerin fazlasıyla açılması ve başörtüsünün serbest bırakılması ve benzer bir takım haklar bu yolla alınmadı mı? Evet ama aynı usülle geri gitmez mi, basit bir iktidar değişimiyle kaybedilmez mi? Üstelik şu anda geri aldığımızı söylediğimiz hakların hiç birisi anayasa ve kanun güvencesinde değil ki. Sadece iktidarın hatta sadece Cumhurbaşkanının göreceli gücüyle durabilmektedir. Hatta yeniden hortlamaya başlayan bir takım dinozorlar Cumhurbaşkanının gözünün içine baka baka Kemalist dayatmalara yeniden başladılar bile. Bu konuda bir kısmımız haklı olarak iktidara yüklenerek elde edilen hakların çürük yönetmeliklerle değil anayasa ve kanun güvencesine alınmasını istemektedir. Önce şu gerçeği hiç unutmayalım, Müslümanların haklarını gasp eden partilerin hiç birisini bu millet seçerek iktidara getirmemiştir ki geri alırken de aynı yoldan geri alalım. Müslümanların her biri birer fert ve toplum olarak hakları uğruna bedel ödemelidirler, gereken bedel ne ise bunu ödeyeceklerini özellikle muhataplarına göstermelidirler. Bunun aksini yapmak Sünnetullaha aykırı olduğu gibi beşeri ticaret kanunlarına da aykırıdır. Tekrar edelim; Bedel ödenmeksizin elde edilen kazanımlar geldikleri gibi geri giderler. Doğru haber